16 Ocak 2012 Pazartesi

Maji

Wicca ve Maji!

Wicca ve Maji
Bahsettiğimiz gibi wiccanlar aramızda dolaşmakta ve kendi bayramlarını gizli ve sessizce kutlamaktadılar. Cadılar ve büyü dendiğinde, genelde zihnimizde kazanlara otlar atan, tuhaf iksirler yapan, korkunç büyüler yapan cadılar canlanır. Aşağıda takma ismi Fiona olan bir wiccandan, wicca’da maji işleyişi hakkında bilgi alalım. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere wiccanlar, yakma döneminden gelen adet ve kendilerini korumak için takma isimler kullanmaktadırlar.

Wiccanlar majiyi nasıl tanımlar? Size göre maji nedir?
Maji bir sanattır. Herkesin yapabileceği/kullanabileceği evrensel kozmik bir enerji akımıdır. Çok çalışmak, çok öğrenmek gerekir. Sadece bir kaç metin, bir kaç araç ile yapılacak kadar basit bir şey değildir. Maji çok çalışmaktır. Ama bu çalışmaların sonucunda bir kurbanın prense çevirileceğini düşünmek yanlıştır. Bu film endüstrisi hikâyelerinin gerçek wiccalık/cadılıkla hiç alakası yoktur. Bana göre maji doğayı tanımak, onla bir bütün olmak, onun sundukları ile kendine, başkalarına yardımcı olmaktır.
Majinin wiccalıktaki yeri ve önemi nedir. Pratikler açısından cadılık ve wicca dini arasında ne tür bir fark vardır?
Majik uygulamalar, wicca'nın temeli değildir. Her wicca illa maji ile ilgilenmek durumunda değildir. Cadılıkta ise bunun tam tersi söz konusudur. Wiccanlar, maji sayesinde, doğa döngüleri ile uyum içinde yaşamayı öğrenirler.
Peki siz bir wiccan olarak günlük hayatta majiyi kullanıyor musunuz?
Evet kullanıyorum.
Bir wiccan olarak günlük hayatta majiyi ne amaçlarla, nasıl kullanırsınız?
Majiyi örneğin Esbats'da (ay bayramları) kullanıyorum ya da kendimi kötü enerjilerden, kötülüklerden korumak amacı ile kullanıyorum. Bazen de başkalarına yardım için (örneğin sağlık için) kullanıyorum.
Kişisel olarak ne tür majiler yapıyorsunuz?
Ne tür majiler derken mumlarla, bitkilerle, taşlarla vs. maji türlerini kullanıyorum.
Şifa verme, âşık etme ise amaca girer ki, örneğin aşık etmek için maji yapmıyorum. Şifa vermek, bir kişiyi korumak için ise maji çalışmaları yapıyorum.

Bildiğimiz gibi cadı deyince aklımıza otlarla büyüleri, iksirler yapan cadılar gelir. Gerçek cadılar için otlarla yapılan majiler var mıdır?
Ne zaman insanlar maji hakkında konuşsa negatif çağrışımlar oluşur. Çok yazık. Bu konuda negatif düşünenler, kim bilir belki kendi içlerindeki karanlık yönü ortaya çıkartıyorlardır. Gerçek cadılar için otlarla yapılan iksirler vardır. Onlar bu iksirleri, iksirlerinin amaçlarını öğrenmek için çok çalışırlar. Bu nedenle iksirler yapan kötü kişiler olarak anılmaları gerçek cadılar adına çok acıdır. Örneklemek gerekirse kötü enerjiden arınmak için süt (pek çok baharatla yapılır) ve benzeri konsantrasyon iksirleri ve benzer iksirler vardır.
Birçok maji türü var ve bu maji türleri arasında wiccan ve cadı majisi farklı bir konuma yerleşmiş durumda. Siz diğer maji türlerine nasıl bakıyorsunuz?
Voodoo, Wicca gibi bir dindir ve onların da kendilerine göre majik ritüelleri bulunur. Voodoo diyince herkesin aklına kara büyü, maket bebekler gelse de, voodoo çok daha derindir. Havas ise İslam entelijansiyasini temsil eder.
Wiccalıkta kriterleriniz ve kurallarınız var mı?
Elbette var. Her şeyden önemlisi bizler üçler kuralını benimseriz. Bu Wicca'nın temel kuralıdır. Kimseye, kendine de zarar vermediğin sürece ne istiyorsan yap. Yaptığın iyi ya da kötü her şey sana üç katı ile geri dönecektir. Wiccalar, yaptıkları iyiliklerin mükâfatını, kötülüklerinde cezasını yaşadıkları hayatta çekeceklerine inanırlar. Yapılan hiçbir hatanın şeytan gibi bir günah keçisi yoktur (Wicca inanışında şeytan yoktur). Bu nedenle kötü amaçlar için uygulamalar (maji) yapılamaz.
Majilerde hangi yöntem ve gereçleri kullanırsınız?
Maji'de en önemli gereç kişinin kendisidir. Maji çalışmalarında konsantrasyon çok önemlidir çünkü kendi gücünüzü evrenin kozmik gücü ile birleştirirsiniz. Bunun dışında kadeh, asa, pentakl gibi çesitli araçlar kullanırsınız. Her araç bir şeyi sembolize eder.
Majilerinizde en çok hangi tılsımı kullanıyorsunuz?
Daha cok pentakl kullanıyoruz.
Size göre pentagram ve pentakl neyi temsil eder?
Günümüzde Pentagram, toprak, hava, ateş, su ve ruhu temsil eder. Bir güvenlik sembolüdür (koruyucudur).

Pentagramın sizin majilerinizdeki önemi nedir?
Günümüzde özellikle 60'lı yıllardan sonra Pentagram'a mistik bir güç yüklenmiştir. Kötülüklere karşı güçlü bir koruyucudur. Ayrıca maji ritüelleri pentagramın elementleri ile kombine edilir.
Peki pentagram dışında kullandığınız semboller var mı?
Evet var. Örnegin Kelt sembolleri.
Cevaplarınız için teşekkürler.
________________________________________
Kaynaklar:
10 Adımda Psişik Gücünüz – Cassandra Eason
Cadının Mutfağı – Kate West
Cadının Bahçesi – Kate West
Ortaçağda Büyü – Richard Kieckhefer
Meryln, Kral Arthur’un Büyücüsünün Gizli 21 Dersi - Douglas Monroe
Maji
Hazırlayan Kemal Menemencioğlu
"Ey ölen bir dünyanın varisi, seni Yaşayan Güzelliğe çağırıyoruz,
Ey yabani karanlıkta dolaşan, seni Narin Işığa çağırıyoruz
Uzun süredir karanlıkta bocalandın - Terk et Geceyi, Gündüze yönel"
Hermetic Order of the Golden Dawn, Neophyte (ilk dereceye giriş) İnisiyasyon Ritüelinden(1)
Maji Tanımları
"Maji irade doğrultusunda değişiklik yaratmanın Sanatı ve Bilimidir."(2)
Aleister Crowley " Magick is the Art and Science of creating change in comformity with will."
Aleister Crowley
"Maji en yüce, en mutlak ve en ilahi doğa felsefesinin bilgisidir. Uygulama ve harika çalışmalarında ilerleyerek, her şeyin içsel ve okült erdemlerinin üzerine doğru bir anlayışla gidilir, uygun nesnelere doğru araçlar uygulanır, böylece olağanüstü ve hayret verici sonuçlar elde edilir. Dolayısıyla, Majisyenler doğa sırlarını inceleyen engin ve azimli araştırmacılardır ve yeteneklerinden dolayı basit insanların mucize gözüyle baktığı etkenleri önceden belirleme gücüne sahiptirler."(3)
Kral Süleyman'ın Legemeton kitabının Goetia bölümü "Magick is the Highest, most Absolute and most Divine Knowledge of Natural Philosophy, advanced in its works and wonderful operations by a right understanding of the inward and occult virtue of things; so that true Agents being applied to proper Patients, strange and admirable effects will thereby be produced. Whence magicians are profound and diligent searchers into Nature; they because of their skills, know how to anticipate an effect, the which to the vulgar shall seem a miracle."
"Goetia of the Legemeton of King Solomon"
"Maji, o Büyük Sanat, sadece bütün sanatların değil, aynı zamanda bütün dinlerin, bütün asaletin ve bütün bilimlerin hem özü, hem de bütünüdür."(4)
Lewis Spence "Magic the Great Art, is the nucleus as well as the compendium , not only of all other arts, but of all faiths, of all nobility, of all science."
Lewis Spence
"Majikal güçlerin kullanımı doğal, ancak Doğanın basit bilinen işlevlerine üstün olan güçlerin kullanımıdır. Bir mucize Doğa kanunlarının ihlali değildir. Bu sadece cahil insanlar için geçerlidir. Maji bir bilimdir, Doğa güçlerinin, görünen ve görünmeyen alemlerin kanunlarının derin ve engin bir bilgisidir. Bir adeptin (üstadın) elinde Spiritüalizm (ruhçuluk) majiye dönüşür, çünkü o Doğa kanunları ihlal etmeden evren kanunlarını birleştirmeyi bilmektedir. Bir deneyimli medyumun elinde ise, Spiritüalizm bilinçaltı büyücülüğe dönüşmektedir, çünkü kendisine vermek istedikleri bilgi dışında haklarında hiç bir şey bilmediği çeşitli ruhların kontrol-dışı oyuncağı haline gelmektedir. Bilmeden iki alem arasında kendisinde bir iletişim kapısını açmaktadır ve bu kapıdan astral alemde mekan edinmiş Doğa'nın kör güçleri dahil, ayrım yapmadan iyi ve kötü ruhları da geçit yapabilmektedir."(5)
Helena Petrovna Blavasky "The exercise of magical power is the exercise of powers natural, but superior to the ordinary functions of Nature. A miracle is not a violation of the laws of Nature, except for ignorant people. Magic is but a science, a profound knowledge of the Occult forces in Nature, and of the laws governing the visible or the invisible world. Spiritualism in the hands of an Adept becomes Magic, for he is learned in the art of blending together the laws of the universe, without breaking any of them and thereby violating Nature. In the hands of an experienced medium, Spiritualism becomes unconscious sorcery; for, by allowing himself to become the helpless tool of a variety of spirits, of whom he knows nothing save what the latter permit him to know, he opens, unknown to himself, a door of communication between the two worlds, through which emerge the blind forces of Nature lurking in the astral light, as well as good and bad spirits."
Helena Petrovna Blavatsky
"Doğaya ters düşen bilim şeklinde bir maji yoktur - o doğayı kontrol etmenin bilimidir."(6)
Lord Bulwer-Lyton, "Zanoni" "Magic (or science that violates nature) exists not - it is but the science by which nature is controlled"
Lord Bulwer-Lyton, "Zanoni"
"Maji tek bir bilim altında felsefede en kesin ve dinde en mutlak ve yanılmaz şeyleri birleştirir. İlk bakışta birbirine tamamen zıt gözüken - inanç ve mantığı, bilim ve imanı, yetki ve özgürlüğü mükemmel bir uyum ve ahenkle bağdaştırır"(7)
Eliphas Levi, Maji Tarihi "Magic combines in a single science that which is most certain in philosophy with that which is eternal and infallible in religion. It reconciles perfectly and incontestably those two terms so opposed on the first view - faith and reason, science and belief, authority and liberty."
Eliphas Levi, History of Magic
"Ey Kardeş ......., bu uyarıyı vermek görevimdir. Cemiyetimizdeki gizlilik Taahhüdünü unutma - çünkü Güç Sessizliktedir ve Bilgeliğin Tohumu Sessizlikte ekilir ve Karanlıkta ve Sırda yeşerir.
"Unutma ki bütün Dinlere saygı ile eğiliyorsun, çünkü aralarında aradığın o Mutlak Işıktan bir Işını içermeyen yoktur. Verdiğin yeminini bozacak olanın başına gelecek cezayı da unutma. Sana verilen Sırrı unutma. Gizli Bilgeliğin sadece Dengeli Güçlerin bulunduğu yerden algılanabileceğini unutma.
"Sertlik ve Merhametin uygun dengesinin Yüce Sırrını iyi öğren, çünkü bunlardan hiçbirinin dengesiz oluşu iyi olmaz. Dengesiz Sertlik gaddarlık ve zülümdür; dengesiz Merhamet ise zaaftır ve denetimsiz olarak Şerliğin varoluşuna izin verir, böylece Şerrin suç ortağı olursun."
"Unutma ki, Kutsal şeylere sadece Bedenini anlayan ölümlüler tarafından erişilmez, çünkü hafif silahlarla donanmış olanlar zirveye ulaşabilir.
"Unutma ki sadece Tanrı Işığımız ve Mükemmel Bilgeliği Bağışlayandır ve hiçbir insan sizi o Bilgeliğin Yoluna getirmenin ötesinde bir şey yapamaz, oysa O taktir etse onu bir çocuğun kalbine sokabilir. Çünkü bütün nasıl parçadan yüceyse, biz de barındırdığı Hayal Edilmez Işığın birer Kıvılcımıyız."
Hermetic Order of the Golden Dawn, Neophyte (ilk dereceye giriş) İnisiyason Ritüelinden(1)

Maji
Maji oldukça hassas bir konudur. Onun kadar yanılgı ve yanlış tanımlamaya tabi olan çok az konu vardır. Bu yazımızda bu yanlışları kaldırıp hakkında doğru bilgiler vermeye çalışacağız. Her şeyden önce okurların maji konusunda ön yargıları varsa, bunları bir kenara atmalarını davet ediyoruz, en azından bu yazı süresince. Çünkü bu sayfalarda majinin gerçekten ne olduğu ve insan yaşamındaki hayati rolünü yazacağız. Asırlardır örtbas edilen gerçeklere deyineceğiz. Çünkü yaşadığımız çağda, istesek de, istemezsek de, bu gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. İyi de, kötü de olsa, sırlar ifşa ediliyor. Konu hiç de sanıldığı gibi karmaşık, hurafeli veya uçuk değil, tam tersine açık fikirli, uygar ve aydın insanlara hitap edebilecek bir konudur. Gerçek maji din ve bilimi bağdaştıran, insanın temel gerçeklerini ortaya koyan, insan haysiyetini yücelten, yaratıcılığını ve özgürlüğünü onaran bir uğraştır. Bu yazımızda mümkün olduğu kadar akademik bir stil uygulamayacağız ve anlaşılır kılmaya çalışacağız.
Maji batı kökenli bir kelime olup, çoğu zaman büyü olarak tercüme edilir. Büyü kirletilmiş bir kelimedir ve batıl inançlar, karanlık uygulamalar, şarlatanlık, yerine getirilmeyen vaatler gibi akla hiç de hoş olmayan şeyler getirir. Son zamanlarda bazı Türkçe kitaplarda büyü kelimesine eski Şaman şan ve şöhretini uygun anlamları aşılama çabasına girilmiştir, ama yine de maji kelimesini tercih edeceğiz. Çünkü maji kelimesinin etimolojik kökenlerinde önemli anlamlar vardır. Bunlara diğer yazılarımızda deyindik ve burada tekrarlayacağız: "Zerdüştlüğün rahiplerine Magiler denilirdi. Magiler astrolojik, ilahiyat, doğal şifa ve okült bilgileri, erdem ve bilgelikleriyle ünlülerdi. İncil'de üç Maginin İsa'nın doğumunu önceden bildikleri ve Betelam yıldızını takip ederek bir ahırda yeni doğan İsa'yı kutlayarak hediyeler getirdiklerini yazar... Daha sonra Zerdüştlük, Magilerden dolayı Araplar tarafından Mecüsilik olarak adlandırıldı. Günümüzdeki Maji kelimesi bu kökendendir. Bir ezoterik ekol olarak Maji'nin kökeni de Zerdüştlüğe ve hatta daha da öncelere dayandığı çoğu "modern" majisyen tarafından bilinmez. Ayrıca, maji kelimesini büyü olarak tercüme etmek doğru olmaz. Maji kelimesinin kökeni Hint-Avrupalı dillerde "yüce" veya "ulu" anlamına gelir. Sanskritçe'de "Maha" aynı anlama gelir, örneğin Mahatma (maha=yüce, büyük, atma=ruhsal varlık) büyük ruh, yüce kişi, Maharaja (maha=yüce, büyük, raja=kral) büyük kral anlamına gelir. Aynı şekilde Avrupa dillerinde Ma, Mag veya Maj kökü: Maj-esti, Mag-net, Mag-nificant, Ma-ximum, Mag-nate, Mag-istrate, Maj-or, Mag-ister, Ma-ster gibi başlıklı kelimler yücelik, erk ve asalet anlamlarını taşır. Dolayısıyla, bir kara majiden söz etmek etimolojik açıdan yanlış olur. Maji sadece insanı yücelten, laik olduğu düzeye getiren kutsal bir bilim olabilir." ( Ezoterik Astroloji Bölüm 2). Magiler aslında Ari topluluklarında Zerdüştçülük'ten de eskidir. Magileri, Keldaniler'de, Orta Doğu'da Sabiler, Hindistan'da Magas, Greklerde Magos ve tekil olarak Magoi, Latince'de Magus ve tekil olarak Magi olarak bilinirdi.(4) 
 Majiyi genel anlamda büyüden ayıran şey, majisyenin uygulamalarını kozmik bütünlüğün bilinci ve kozmik yasalara uyumluluk içinde yürütmesi. Kozmos (akılcı bir düzene sahip evren) insanın kişisel, ruhsal, bütünsel gelişmesini ön görür ve bu amaç uğruna başkaların hak ve özgürlüklerine dokunulmadığı sürece ona her türlü hakkı tanır. Büyücü ruhsal ve kozmik yasaları bilmez, elinde çalışan veya çalışmayan bazı formül ve teknikler vardır ve bunları kullanırken verdiği hasara değil, aldığı somut sonuca bakar. Eskiden, Maji belirli bir ezoterik öğretinin bir parçasıydı ve belirli kriterleri yerine getiren kişilere öğretilirdi. O zamanlarda maji öğretisi yoga gibi mürşitten müride, genelde inisiyasyon dereceleri bulunan loca sistemi içerisinde, ancak belirli sınavlardan geçmiş seçkin kişilere aktarılıyordu. Günümüzde ise, bir çok sırları açıklanmıştır, iyi veya kötü olsun, artık herkes oturup kitaplardan bile öğrenebilir ve uygulayabilir. Ancak her hangi bir ilerleme kaydetmek için sıkı bir eğitim gerekmektedir. Bu da herkesin harcı değildir. Kişiliği gelişmemiş insanlar böyle sıkı bir disipline kolay kolay girmezler. Bencil insanlar kolay kolay özveride bulunamazlar.
Günümüzde maji konusunda ilerlemek isteyenler, konsantrasyon, imgeleme, meditasyon, zihin ve duygu kontrolü gibi bir çok konuda kendilerini geliştirmek için evlerinde kendi kendine veya aynı fikirleri paylaşan bir grup arkadaşla çalışırlar. Bu sıkı eğitimin bir sonucu olarak insan daha bilinçli ve duyarlı olabilmekte, sezgileri ve zekası daha da açılmakta, dolayısıyla her şeyi az çok olduğu gibi görebilmekte. Böyle bir kişinin güçlerini karanlık emellere kullanacağa görüşü biraz karamsardır. Bir araba hasar ve zarar getirebilir, ancak arabayı yasaklamak yerine sürücüler eğitilse, daha uyanık ve dikkatli bir konuma getirilse bu kazalar neredeyse sıfıra inmez mi? Maji insana az bilenen zihinsel güçlerini kullanmasını öğretiyor. İnsanlar aslında her yerde bu zihinsel güçleri zaten kullanıyorlar. Zaman zaman bazen bilinçsizce etrafındakilere ve kendilerine bu güçlerle zarar verebiliyorlar. Bu konuda bilgilenmek insanı başkalarından ve hatta kendisinden korur. Günümüzde NLP, Ben Ötesi Psikoloji, Hipnoz, Pozitif Düşünce gibi bir çok yeni akımın değindiği esaslar ve fazlası binlerce yıldır ezoterik okullarda öğretilmekteydi. Son 150 yılda ortaya çıkan ve daha önce sır olarak saklanan bir çok ezoterik öğreti bazı kişilerce adapte edilip modern isimler altında iş adamları, satıcıları eğitmek üzere birçok seminer ve kursa malzeme olmuştur. Ancak ezoterik öğretilerin kapsamı bunlardan çok daha geniştir. Maji aslında hazır bir bilgi paketi değildir, bilgi o denli geniştir ki her şeyi birden öğrenmek mümkün değildir. Bunun yerine birçok temel teknik ve bilgiler verilmekle beraber, daha çok bilgi edinmenin, aydınlanmanın ve gelişmenin yöntemleri öğretilir. Gelişme için gerekli çalışmayı insan ancak kendisi yapabilir. Bu yöntemlerle insana gerekli ve istediği bilgiyi kazanır, ama kullanmak için hazır olmadığı bilgiyi sonraya bırakmalıdır, her şeyin bir zamanı vardır. İşine yaramayan bilginin hamallığını yapmamalıdır. Bilgi derken telefon numaraları, kişisel sırlar, küçük hesaplar ve her türlü gereksiz bilgileri kastetmiyoruz. Gerçek bilgi kalıcı bilgidir, bizim bir parçamızı oluşturacak prensipler ve teknikleri içerir.
Dion Fortune Majiyi "Batı Yogası"(8) diye tanımlamıştır. Her toplumda kendi kültürüne uygun ruhsal ve psişik gelişme ve aydınlanma sistemleri gelişmiştir. Batı Tradisyonu, örneğin yoga gibi doğu sistemlere nazaran daha az tanınmaktadır. Çünkü tarih boyunca ağır baskılara maruz kalmış ve yer altına inerek, bir nevi gizli öğreticilik şeklinde varlığını sürdürmüştür. Bu baskılar özellikle Hıristiyanlık tarafından uygulanmıştır. Örneğin, İslam'da böyle bir baskı nispeten pek olmamıştır. İspanya'da Müslüman Endülüslüler altında gizemli Yahudi öğretiler gün ışığına çıkmıştır. Kabala okulları açılmıştı ve en önemli kitapları yayınlanmıştı. Hıristiyanlığın bu baskısı, (ki burada Hz. İsa'nın gerçek öğretileri değil Kilise örgütünü kastediyoruz) majinin diğer hermetik, ezoterik ve okült bilimler gibi kadim geçmişe sahip olmasından kaynaklanır. Hıristiyanlık kendi dini ideolojisini yaymak ve kilisenin kitleler üzerinde hakimiyetini pekiştirmek için kadim öğretilerin etkisini silmeye çalışmıştır. Onlar ne de olsa eski pagan dinleri ile yakın bir bağları vardı. Ayrıca dini ideolojisi Tanrısal vasıfları Tanrının oğlu olarak gördüğü İsa üzerinde toplamaya çalışmıştır. Oysa kadim öğretiler bu konuma insanı koymuştur. İnsanın küçük bir evren ve potansiyel olarak bütün tanrısal melekelere sahip olduğunu savunmuşlardır. Aslına bakılırsa, İsa konusunda günümüzde pek çok şey ortaya çıkmıştır, bunlar da pek çok farklı teze yol açmıştır, hatta bir görüşe göre İsa aslında bir majisyendi(9).
Majinin, günümüzde gerek pratisyenler, gerekse de teoriysenler arasında en popüler tanımı, Aleister Crowley tarafından verilmiştir: "Maji, irade doğrultusunda değişiklik yaratmanın Sanatı ve Bilimidir (1) (Magick is the Art and Science of creating change in confomity with will)." Bu tanım dışında "Her bilinçli fiil, majikal bir fiildir (Every intentional act is a magical act)" ifadesini eklemiştir. Yani bilinçli olarak özgür irademizle belirli bir amaca yönelik bütün faaliyetlerimiz majikal faaliyetlerdir. Bu, örneğin kendimize bir çay hazırlamak bile olabilir (Crowley'nin verdiği örnek). Bilinçsiz ve alışkanlıkla yapılan fiillerin "gerçek irademizden (true will)" kaynaklanmamaktadır. Değişiklik yaratmak insana özgüdür, örneğin şekilsiz bir taşı yontup bir sanat eseri yaratmak, tarihin akışını değiştirecek kararlar almak, zararlı bir alışkanlığa son vermek, yine bir yetenek kazanmak, her türlü engeli aşıp başarılı olmak vs. gibi. Ancak, insanlar çoğu kez yaşamlarını kendi haline bırakıyorlar, otomatik bir varlık gibi yaşayarak, hiç bir gelişme kaydetmiyorlar, Gurdjieff'in deyimi ile "uyku" halindeler. İşte majinin amacı insanda farklı bir cevher yaratmak ve ona değişiklik yapmanın ve değişime uğramanın teknolojisini ve yollarını sunmaktır.
Bütün insanların kendilerini ele alıp bazı köklü değişiklikler uygulamaya ihtiyaçları vardır. Bu açıdan Maji doğu sistemlere göre daha akıcı, daha az inkarcı bir sistemdir. Doğu sistemlerin çoğunda inzivaya çekilip maddeyi ve bedeni ve dolayısıyla doğayı inkar etmek vardır. Sadece ruhun bulunduğu bir evren durgundur, en azından bizim bulunduğumuz mekan ve seviye açısından. Oysa ruh ve madde aralarında sonsuz karşılıklı ilişki içerisindedir. Batı Ezoterik Tradisyonunda özünde insanın kendisine fazla baskı uygulamadan, uygar insan modelinden uzaklaşmadan bir bütün olarak gelişmesi ön plandadır. Bu açıdan Majiyi küçümseyenler olmuştur. Kimisi nefsini yok etmek, yenmek gerektiğini bize söyledi. Peki insan nefsi onun bir parçası değil mi? İnsan bir parçasına karşı nasıl savaş açar? Nasıl kin ve nefret duyar? Bir arabanın içini açıp şu parça gereksiz, onu söküp atalım daha iyi işler denilebilir mi? İçimizdeki yüksek potansiyellerimizi açığa çıkardığımızda, zaten nefsimizde o bütün içerisinde doğru yerini bulur. Nefis kelimesi nefesten gelir, can ve yaşamdır. Majinin özünde Işığı maddeye indirmek, maddeyi erdemle aşılamaktır. İnsan nefsi düşmanı değildir, insan doğal olduğu sürece bir sorun yaratmaz, her parçası gerektiği
Modern ritüel majisyenler bir takım alet kullanırlar. Geleneksel olarak bu aletleri majisyenin kendisi hazırlaması gerekir. Ama çoğu bunları başkalarına hazırlatılırlar veya satın alırlar. Bunların hiç biri şart değildir, bunlar sadece irade ve hayal gücü destek unsurlarıdır. Tam donanmış bir majisyen bir odasını mabet olarak ayırmıştır. Böyle imkanı olmayan majisyen herhangi bir odayı geçici olarak mabede çevirebilir veya mabedi zihninde yaratabilir. Tam donanmış bir majisyen mabede girdiği zaman özel bir kıyafet giyer, böylece çıkardığı kıyafetin taşıdığı günlük yaşamın anılarını geride bırakılır ve sadece çalışmak için kullandığı kıyafetin zihinsel kalıbına girer. Mabet onun kutsal alanıdır ve mabette olan her şeyin bir içsel anlamı vardır. Ortada duran altar (sunak) dünyadır, üzerinde yanan mum onun iç benliği, ritüel bıçağı iradesi, asa yetkisi, tütsü düşünceleri vs.. Ancak başka şekillerde de çalışabilir, birkaç kişi bir araya gelebilir ve deneyimli bir kişi onları yönlendirerek içsel yolculuklar yapılabilir. Tek olarak veya grup olarak çalışmak da mümkün. Kişi veya kültüre göre uygun sistem, yöntem, teknik ve semboller uydurmak da mümkün. Ayrıca majinin farklı uygulama alanları da vardır. Bütün olay doğal yetenekleri açığa çıkarmak, ortaya koymak, içsel yolculuğa çıkmaktır.
Konumuzla ilgili Elementler adlı yazımızdan şu bölümü aktarıyoruz: "Tarot kartları Arkana Major (Büyük Sır) ve Arkana Minor (Küçük Sır) olarak iki desteye ayrılır. Arkana Minor aynı bizim oyun kartları gibi dört gruba ayrılır. Bunlar: asa, kupa, kılıç ve paralardır. Golden Dawn Cemiyeti asaları ateşe, kılıçları havaya, kupaları suya ve paraları toprağa tekabül ettirdiler. Bu sembolizm hemen hemen bütün yeni ezoterik tarot kartlarına (Waite, Crowley, Golden Dawn/Wang, Golden Dawn Ritual/Cicero vs.) işlendi. Ancak bazı ezoterik sistemler, özellikler neo-paganlar biraz da haklı olarak ateşin kılıca ait olması gerektiğini ve asanın havaya ait olması gerektiğini savunmuşlardır. Çünkü kılıç ateşte dövülür ve ateş gibi yakıcı ve keskindir. Asa ise hikmet ve denge sembolüdür ve göğe doğru çıkar. Ağaçtan yapılmıştır, ağaçta havaya doğru açılır. Yeni de G.D. sembolizminde her şeyin belirli bir anlamı vardır, bir bakıma ateş asası ateş yılanı kundalini enerjisinin gezindiği omuriliğini simgeler.
"Bu dört alet aslında majisyenin çalışmalarında kullandığı aletler ve silahlarıdır. Unutmamak gerekir ki elementlerin içsel yönü de vardır. Elementlerde, majisyenin kendisinde geliştirmek istediği belirli faziletler vardır. Bunları kazanmak için onlara erişim sağlaması ve özümsemesi gerekir. Tarot kartların birincisi Majisyen adlı karttır. Burada majisyen çalışma masasının başında gözükür, önünde dört aleti: asa, kılıç, kupa ve para (disk). Majisyen bir yandan içsel elementlere hakim olmaya öğrenirken. Bir yandan da doğadaki çiğ güçler olan dışsal elementlerle karşı karşıya gelmekte. Bu deneyim ilk başlarda biraz ürkütücü gelebilir, çünkü insanlar doğadan uzak, varlığından habersiz yaşamaya alışmışlardır. Teknolojisi, bilimi, ekonomisi doğayı sömürmek üzerine kurulmuştur. Şimdi yüz yıllardır büyük bir emekle dışarıda tuttuğu o vahşi güçle yüz yüze. Bu da onun ilk inisiyasyonu. İlk önce doğayla yüzleşmeden daha yüksek inisiyasyonlar, kozmik sırlar, mistik haller vs. tam olarak yoktur. Ondan sonraki yol inisiyasyon adayının kendisini tanımasıdır. Gerçekten, bu her safhada mevcuttur ve misterlerin altın anahtarıdır, çünkü insan küçük evrendir (mikrokozmos) ve büyük evrende (makrokozmos) olan her şey minyatür olarak onda da vardır. Ancak bu sonraki safhada kendisini daha iyi tanıyacaktır. Misterler üç safhalıdır: doğa sırları, beşeri sırlar ve semavi sırlar. Bu üç safha elementler, gezegenler ve burçlar/sabit yıldızlar olarak gözükür."
Golden Dawn cemiyetinde bu elemental aletler dışında başka aletler de kullanılır. Hepsi majisyen tarafından belirli ritüellerle kutsanır ve şarj edilir. Bu aletler ritüel amaçları dışında kullanılmaz ve ritüel bitiminde tercihen siyah ipekle sarılıp emin bir yere kaldırılır.
Maji sihirli bir değneği sallayıp anında arzularımız gerçekleştirmek değildir. Tam aksine çok çalışmaktır. Kendi üzerimizde çalışmak. Bir usta çalışıp çok güzel ve değerli bir mücevher yaratabilir, bir kadının boynunda göz kamaştırıcı olabilir. Ancak kendimiz üzerinde çalıştığımız zaman en değerleri varlığımızı ele alıyoruz. Majisyenin aletleri de onun çalışma araçlarıdır. Onlara çoğu kez "majikal silahlar" denilir. Tabii ki bunların arasında kılıç ve bıçak dışında gerçek anlamda silah yoktur. Ancak majisyen bir içsel savaşçı olarak bu silahları gücünü, yetkisini ve koruma çemberini pekiştirmek için kullanır. Biraz da havaya girmek ve inancını sağlamlaştırmak için. Bir mental majide, majisyen aletleri hayal gücüyle de yaratabilir veya etkileri direkt olarak da yaratabilir.
"Ayrıca söz veririm ve vaat ederim ki, İlahi izinle bu günden itibaren, insan ötesine erişmek üzere İlahi Yardımla Ruhsal Doğamı arındırıp yüceltmek ve böylece kendimi yüksek ve İlahi Benliğimle birleştirmek anlamına gelen Büyük Çalışmaya adayacağım ve bana emanet edilen büyük gücü istismar etmeyeceğim"
Hermetic Order of the Golden Dawn, Adeptus Minor (5=6 dereceye giriş) İnisiyason Ritüelinden(1)
Ritüel Maji
Sık sık kullanılan ritüel maji teriminde, Türkçe'de bulanmayan "ritüel" kelimesi ayin, seremoni, tören ile özdeşleştirilmiştir. Özellikle modern Batı majinin "pınarı" olarak görülen Golden Dawn sisteminin açığa çıkması ile ritüel maji konusu daha çok gündeme gelmiştir. Ritüel'in anlamını kavramak ilk bakışta zor gelebilir.
John Michael Greer ritüeli şöyle tanımlıyor. "..her ne kadar majide ritüel'den fazla şeyler varsa, ritüel sanatı dünya geleneklerinde majikal tekniklerinin özünü oluşturur. Ritüeli sembolik hareket olarak tanımlayabiliriz. Bir sembol (bu kelime felsefeyi içeren sorunların yarısını kapsar, ancak bunlar bekleyebilir) başka bir şey anlamına gelir, bir ilişkiyi tanımlar, anlam ilişkisi, sembol ve tanımladığı şey arasında.... sembol simgelediği şey değildir, ne de kendisidir. Onun başka bir boyutu vardır, anlam boyutu, o da (şimdilik) şuur aleminde varlığını sürdürür. İnsanlar sembol kullanan varlıklardır, dilimiz, sosyal yapımız, dünyayı tanımlamak için kullandığımız imajlar ve fikirler hepsi semboldür... Çoğu zaman günlük yaşamın ritüelleri alışagelmiş yarı şuurlu bir şekilde icra edilir... Ritüeller ve altındaki anlam ilişkileri bilinçli bir şekilde etüt edildiği ve kullanıldığında, geniş bir imkan yelpazesi açılmaktadır. Bu imkanlar arasında maji yöntemleri vardır... Dolayısıyla ritüele hakim olmak belki de insan şuurunun muazzam gizli potansiyellerinden faydalanmanın en önemli yöntemini sunmaktadır."(13)
Ritüellerde kullanılan sembolleri, küçük evren olan insanın (mikrokozmos) büyük evrende simgeledikleri şeylerle irtibat kurmanın bir aracı olarak görebiliriz. Buda bizi Platon'un mana alemindeki idealler veya psikolog Jung'un kitlesel bilinçteki arketiplerin bilinçli bir şekilde kullanma yöntemine getirir.
Diğer bir psikolojik tanımda ritüellerde kullanılan sembol ve araçlar bilinçaltı ile ilintilidir. Bu konuda W.E. Butler şöyle yazmıştır: "Majikal sistemde duyulardan zihne inen imajlar bilince yöneltilen "telkin" olarak kullanılır. Bu da ritüelin yarattığı duyarlı halden dolayı yoğunlaş
Teori ve Pratikte Maji
Yazan Aleister Crowley
Bölüm 1 - Ritüelin Prensipleri
Çeviren Cem Çiloğlu - Translation Copyright © 2006 hermetics.org
Bütün majikal ritüellerin amacı tek bir ana tanımla açıklanabilir. Mikrokosmosla makrokosmosu bir araya getirmek. Bu sebeple en yüce ve eksiksiz ritüel Kutsal Koruyucu Meleğin Çağrılması(1), mistisizmin diliyle konuşacak olursak tanrıyla birleşme halidir.
Tüm diğer majikal ritüeller bu genel prensibin kısmi örnekleridir. Onları uyguluyor olmamızın tek özrü şudur. Bazen öyle bir durum olur ki mikrokosmosun belirli bir kısmı çok zayıf kalır; görünümü, yansıması olduğu makrokosmosu saf olmayan kusurluluğuyla lekeler. Örneğin Tanrı cinsiyet ötesidir; bu sebeple ne erkeğin nede kadının Tanrıyı tamamıyla anlaması, hatta anladığından da az oranda onu temsil edebilmesi mevzu bahis değildir. Bu yüzden erkek majisyenin, kendisinde eksik olan dişil erdemleri geliştirmesi gereklidir ve tabii ki bu görevi eril gücünü kaybetmeden yerine getirmesi lazımdır. Bu yüzden majisyenin İsis’i(2) çağırması, kendisini onunla özdeşleştirmesi uygundur. Eğer bunu yapmakta başarısız olursa, Samadhi(3) haline girdiğinde edindiği evren algılayışı analık kavramını içermeyecektir. Bunun sonucu olarak bulduğu dinde metafizik ve etik bir kısıtlama olacaktır. Musevilik ve İslam bu eksikliğin çarpıcı örneklerindendir.
Bir başka örnek olarak majiye kendini adamanın çoğunlukla gerektirdiği üzere dünya nimetlerinden el çekmiş olmak bir doğa fukaralığını, sığlığı, cömertlik eksikliğini ortaya atar. Doğa sınır tanımaksızın müsriftir. Bir milyon tohumdan belki ancak bir tanesi meyve verme safhasına gelebilir. Bunu anlamakta başarısız olan kişi, bırakın o Jüpiter’i invoke etsin (çağırsın)(4).
Seremoni majinin en ince ve en derin tehlikesi şudur: majisyen doğal olarak kendisini en çok cezbeden kısmi varlığı çağıracaktır, bunun sonucunda gittiği yöndeki doğal aşırılığı daha fazla abartacaktır. Bırakalım o işine başlamadan önce kendi varlığının haritasını çıkarmaya uğraşsın ve invokasyonlarını dengeyi sağlayacak şekilde ıslah etsin. Bu tabii ki, ritüel aletlerinin ve mabet mobilyalarının hazırlanmasından önce yapılması gereken öncelikli bir iştir(5).
Ritüelin doğası hakkındaki sorumuzu daha detaylı bir biçimde düşünecek olursak, bu kişinin, tıpkı birçok başka birey ve ırkta olduğu üzere, doğanın karakteristiği olan yaşam ve ölümün değerini algılamada eksik kaldığını varsayalım. Belki de onda Buda tarafından söylenmiş ‘’ilk soylu hakikat’’ yani her şeyin acı olduğunu algılama eğilimi vardır. Doğa, göründüğü kadarıyla, bir trajedidir. Belki de o, hüzün denilen o büyük transı deneyimlemiş olabilir. Öyleyse onun bu döngüyü ifadelendiren ama doğası neşe olan bir başka tanrının var olup olmadığını araştırması gerekir. O gereksinim duyduğu şeyi Diyonisos’ta(6) bulacaktır.
Bir tanrıyı çağırmanın (invokasyon) üç ana metodu vardır.
‘’ilk metot’’ bu tanrıya adanmayı kapsar ve mistik bir doğaya sahiptir. Bundan dolayı bu bölümde yer almayacaktır. Liber 175’de(7) konuyla ilgili mükemmel bir talimat bulunmaktadır.
‘’ikinci metot’’ doğrudan seremoniyal invokasyonudur. Ortaçağda ekseriyetle kullanılan metot buydu. Metodun avantajı doğrudanlığı, dezavantajı ise kabalığıdır. ‘’Goetia’’(8) ve diğer pek çok ritüel bu metotla çok net, siyah beyaz direktifler vermektedir. Birazdan bu sanatın açık anlatımına bir bölüm ayıracağız.
Baküs(9) örneğiyle prosedürün ana hatlarını çizebiliriz. Tifaret(10) sembolizminin Baküs’ün doğasını ifadelendirdiğini görüyoruz. Bu sebeple bir Tifaret ritüeli inşa etmek gereklidir. Kitap 777’yi(11) açalım; her sütunun 6. satırında bize gerekli aracın çeşitli kısımlarını buluruz. Tüm gerekenleri usulünce edindiğimizde tekrar eden dualarla veya Tanrının en yüksek tasavvurunun çağrısıyla zihnimizi aşka getirmeliyiz, ta ki, kelimenin şu veya bu anlamıyla, O bize görünsün ve bilincimizi kutsal ışığıyla boğsun.
‘’Üçüncü metot’’ dramatik metottur. Belki de hepsinin arasında en etkileyici olandır. İçerdiği estetik duygularla sanatçının tahayyülünü cezp eden etkisiyle kesinlikle sanatçı mizacına uygundur.
En temel dezavantajı tek bir kişi tarafından icra edilmesinin zor olmasıdır. Ama en eski çağlardan beri kabul görmektedir ve muhtemelen bir dinin temellendirilmesinde en çok fayda sağlayacak unsurdur. Bu Katolik Hıristiyanlığının metodudur ve Tanrının efsanesinin dramatize edilmesini içerir. Euripides’in Baccha’sı bu tarz bir ritüelin veya daha düşük derecede bir cemaatin, en mükemmel örneğidir. Hürmasonlukta daha birçok dereceden, özellikle üçüncüden, söz edebiliriz. Equinox dergisinin 3. sayısında çıkan 5 derece = 6 kare ritüeli bir başka örnektir.(12)
Baküs örneğinde, kişi ilk olarak ölümlü bir anneden doğuşunu anar. Anne, bu enkarnasyonla(13) kışkırtılan kıskançlık ve öfkeyi yatıştırmak ve yeni doğana tanrısal koruma sağlamak için hazine evini tüm tezahürün babasına terk eder. Sonra eşek sırtında batıya yapılan yolculuğun anması yapılır. Şimdi dramanın en büyük sahnesi geliyor: Nazik, zarif genç peşindekilerle (ki bunların çoğu kadındır) tesis edilmiş düzeni tehdit ediyormuş gibi bir görünüm sergiler ve tesis edilmiş düzen başkaldırıya bir son vermek adına adımlar atar. Diyonisos’un öfkeli kralla yüzleştiğini görürüz; başkaldırıyla değil ama uysalca; yine de ince bir kendine güvenle ve bıyık altından gülerek. Alnı üzüm sarmaşıklarıyla sarılıdır. Efemine bir figür olduğundan dolayı mı alnını o sarkık geniş yapraklarla donatmıştır? O yapraklar boynuzlarını saklamak içindir. Güvenilirliğin temsilcisi, kral Pentheus gururuna yenik düşmüştür. Alay ettiği, cezalandırdığı, zincire vurduğu ve tüm bunlara karşı sadece gülümsemekle yetinen genç Baküs’ün takipcisi kadınlara saldırmak için dağa çıkar ve kutsal delilikleri esnasında bu kadınlar tarafından parçalara ayrılır.
Walter Pater hikayeyi öyle bir sempati ve içgörüyle anlatmıştır ki, üzerine bir şeyler eklemek uygunsuz kaçacaktır. Efsanenin kimliği hakkında, doğanın düzeninin, çılgınlığın, savurganlığın, sarhoşluğun, vecd halinin, neşenin ve tüm bunların ötesinde yaşam ve ölüm döngüsünden geçerken gösterilen ince sebatkarlığın üzerinde durarak bunu ihlal etmeyeceğiz. Pagan okur Pater’in ‘’Grek çalışmalarını’’ okuyarak bunu anlamaya çalışmalıdır; ve Hıristiyan okur İsa’nın hikayesinden bunu sahne sahne tanıyacaktır. Bu efsane ilkbaharın dramatize edilmesidir.
Bu metotla Baküs’ü invoke etmek isteyen bir majisyen Baküs’ün rolünü oynadığı, onun sınavlarına tabi tutulduğu ve ölümün ötesinden zaferle çıktığı bir seremoni hazırlamalıdır. Yine de o, sembolizmi yanlış anlamaması için uyarılmalıdır. Bu durumda, örneğin bireyin ölümsüzlüğü doktrini gerçeğin yok edilmesine doğru sürüklenmiştir. İnsanın ölümü alt edecek kısmı; baştan aşağı değersiz olan yönü, John Smith olan bireysel bilinci değildir. O bilinç her düşüncede ölür ve yeniden doğar. Geriye kalan şey (eğer bir şey kalıyorsa) onun kendi John Smith olma hali, belki de hayatı boyunca hiç farkına varmadığı bir vasfıdır.
Yine de, o değişmeden kalamaz. Sürekli büyüme halindedir. Haç kuru bir sopadır, gülün yaprakları düşer ve çürür, ama haçın ve gülün kavuşumundan sürekli yeni yaşam silsileleri doğar. Bu kavuşum olmadan, bireyin ölümü olmaksızın
Doğuda ve Batıda Maji
Yazan Dr. Israel Regardie
Altın Şafak Hermetik Cemiyetinin önemli üyelerinden Dr. Israel Regardie konusunda sitemizde bir yazı vardır: Israel Regardie, Psikoterapi ve İnisiyasyon, ayrıca Okült Diriliş ve Altın Şafak Hermetik Cemiyeti - Bölüm 2'de de hakkında biraz bilgi vardır. Regardie'nin diğer bir kitapçığı "Gerçek Şifa Sanatı"nı da sitemizde bulmak mümkündür.
________________________________________
Copyright © 1968, F.I. Regardie
Published by Helios, 1969
Bu kitabın basılması aşağıdaki yayın vakfının işbirliği ile mümkün olmuştur:
THE SANGREAL FOUNDATION INC.
P.O. Box 2580
Dallas, Texas, 75221
________________________________________
On yedi yaşımda, bir arkadaş bana Binbaşı L. A. Waddell'in "Lamaizm" [Not: Yol = lam, Tibetli keşişler = lama, Tibet'te yaygın Tantrik Mahayana Budizmi = Lamaizm] kitabını ödünç verdi. O günlerde, herhalde skolastik araştırma ve kavrayış vaat eden muazzam kalınlığından dolayı, beni bir hayli etkilemişti. Tabii ki, o zamanlarda Maji konusunda hiç bilgim yoktu ve Teosofik eserlerde birkaç referans dışında Budizm konusunda çok az şey biliyordum. Dolayısıyla, kitabın bir bilgi hazinesi olmasına rağmen, kapsamlı donelerini kaçırmış olmam gerekir.
Derken aradan yıllar geçtikten sonra beklenmedik bir anda, bir arkadaşın aracılığıyla tekrar elime düştü. Arada geçen yılların birikimi, kazanılan bir nebze bilgi ve deneyimin ışığında, içeriği bana muazzam heyecan verdi ve büyük bir ilgiyle tekrar ele aldım. Benim için açık saçık ortada duran en belirgin şeylerden biri, Doğu ve Batı yüksek majikal kavramlarının arasındaki olağanüstü benzerlik, hatta temeldeki birlikti. Bunun sebebi, Doğu bilgeliğinin bazı savunucularının iddia ettiği gibi doğu okült felsefe ve uygulamalarının batıya direkt ithali olup olmadığını tartışmak burada benim harcım değil, ama birikimlerime dayanan inancıma göre kesin olarak diyebilirim ki, Batı ülkelerinde yüzlerce yıldır sözlü bir majikal gelenek, pratik seviyede bir gizli öğreti muhafaza edilmiştir. Hatta bu öğreti o denli sırlarla örtülmüştür ki, çoğu insan tarafından varlığı bile fark edilmemiştir. Gizlenmiş mabetlerin kapılarına ruhsal bir rabıtanın çekimiyle görünmeyen bir akımla sürüklenen talihli bireylerin sayısı çok küçüktü.
Zaman zaman, bu dikkatle korunan geleneğin ufak bir kısmı kitaplara sızdı. Bunların arasında Iamblichus ve geç Yeni-Platonistler, Cornelius Agrippa, Pietro d'Abano ve Eliphas Levi, vs. tarafından yazılan eserleri sayabiliriz. Daha kaba unsurları ise eski büyü kitapları, Klavikeller [Not: anahtarlar], Grimoireler [Not: kara kitaplar, telaffuzu Gri-muar] ve Goetia [haykırmalar, telaffuzu Go-eyş-ya] gibilerinde ifade edilmiştir. Yine de genel anlamda, gerçek öğreti sinsilisi ve pratik bilgilerinin muazzam imaları yukarıda belirtildiği gibi sıkı bir ketumlukla kapalı bir çevrenin dışına taşmıyordu. Bu gizliliğin olası sebebi herhangi bir çağda, ülkede, toplulukta yüksek maji, Teurji'nin daha derin ve yüce yönlerini takdir edecek kişilerin az olduğu izlenimden kaynaklanmaktadır. Bu anlayışa varma derin bir sezgi ve çok çalışma gerektirir, bu da çok az insanda vardır. Dolayısıyla, anlaşılmama olasılığı yüksek olan bu bilgelik pırlantalarını dağıtmanın fazla anlamı olmuyor.
Bu aynı varsayımın Waddell'in Lamaizm kitabında da desteklenmektedir. Hatta, bu eserde farkında olmadan epey sözüm ona ezoterik majikal bilgi de sunulmaktadır. Dolayısıyla, Lamaizmin bu yönü konusunda yazarın açıkladığı fikirler çürütülmektedir. Waddell'in iddia ettiği gibi Lamaizm'in bazı uygulamalarının tarihsel Budizm ile pek ilgisi olmadığı fikrine katılabilirim, ama ezoterik Budizm'de öngörülen realitenin majikal yönü konusunda fikirleri gülünçtür, zira yazdığı kitap bir türlü göremediği majikal realiteyi açıkça sergilemekte.
Kitap belli ki, Tibet'te yaygın olan ve keşişler ve münzevilerin uyguladıkları Budizm'in objektif bir araştırmasını gütmektedir. Maalesef, yazarın önyargıları ve yanılgıları açık seçik ortadadır. Şüphesiz Lamaların masalarından rasgele dökülen bazı ekmek kırıntılarını toplayıp onları sadık bir şekilde oldukları gibi kaydetmiştir, ama diyalog kurduğu yüksek inisiye Lamaların sahip olduğu bilgiyi idrak edecek gerekli talim, bilgi ve iç görüye sahip olmadığı kesindir. Sonuç olarak o bilgiden herhangi bir anlam çıkaramamıştı. Hatta Lamaları uygulamaları ile ilgili betimleri saçma ve absürd gelmektedir ve sonuçta psikolojik olarak Lamaları değil sadece kendisini komik hale getirmektedir.
Teurji veya Batı Majisinin bazı yönleri günümüzde nispeten açık bir şekilde açıklanmıştır. "Hayat Ağacı" (The Tree of Life) kitabımı ilk eleştirenler arasında onun esas geleneksel majikal ilkelerin oldukça anlaşılır ve kapsamlı bir açıklaması olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca, Dion Fortune'ın başyapıtı "Mistik Kabala" (The Mystical Qabalah) Majikal uygulamaların arkasındaki mistik prensipleri ustaca işlemektedir. Dolayısıyla, bu iki kitaptaki kuramları Waddell'in "Lamaizm" kitabına uyarlayıp Tibet Majisinin bazı muğlak ve gizemli kısımları konusunda bir anlayışa varabileceğimizi düşünüyorum.
İlk başta, majikal çalışmaların çoğu psişik planda, Toplu Bilinçaltının belirli seviyelerde cereyan ettiklerini itiraf etmekte fayda vardır. Ancak bu, belirli bazı mistik ekollerin yaptıkları gibi, onu tamamen karalamak anlamına gelmez. Onun farklı dalları hem doğu, hem de batı efsanelerinde geçen yağmur getirmek, iyi hasat temin etmek, cin ve ifritleri kovmak ve benzeri becerileri içerir. Bu tür marifetleri açıklamayıp indirgemek için rasyonalist bilim adamları epey çaba harcarlar. Son olarak talihsiz olarak epey yer işgal eden cadılık ve büyücülük sınırlarını zorlayan karanlık konulardır. Bunlar hiç bir zaman, hiç bir suretle ilgimi çekmedi. Ama, ister doğu veya batı türden olsun, Majinin esas itibarıyla ilahi bir işlem, bir ruhsal kültür ve gelişme olarak Teurji olduğunu savunurum. Psikolojik açıdan somut ve soyut objelerden enerji çeken bir dizi teknikler olarak yorumlanabilir, böylece libidonun dönüşüyle şuur yenilenmesi yeni yaratıcı fırsatlar sunan pırıl pırıl spontane bir yaşam doğurur. Kişiliği arındırmak için bazısı basit, bazısı son derece karmaşık çeşitli teknik metotlar içerir, patolojik unsurlardan temizlenmiş organizmanın içine Yüksek Benliği davet eder. Bunlar dikkate alınırsa, Majide birbiriyle alakasız gibi gözüken unsurlar, bazı invokasyon (davet/çağrı) ve imgeleme uygulamaları yeni bir anlam kazanır. Bunlar zamanı gelince İlahi Işık için uygun bir araç olabilmesi için şuuru ıslah etmek, iyileştirmek ve yüceltmek için önemli psikolojik araçlardır. Yıllar önce, "Teosofinin Özeti" (An Epitome of Theosophy) broşüründe William Quan Judge tarafından yazılan birkaç söz sanırım bunu iyi ifade etmekte: "Göz önünde tutulması gereken esas amaç, alt benliğimizi o denli açmak ki ruhsal varlığımız içinden parlasın ve rehberimiz olarak hakim olsun. "Gelişme" sadece zamanı geldiğinde yüksek benliğimizin içine gireceği bir aracın hazırlanması şeklinde geçerlidir."
Bu kavram ayrıca majikal sistemimizin görüşüdür. "The Golden Dawn" eserinde, [Not: Regardie tarafından 1937 yılında dört cilt şeklinde basılan Altın Şafak Cemiyetinin gizli öğreti ve ritüel külliyatı] söz edilen Majinin teknik formları, örneğin Pentagram ve diğer ritüeller, Tanrı Formlarına astral olarak bürünmek, elemental varlıkları ve gezegen ruhlarının evokasyonları (varlıklar�
Tibetlilerde batıda "Kabalistik Haç" dediğimiz uygulamaya benzer bir uygulama bulunması oldukça dikkat çekicidir. Kitabın 423. sayfasında şöyle yazmaktadır: "Her hangi bir ibadet egzersizine başlamadan önce, yüksek Lamalar Hıristiyanların istavroz çıkarmaya benzer bir şekilde üzerlerinde haç çizerler. Lama nazik bir şekilde ya parmağı ya da zile alnına değer ve mistik "Om" hecesini söyler, sonra göğsüne değer ve "Ah" der, sonra karın boşluğuna ve "Hum" der. Bazı Lamalar "Sva-Ha" mantrasını ilave ederler, başkaları da haçı tamamlayarak sol omuza değerler ve "Dam" hecesini söylerler ve sonra sağ omuzda "Yam" derler. Bu hareketlerin amacı beden, söz, zihin gibi Sattva unsurlarının iletişim kurulacak imaj veya kutsal varlık üzerinde odaklamak olduğu iddia edilir."
Yukarıdaki metinin yorumunu yapmadan önce, Kabala ile ilgili bazı kitaplarda bazı temel kuramları göz geçirmekte fayda vardır. Okuyucu, Dr. W. W. Wescott'un mükemmel "Kabala İncelemesine Giriş" yazısına veya Dion Fortune'un daha yeni "Mistik Kabala" kitabına aşinaysa on Sefirot'u bir insan bedenine yerleştiren bir resim görmüştür. Başın üzerinde ilahi ruhu simgeleyen ve bir taç oluşturan Keter Sefirası veya küresi vardır, ayaklarda ise Malkut ve sağ ve sol omuzlarda Gevurah ve Gedulah (Hesed'in diğer adı), Mars ve Jüpiter, Güç ve Asalet [Merhamet] küreleri vardır. Kabalistik görüşe göre Keter insanın dünyada deneyim edinmek üzere enkarne olan dinamik ve öz varlığı Monad'a tekabül eder. Bu Sefira veya gücün beyin ve kalp yerine başın üzerine konulması son derece önemlidir. Her zaman aşağıdaki karanlığın içine nur yayan ruhun ışığıdır. (Kutsal metinlerde yazdığı gibi: "İnsan ruhu Rabbın mumudur" ve ayrıca "Mumu başımın üstüne nur yağdırdı ve ışıyla karanlıkta yürüdüm.") Bu kavrama paralellerini başka sistemlerde de görmek mümkündür. Örneğin, William Quan Judge'in "Teosofinin Özeti" (An Epitome of Theosophy) broşüründe şöyle yazar: "Denilir ki, yüksek benlik olan gerçek insan, İlahi Varlığın bir kıvılcımı olarak onunla birleşme olasılığına sahip görünen beşeri varlığı gölgeler. Böylece denilir ki yüksek Ruh aslında insanın içinde değil ama üstündedir."
Bütün mistik ve majikal işlemlerin amacı alt benliği arındırmaktır, böylece normal olarak üzerimizde olan yüksek Benlik arınmış ve kutsanmış bir kılıfa inebilir. Teurjik geleneğine göre, diğer bazı uygulamalarla birlikte Kabalistik Haçın doğru bir şekilde uygulanmasıyla bu amaç başarılabilir. İbadetsel bir egzersiz veya meditasyon olarak aşağıdaki gibi bazı çizimler, İlahi İsimlerin titreşimleri ve dört yüce başmeleğin invokasyonu ile birlikte yapılır:
1. Alına dokununuz ve "Atoh" (Siz) deyiniz
2. Göğse dokununuz ve "Malkut" (Krallıksınız, Melekut) deyiniz
3. Sağ omuza dokunuz ve "ve-Gevurah" (ve Kudretsiniz) deyiniz
4. Sol omuza deyiniz ve "ve-Gedulah" (ve İhtişamsınız) deyiniz
5. Elleri kalp üzerinde kenetleyerek "le-Olahm. Amen" (sonsuza dek, Amin) deyiniz
6. Burada her dört pusula yönüne doğru uygun Pentagram (beş köşeli yıldız) çizilir ve güç isimleri titreşimli bir sesle zikredilir.
7. Kollar her bir yana haç şeklinde açılır ve şöyle söylenir:
8. Önümde Rafael, arkamda Gabriel,
9. sağımda Mikael, solumda Auriel.
10. Önümde Pentagram yanar.
11. ve arkamda altı köşeli Yıldız ışıldar. [Not: Farklı usullerden biri, üste de olabilir]
12. 1-5 basamakları içeren Kabalistik Haçı tekrarla.
Bu ritüele gelince, faaliyetlerini birkaç başlık altında anlatabiliriz. İlk başta sürekli bir denetim ve kılavuzluk kaynağı olarak yüksek benliğin güçlerini çağırır. Takip edecek işlemleri ilahi bir kontrol mekanizmasının altında koyar. Uygun pentagramların çizimiyle ve dört harfli Tanrı isimlerin zikredilmesiyle dört kardinal yönde bütün gereksiz varlıklar defedilir. Sonra içsel psişik dünyanın dört somut işlevlerini resmeden dört Başmelek çağrılır, bunlar aynı zamanda içinde majikal operasyonun cereyan ettiği Benlik çemberini çevreleyen küreyi koruyucu kutuplaşan iki çift olarak sarmaktadır. Kapatmada, tekrar yüksek Benlik çağrılır, böylece baştan sonuna dek bütün ritüel ruhun koruması altındadır. Birinci basamaktan beşinciye dek ilk kısım operatörün yüksek Benliği Sefirotik evrenin yüksek taraflarıyla eşleşmektedir. Hatta, ruhun öz varlığını insanoğlunun toplu bilinciyle birliğini dile getirmektedir.
Eğer daha fazla irdelemek istersek, "Siz" anlamına gelen İbrani sözcük Atoh, beyaz ışığa, her insanı gölgeleyen yüksek Benliği temsil eder. Işığı sembolik olarak ayakları simgeleyen karın boşluğuna (çünkü ayaklara kadar eğilmek ritüelde uygunsuz bir hareket olur) çekmekle ışık haçının dikey kanalı hayal gücünde kurulmuş olur. Yatay kanal da her iki omuza değmekle ve yüksek benliğin kaliteleri aynı zamanda güç, ihtişam, metanet ve şefkati içerdiğini beyan eden isimleri titreşmekle kurulur. Sembolik açıdan dengeleme haçın özelliğidir ve Kabalistik Haçın aurada çizimi ruhun inmesini, şuurda veya majikal kürede dengeyi pekiştirir. Bu mana ellerin kalp üzerinde kenetleşmesi ve le-Olahm, Amen demekle daha da vurgulanmaktadır, zira kalp merkezi Tifaret, ahenk ve denge merkezidir.
Sanskrit kelime Sattva saflık, ritim ve ahenk ima eder. Hint felsefesinin üç Guna'ları arasında Ruhu temsil eder. Benzeri bir şekilde ve temaya benzeşen Batı sisteminde bu üç ilkenin karşılıkları Simyanın Tuz, Kükürt ve Merkürüdür. Bunların arasında Evrensel Merkür insanı gölgeleyen koruyucu ve denetçi kutsal meleğe Keter'e tekabül eder. O alttaki kılıfın kendi ihtişamına yüceltmek için sürekli düzenli bir uygulama beklemektedir. Dolayısıyla, burada yukarıdaki Tibet ibadetsel egzersiz ve Batı geleneğindeki Kabalistik Majinin en önemli uygulamalarından biri arasında büyük bir benzerlik vardır.
Kitapta, Waddell'in Lamaların Komünyon (Eucharist) ayinlerini anlattığı bölümde, diğer bir önemli benzerlik bulunmaktadır. Seremoniyi idare eden rahip veya Lamanın önceki yirmi dört saatin büyük bölümünde ayinsel yıkanma kendisini arındırması ve zihnini mantra veya invokasyonlar tekrarlayarak zihnini yüceltmek zorunda olduğunu anlatmaktadır. Esas ritüelin iç majikal yönü pek iyi ifade edilmemekle beraber şöyle kaydedilmektedir: "Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra ve katılımcılar toplandıktan sonra, yukarıda anlatılan riyazet uygulamalarıyla arınan, cüppe ve pelerinle giyen, rdor jehi t'ag'ın vajra'sını (vajranın anlamı için bakınız Hermetik Dersler - 1) Amitayus Budanın büyük imajının lambasında tuttuğu nektar vazoya koyarak ve diğer ucunu kalbi üzerinde kendi göğsüne deyerek Amitayus'un ilahi özünden bir parça çekip alır. Böylece ilahi ruh bir telgraf kablosundan geçer gibi iplikten geçer ve Lama kalbinin bizzat tanrı Amitayus ile birlik sağladığını ve geçici bir süre için kendisinin o tanrı olduğunu zihinsel olarak hayal etmelidir.
Bu meditasyondan sonra pirinç adakları ve özel vazodaki sıvı "şiddetli" invokasyonlar ve büyük zillerle kutsanır. Kutsanmış yiyecek ve su katılımcılar tarafından yenilir.
Teurjik açıdan bakıldığında Komünyon ayinin açıklanması basittir. Birçok farklı amaçlara yönelik farklı Komünyon çeşitleri olabilir. Belirli bir ruhsal güç veya tanrı ile sempati veya tekabül kanununa göre özel bağı olduğu kabul edilen belirli bir cisim seçilir ve törensel bir şekilde kutsanır. Böylece bir buğday çöreği Mısır Tanrıçasına adanır, karşılığı ya venüs gezegeni veya da toprak elementidir ve Seres veya Persefone tarafından idare edilir. Cildimize i
Aksine, onu tatmin edici bir şekilde kanıtlamak basit bir meseledir. her hangi bir normal sağlıklı insan parmaklarını ikinci bir kişinin kolu üzerinde uzatsın ve parmak uçlarından prana'nın uzun enerji ışınları şeklinde üzerine aktığına konsantre olsun ve imgelesin. Eğer ikinci kişi sessizce oturup objektif bir şekilde beklerse, kolunda ya prana akışından kaynaklanan serin bir esinti veya parmak uçlarında karıncalanma hisseder. Bu deneyimin telkinle ilgisi yoktur, zira temel ilkeler konusunda hiç bir fikri olmayan, dolayısıyla telkine maruz olmayan biriyle de denenebilir. Spontane olarak ve ikaz edilmeden hissedilir bir enerji transferinin gerçekleştiğini teyit edeceklerdir. Bunu çok hassas bir aletle test etmenin usulleri olmalıdır. Ayrıca, karanlık bir odada el siyah bir kumaşın önünde tutulursa bu akışlar rahatlıkla görülür.
Ayrıca, bu gücü üretme becerisi geliştirmeye tabidir. Bu konuyu oto-terapi açısından "Gerçek Şifa Sanatı" yazımda açıklamıştım. Ayrıca, ilgili okuyucunun telkin ve hayvansal manyetizma konularının deneysel çalışmaların ışığında uzun uzun işlendiği Dr. Bernard Hollander'in "Hipnoz ve Oto-Hipnoz" (Hypnotism and Self-Hypnotism) eserini okumasını öneririm.
Kısa olarak, telkinin hiç bir şeklide hayvansal manyetizma ve şarj edilmiş tılsımların etkisini yalanlamadığını belirttim. Zira, daha önce ima ettiğim gibi, yıllar önce mesmerizmde gözlenen trans ve şifa fenomenin gerçekten telkine mı, yoksa enerji yüklemeye mı borçlu olduğu sorunla tekrar karşı karşıya bulunmaktayız. Eğer benim savımda olduğu gibi bir insandan diğerine güç aktarılabilirse, neden doğası itibarıyla özellikle şarj almaya uygun olan bir cisme de olmasın? Geleneksel kaynaklara göre, metaller, yarı-kıymetli taşlar ve kıymetli taşlar, vellum (deri parşömen) ve parşömen kağıdı tılsımlar için uygundur. Eğer operatörün enerjisi "Gerçek Şifa Sanatı" eserinde belirttiğim basit meditasyonlarla veya doğrudan doğruya invokasyon ve Tanrı Formları imgeleme gibi majikal yöntemlerle artırılırsa, o zaman tılsıma çok güçlü bir şarj aktarılabilir.
Kendi başına tılsım hiçbir şey değildir. Sadece uygun bir şekilde kutsandığı ve şarj edildiği zaman etkili olur. Dolayısıyla Komünyon maddesi uygun majikal seremoni ile kutsanana dek ve uygun bir gücün aracına dönüştürülünceye dek değersizdir. Tabii ki, bu tür kutsama başka bir meseledir, uzun ve teknik bir konudur ve burada ayrıntılarına giremeyeceğiz. Bir tılsımı ve Komünyon maddesini kutsama seremonisinin önemli kısımlarından biri astral olarak Tanrı formuna bürünmektir. Operatör çağırmak istediği ilahi gücünün özelliğini belirledikten sonra ve bu güce uygun maddeyi seçtikten sonra kutsama seremonisi sırasında ruhunu o denli yüceltmesi gerekir ki bir şekilde çağırdığı güç veya ilahi varlığın şuuruyla özdeşlemelidir. Bu dinamik birleşme ne denli tam olursa, şarj etme işlemi o denli otomatik ve kolay olur. Komünyon seremonisine gelince, amaç sadece Bilinmeyen Evrensel Tanrıya erişmenin ön adımı olarak ilahi bir ara tanrıyla ruhsal özdeşleşme değil, ama alt bedenin ihtişam bedenine simyasal dönüşümüdür. Majisyenin yüksek şuuru vecit olup eriyebilirken, ilahi şuur ve fiziksel beden ve duygular arasından bir majikal bağ kurmak hayati önem taşır. Böylece ister çörek, şarap veya bir ot olsun maddi bir cismin seremoniyle manyetize edilişi onu aynı ilahi güçle doldurur. Sindirilmesiyle dönüştürücü güç majisyenin dönüşümünü gerçekleştirmek üzere varlığına ve dokusuna işlemektedir. Üstad Therion [Aleister Crowley] yazdığı gibi: "Majisyen Tanrı ile dolar, Tanrı ile beslenir, Tanrı ile mest olur. Yavaş yavaş bedeni Tanrının içsel durulaşmasıyla arınır; gün geçtikçe bedeni dünyevi elementleri dökerek gerçek anlamda Kutsal Ruhun Mabedine dönüşür. Günden güne maddenin yerine Ruh alır, beşerinin yerine ilahi geçer, nihai olarak değişim tamamlanır ve adı insan olarak tezahür etmiş Tanrı olur."
Bunu tam olarak taktir edebilmek için biraz majikal deneyim gerekir, ama sanırım ki bu basit açıklama seremoninin esas özelliği konusunda Waddell'in açıklamasından daha fazla ışık tutar.
Operatörün direkt uygulamadığı bir Komünyon seremonisi ne denli geçerlidir konusunda sadece bir kaç sarf edeceğim. Komünyon seremoninin sonucunda bir tılsım yaratıldığı düşünülürse, böyle bir operasyonun esas olarak uygulayanın lehine yapıldığı aşikardır. Benim düşünceme göre bu seremoninin toplu bir şekilde uygulanması kullanışsızdır. Buda'nın, kurtuluş veya aydınlık için herhangi bir seremoninin gereksiz olduğunu söylediği bilinir. Fikrimce, bu sözlerle majikal geleneğe saldırmıyordu, ama seyircilerin katılmadığı toplu seremonilerden söz ediyordu. İradeli bir şeklide ruhsal yönlerinin bir uyarımı yoktur, sadece başka insanların emeklerini pasif bir şekilde seyretmek var. Maji ve Budizm, Madam Blavatsky'nin deyişiyle hemfikirdir: "Ezoterik felsefesinin kritik doktrini kişisel çaba ve liyakatle kazanılanlar haricinde, herhangi imtiyaz ve özel armağana izin vermez..."
Bu kıyaslama etüdü bırakmadan önce, deyinmek istediğim son bir konu vardır. Bunu yapmak için bir süre Waddell'i bırakıp Madam Alexandra David Neel ve Dr. W. Y. Evans Wentz adında iki Tibet bilgininin yazılarına danışmak gerekir. Bu iki bilgin Tibet dini ve majikal uygulamalar hakkında sempati ve anlayışla yazmışlardır.
"Çod" bir tür mister tiyatrosudur ve majisyen veya yogi bu oyunun tek oyuncusudur. Dr. Evans Wentz, "Tibet Yogası ve Gizli Doktrinler" (Tibetan Yoga and Secret Doctrines) eserine ustaca yazmış olduğu bu oyun veya ritüelin tercümesinin önsözünde "Çod" ritüelinin her şeyden önce tek bir oyuncu tarafından oynanan ve majikal invokasyonlarının sonucunda imgelediği veya hayal ettiği bir sürü ruhsal varlığın katıldığı bir mister oyunu olduğunu açıklar. Senaryosu vahşi ve hayret veren bir yerde, çoğu zaman deniz seviyesinden beş bin metrenin üzerinde Tibet Himalayalarının karlı dağlarında geçer. Çoğu zaman tercihle ölülerin parçalanıp kurt ve akbabalara verildiği yerde geçer. Bhutan ve Sikkim gibi daha düşük irtifalı komşu ülkelerde sık ağaçlı bir ormanın sessizliği seçilebilir, ama Nepal ve Hindistan gibi ölülerin yakıldığı ülkelerde, ölülerin yakıldığı yerler tercih edilir. Mezarlıklar, ifrit veya şer ruhların hortladığı yerler hep uygun sayılır.
"Aday, fiziksel açıdan tehlikeli olan bu ritüele katılmaya uygun görülüp izin verilmeden önce, bir Çod üstadı altında düzenli hazırlık gerektiren uzun bir çıraklık dönemi geçirmesi gerekir ... Ritüelin doruğunda uygulayıcı kendisini okült taktiri ile gizemli güç elde ettiği, Her Şeyi Yerine Getiren (veya Her Şeyi Yapan) Tanrıça olarak imgelemeli ve sonra kalça kemiği trompeti çalarken, guruları ve değişik ruhsal varlıkları çağırırken, ritüel dansa başlar. Aklı ve bütün enerjisi Mahayana doktrinin öğrettiği gibi Nirvana ve Sangsara'nın aslında birbirinden ayrılmaz bir bütün olduklarının farkındalığına adanmıştır.
Üçten yediye kadar stanza'lar (bölümler) ritüeldeki derin sembolizmi ima etmektedir. Bu sembolizm göreceğimiz gibi Beş Yön, geometrik şekilleri ile Lama kozmolojisindeki Beş "Kıta", yoginin ayağının altında ifrit kılığında ezdiği Beş Tutku (nefret, gurur, şehvet, kıskançlık, aptallık) ve bu Beş Tutkuya panzehir olan Beş Bilgeliğe dayanmaktadır ... dokuzuncu stanza'da Benliğin bu elementlerine dramatik bir şekilde Beş Dakini varlık topluluğun mızrakları geçirilir. Mister devam ettikçe ve y
Ama bir yerde düzeysel benzerlik sona erir, zira Çod ritüelinde lama veya münzevi çeşitli ifrit ve varlık toplulukları çağırır onlarla kendi günahlarını özdeşleştirir ve kendini kurban eder. Egosunu nefret, kibir, şehvet, kıskançlık ve aptallıktan oluşmuş olarak görür ve bu kusurları işgal eden varlıklara yemesi için önüne atar. Bedenini öfkeli Tanrıça tarafından parçalandığını ve organlarının bir sürü şer varlık tarafından kapışıldığını imgeler. Kısacası burada bir tür ayrışma söz konusudur.
Şimdi Batı sisteminde Doğumsuz Ritüeli sırasında da çeşitli elemental topluluk konumlarından çağırılmaktadır. Ama onları majisyeni arındırmak üzere içinden geçmeleri emredilir, yok etmek için değil. Burada amaç tamamen farklıdır. Her bir konumda veya dört kardinal yöndeki uygun ilahi varlık, astral formun formülü ve uygun çizimlerle çağrılır. Doğuda, "kutsal ayinlerde tarif edilmez bir gücü" olan uygun "barbar celp isimlerin" titreşimleriyle, Erk Kelimelerin zikredilmesiyle Slifler [Not: Hava Elemental Varlıkları] nazik bir esinti gibi duyusal alanından hızla geçerken önlerinde mekruh bir toz bulutu gibi kibir üflenip geçip gider. Güneyde ateşlenen ve alevlenen Salamanderler [Not: Ateş Elemental Varlıkları] yakıp tüketici bir alevde kıskançlığı ve nefreti kül edip yok ederler. Batıda çağrılan Undinler [Not: Su Elemental Varlıkları], majisyen en saf sularla yıkar ve o lekesiz ve kutsanmış bir şekilde çıkar, Şehvet ve Tutkuyu yıkayıp arındırırlar. Diğer yandan, Kuzeydeki Gnomlar [Not: Toprak Elemental Varlıkları], aynı çamurlu suyun kumdan geçerek temizlendiği gibi, onu atalet ve aptallıktan arındırırlar. Bütün bu süre zarfında, operatör inisiyasyonlarının birinde verilen talimatı aklında tutar, veya daha doğrusu bu talimat artık kişiliğinin bir parçası olmuş, onun bilinçdışı dünya algılayışıyla bütünleşmiştir: "Bundan böyle Slifler gibi hızlı ve aktif olun, ama havai ve kaprisli olmayınız. Salamander gibi enerjik ve güçlü olun, ama öfkeli ve sinirli olmayınız. Undinler gibi, esnek ve imajlara yatkın olunuz, ama aylak ve tutarsız olmayınız. Gnomlar gibi çalışkan ve sabırlı olunuz, ama kaba ve aç gözlü olmayınız. Böylece ruhsal güçlerinizi yavaş yavaş geliştirirsiniz ve elementalleri hükmetmeye layık olursunuz."
Elemental invokasyonlar en az 70 - 80 dakika yoğun majikal konsantrasyon gerektiren çok zor bir iştir, bunlar tamamlandıktan sonra, operatör çağrılan güçlerin geldiklerinden ve arınmaların faydalı etkilerinden emin olunca, ikinci safhaya başlar ve hem pozitif, hem de negatif yönleriyle beşinci elementi, simyasal beşinci özü, Akaşa veya Eterin invokasyonunu yapar. Bu iki invokasyonun etkisi hazırda operasyon mekanına celp edilmiş dengelemek ve ayrıca, operatörün bilinçaltı psişik varlığı ile irtibat kurmak üzere yüksek ruhsal güçlerinin ineceği bir eterik kalıp veya astral boşluk yaratmaktır.
Bu noktada, mistik ziyafeti kutlamak adettir, bu da görünüşe bakarsak Çod ziyafetindeki amaç itibarıyla tam tersidir. "Sonuf vaorsagi goho lada balta" (Hak Rabı, sizi yukarıdan hükmediyorum dedi) ile başlayan Mistik Birleşim Tablosunun güçlü Enokyan invokasyonunu güçlü bir şekilde okuduktan sonra, Magus (majisyen) dört elementin Komünyonunu kutlamaktadır. Böylece, altarda (sunak) gül parfümü, lambanın alçak alevi, ekmek, tuz ve şarap, böylece kuvvetli bir şekilde ilahi güçle şarj edilir. Böylece elementleri sindirdikçe, ruhsal enerji sadece kendi egosunu değil, ama kendi alt araçlarının içerdiği bütün sayısız hücre ve yaşamları da yüceltir. Hatta fazlası, invokasyonuna yanıt olarak astral çevresini saran bütün ruhsal varlık, melek, elementalleri de etkiler. Böylece, bütün dinlerin mistik esaslarının paylaştığı insanın gelişmesiyle birlikte alt varlıklarının da yüceltilmesi de gerçekleşmiş oluyor. Bu durumunda bunu majikal invokasyon ve Komünyon ile gerçekleştiriyor, sadece kendisi ilahi ruhun inişiyle kutsanmıyor, ama bütün varlıklar onunla birlikte ihtişamı paylaşıyor. Kutsamayı esirgemek diye bir şey yoktur, çünkü aynı Çod ritüelinde olduğu gibi, hiçbir varlıktan güç esirgenmez.
Seromoninin başında bütün güç ve varlıklar dikkatli bir şekilde uygun defetme ritüelleri ile defedilmektedir, böylece seremoninin uygulanması için temi ve kutsal bir alan açılmış oluyor. Ama bu kutsanmış küresel alanın içine şeylerin beş bölmesine tabi bütün elemental varlıklar çağrılır. Dönüştürülecek bu güçlü cisim magusun küresindeki nahoş elementleri emerek temizledikten sonra Komünyon ve inen ışıldayan Işık tarafından kutsanır ve takdis edilir. Operasyonun tamamı aşağıdaki hitabeyle kapanır:
"Oyum, O Doğumsuz Ruh, ayaklarından görebilen, kudretli ve ezeli ve ebedi Ateş. Oyum, O Hakikat, yeryüzünde şerliğin varoluşundan nefret eden. Oyum, O Şimşek çarptıran, yıldırım yağdıran. Oyum, O yeryüzüne yaşam veren yağmurları yağdıran. Oyum, O daima ağzından alevler fışkıran. Oyum, O Işığın içine doğuran ve tezahür ettiren. Oyum, O Dünyanın Nuru, Adım da Yılanla Sarılı Kalptir."
Bu Osiris tanrı formunun yeniden formüle edilmesine denk gelir ve son hitabenin her sözüyle majisyen bunların o anda dahi Işığı üzerine inen Tanrının ilahi özelliklerine uyduğu hayalini etmek için çaba verir. Nihai sonuç aydınlanma ve vecittir, magusun şuurunun bütün yaşayanların şuuruyla özdeşleşmesi, bütün uzay ve zamanı kapsayan Tek Yaşam ile, Işık ile tarif edilmez bir birlik.
Ümit ederim ki, maalesef son birkaç yıldır birçok kişi tarafından inanıldığı gibi Batı Maji kavramları hiç bir şekilde Tibet ve Doğuda yaygın olanlara kıyasla noksan değildir. Sadece felsefi yapılarında bazı değişikler vardır. Bu farkın kaynağı değişik psikolojik ihtiyaçlarda yatar ve bunlar hiç bir zaman uzlaşmaz değildir.
Burada Doğu ve Batı arasında ortak çeşitli majikal ilgi alanlarının arasındaki kıyaslamayla tatmin olmak durumundayım. Bunları kıyaslama arzusu esasen, okuyucunun son derece ilgi çekici diğer konulara rastlayabileceği, Albay Waddell'in gerçekten kapsamlı ve skolastik kitabının okumamdan kaynaklandı. Ancak bence okuyucu Lamaların uygulamaları ve çeşitli seremonilerinin majikal anahtarlarına sahip değilse, olası olarak sıkılır ve bunları tam olarak anlamaz. Derin saygı ve huşu beslediğim Doğu bilgeliğe bir yana, bu durumda Batı maharetiyle geliştirilmiş Teurji'nin etüdü Majikal yolda ruhsal gelişmenin gerçek niteliği konusunda daha iyi ışık tutacağı inancındayım. Doruktaki göz kamaştırıcı vizyona erişmenin yolu çoktur ama amaç tekdir. Olası olarak meditasyon ve yoganın içsel tefekkür süreçleri açsından Doğu, Batıdan çok ileridir. Şüphesiz ki bu konuda "Patanjali'nin Yoga Aforizmleri"nden daha iyi bir kitap yoktur ve Blavatsky'nin Teosofi'yi Batıya getirmesini takdirle karşılıyorum, ama Teurji, Batı ekollerinde güneşli zirvelere tırmanmıştır. Majinin dış dünyanın dikkatinden titizlikle korunduğu, ama bir şekilde başarılı bir şekilde uzun süredir kullanıldığı gizli inisiyasyon sığınaklarımız Doğu sistemlerinin herhangi birinde bulunanlardan daha ince, daha asil ve daha ruhsal bir yoruma sahiptir.
Kendi açımdan, Teurji'nin ideallerini şaşmaz bir şekilde ifade ettiğini söyleyebilirim. Waddell'in kitabına bakılırsa Tibet şemasında açıkça görülen ifrit ve cinlerin dehşetengiz ürkütücülüğü vs. konusunda hiçbir kargaşalı batıl inanç sunmamaktadır. Lamaların bütün majikal çabaları şer ruhların korkusu veya nefretinden kaynaklanıy
Enokyan Maji
Konu: Enokyan Maji
Yazan: Josh Geller
Tercüme eden: Kemal Menemencioğlu
Not: Yanda Yazının İngilizcesi Bulunmaktadır
Enokyan Maji sistemi, 1580’li yıllarda Dr. John Dee ve Edward Kelley‘nin çalışmaları sonucunda elde edilen son derece karmaşık bir sembol ve dil sistemidir. Bu sistem onlara (teorik olarak) bedensiz varlıklar tarafından tebliğ edilmişti. (Tabii ki her ikisi de dindar veya en azından inançlı Hıristiyan olduklarından) bu varlıkları melek diye tanımladılar. Bu sistem, böyle kısa bir mektupta anlatmak için fazla kapsamlıdır. Hatta, Dee ve Kelley’nin sandıklarından çok daha kapsamlı (örneğin, Büyük Elemanlar Tablosu evrenin altı boyutlu bir şemasıdır. Dee ve Kelley’nin bunu idrak ettiklerini hiç sanmıyorum. Üç boyutun ötesini içerecek geometrik çalışmaların o devirlerde geliştiğini zannetmiyorum). Son asrın sonlarında, bazı Golden Dawn (Altın Şafak Cemiyeti) üyeleri tarafından bu konuda önemli çalışmalar yapıldı (özellikle McGregor Mathers ve Aleister Crowley). Bu sistemin evren görüşü şöyledir, fiziksel evren iki yöne aynı anda hareket eden dört boyutlu bir hiperküredir (Dördüncü boyutta hareket eden bir Einstein evrenini düşünürseniz - sanırım buna zaman benzeri hareket diyorlar- iyi bir benzetme olur.) Hiperküre elemanlara ve alt elemanlara bölünmüştür (Golden Dawn revizyonunda harfleri ve başka sembolik sistemleri içine yerleştirdiler), bunlar da ayrıca bölünür, dolayısıyla bütünün her biriminin içerdiği güç istenildiğinde belirli veya genel olabiliyor.
Varlıklar bu güçlerin çeşitli çalışmalarında kullanılacak insan dışı bir dilde yazılı bir dizi metin (çağrı veya anahtar) verdiler. Bu sistemde ayrıca, gezegen güçleri vs.. gibi oldukça yaygın Rönesans maji unsurları da vardır.
Crowley ve Neuberg’in mükemmel “Vision and the Voice” (“Vizyon ve Ses”) çalışma dizilerinde sabit yıldızları açık bir şekilde Enokyan alfabesinin harflerine ve diğer şeylere iliştirilmişti. Bu çalışma “Otuz Aethyr”de (Şuur Alanları) gezileri içerir. Bu Aethyr’ler, ortasında söz konusu kürenin (evreni temsil eden “Büyük Elemanlar Tablosu”) bulunan iç içe yerleşik bir dizi küre (hiperküreler) olarak düşünülebilir.
Josh
Kadim Maji Sırları
Yazan Mamduh Al Daye (Nineveh Shadrach) ve Frances Harrison
Birinci Bölüm
Majikal Yol
Çeviri Murat Sağlam
All Rights Reserved. Copyright © Hermetics.org 2006
Maji yaptığımız değil, olduğumuz şeydir. O binlerce yıldır dünyanın her yerinde vardı ve sanayileşmiş, yüksek teknolojide ustalaşmış modern çağımızda bile var olmaya devam etmektedir. Çeşitli nedenlerden dolayı son birkaç asırda eski ihtişamını yitirmiş ve kadim bilgiyi arayan birkaç insanla sınırlanmıştır. Fakat artık şartlar değişiyor, maji tekrar ana ilgi odağı haline geliyor. Modern medya halkın dikkatini majiye çekiyor. Halkta eski büyücülere dair anlatılan masalların gerçek olmasına dair derin bir istek var. Majisyenler ve büyücüler günümüzde de var olsa da, artık kimliklerini belli eden mücevherler takmıyor ve insanların arasında cübbeleriyle dolaşmıyorlar. Kadim yolları sessizlikle takip ediyor, sükunet içinde atalarımızın sözünü ettiği mucizeleri yaşıyorlar. Majinin bugün hâlâ var olmaya devam etmesinin sebebi, onun gerçek ve çalışan bir sistem olmasıdır. Bunu bizzat görmenizin vakti artık gelmiştir.
Bundan birkaç asır önce böyle bir kitaba sahip olmak, yakılma sebebiniz olurdu. Okült ve majiye ait kitaplar bugün kitapçıların raflarını süslüyor. Modern maji hakkında ne kadar çok kitap varsa, o kadar az majisyen vardır. Zamanla bu da değişebilir, fakat bunun değişip değişmeyeceği sizin gibi insanların majiyi bir hayat yolu olarak kucaklamalarına ikna edecek kesin tecrübeler yaşamalarına bağlıdır. Bunun gerçekleşmesi için majinin eski temeline dönmeli ve onu bir tür ritüel-psikoloji ve zihin gücü olarak görmek yerine, gerçek nesnel bir sanat olarak algılamalıyız. Majisyen için bir sonraki adım majiyi çevrelerindeki dünyadan faydalanmak ve bilgileriyle toplumlarına yardımcı olmak için kullanmaktır. Eskilerden Hillel bir vakitler şöyle demişti: “Eğer ben kendim için değilsem, kim benim için? Ben yalnızca kendim içinsem, ben neyim? Şimdi değilse, ne zaman?” Gelecekte majiye neler olacağı bir bilinmez, fakat size işe yarayan, güvenli ve gerçek majiyi vererek bu geleceği emniyete alabiliriz. Size yalnızca ruhani, duygusal ve fiziksel olarak faydalı olmakla kalmayacak, etrafınızdakilere el vermenizi ve dünyada bir farklılık yaratmanızı sağlayacak bir maji verebiliriz. Bu kitap sizi zorlayacak ve sınırlarınızın ötesine itecektir, fakat aslında hayatınızı değiştirecek olan ve dilerseniz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenize yardımcı olacak şey kitap boyunca verilen maji uygulamalarıdır. Bu kitaptaki teknikler ve ritüeller siz onları uygulamaya sokmadıkça kağıt üzerinde laflardan ibaret kalacaktır. Maji içinde büyü formülleri olan bir kitap almak ve – abrakadabra – fizik yasalarını aşmak değildir. Majisyenler yıllarca majiyi uygular ve yaşarlar. Nasıl din kitapları okuyarak derin dini deneyimler yaşayamazsanız, majiyi kuramsal olarak etüt etmek gerçek majikal deneyimler yaşatmaz. Gerçek bir majisyen olmak için majiyi uygulamalısınız.
Majide yeniyseniz bizi bu hayat biçimine bağlı tutan şeyin ne olduğunu merak edebilirsiniz. Maji son derece bireysel bir iş olduğu için bu, kişiden kişiye değişir. Bununla birlikte size kendi nedenlerimizi anlatabiliriz. Yıllardır maji yapmamızın sebebi, onun hâlâ insanoğlunun bugün sahip olduğu en önemli ruhani disiplinlerden biri olmasıdır. Maji bize her şeyden önce, birçok ruhani mucizeyi, aydınlanmayı, kişisel uyanışı, ruhani bulaşmaları ve birçok şeyi kişisel bir düzeyde yaşatacak araçlar sunar. Maji, peygamberlerin ve ariflerin yaşadıklarını gündelik hayatınızın bir parçası kılar. O ayrıca bize doğanın ruhuyla uyum içinde yaşamanın, farklılık ve önyargı engellerinin ötesine geçmenin, bizi kat be kat olgunlaştırmanın araçlarını sunar. Bize doğru eşi bulmaktan şifa almaya kadar, maddi hayatımızdaki meseleleri ve engelleri idare etmemizi sağlayacak bir sistem sunar. Majiyi sevdiğimiz için yapıyoruz, çünkü o bize tarifi imkansız sevinçler sunuyor. Maji bilgelik yoludur. Maji aşk yoludur. Maji size kişisel aydınlanma getiren ve bu aydınlanmayla birlikte devasa bir yaşama gücü veren ileri ruhani bir disiplindir.
Geçmişte maji öğrenmek istediğinizde bir Usta (Magus) arardınız. Yıllarca bu majisyenin çıraklığını yapar ve ondan sanatı öğrenirdiniz. En iyi yol hâlâ budur. İnsanlar yerleşmiş bir kurum içinde bir öğretmenin rehberliği altında maji öğrenmek için majikal tarikatlara, kovenlere, gruplara, cemiyetlere katılmaktadırlar. Majisyenler yerel tapınakların çevresinde oluşturulmuş gruplarda birleşirler ve bazıları mükemmel grubu aramak için gezgin gibi dolaşırlar. Bir gruba ait olma korkusuyla birlikte, yaşanan hüsranlar son zamanlarda solo çalışmaya dair bir eğilim yaratmıştır. Eğer binlerce majisyenin ve sosyal desteği olduğu bir şehirde yaşıyorsak bu bir sorun oluşturmaz. Fakat böyle bir şey yoktur ve bu yol zaten kendimizi başkalarında yalıtmamıza gerek kalmayacak kadar yalnız bir yoldur. Bugün majikal tapınaklara geçmişte olduğumuzdan daha fazla ihtiyacımız vardır. Bugün dünya, bizi geçmişin karanlığına götürmek isteyen dini fanatiklerin yükselişine tanıklık etmektedir. Majikal localar majisyenleri birleşip kendi hayat biçimlerini korumaları için önemli yerlerdir. Bu yerler kusurdan azade olmasa da, okült
Majikal Başarının İlkeleri
Her sanatın en yüksek başarı için tasarlanmış ilkeleri ve takip edilecek yolları vardır. Maji bir istisna değildir. Ortaçağlı okült alimler çeşitli deneylerin bir sonucu olarak, okültizmin her dalı için farklı prensipler kaydetmişlerdir. Tradisyonumuzun birçok ustası bu ilkelerin kendi başarılarının sırrı olduğunu söylese de, onları burada, sizi dogmanın altında ezmek için sunmuyoruz. Daha modern yaklaşımlara alışkın olanlar bu kuralları fazla katı bulabilirler, fakat kendi tecrübelerimiz bize onların geçerli olduklarını gösterdi. Dileğimiz sizin başarılı olmanız. Buradakilerden mümkün olduğunca çok ilkeyi yüreğinize işlerseniz, majikal çalışmalarınızın sonuçlarının devasa ölçülerde ilerleyeceği kanaatindeyiz. İlkeler belli bir sıraya göre verilmemiştir, kendinizi bütün ilkelere birden ve hemen uymak zorunda hissetmeyiniz. Başlangıç olarak hem fikir olduğunuz ilkeleri takip edip geri kalanları deneyiniz. Onların neden değerli olduklarını kendi tecrübelerinizle görmeniz yeğdir.
İYİ KARAKTER: Majisyenler kusursuz erdem arketipleri değildir. Biz insanız, bütün kırılganlığı ve gücüyle. Ne var ki çalışmamız bizim aydınlık bir doğaya sahip varlıklarla yan yana durmamızı ve meleklerin huzurunda yürümemizi sağlar. Maji bizim beyhude şeyler aramayan, sığ maddeciliğin saplantısına batmamış canlı bir ruha dönüşmemizle ilgilidir. Çevrenizle ilişki içinde kim olduğunuzu kabul görün ve kabul edin. Ruhunuzu Yüce Ruh’un ve en yüksek erdemlerin peşinde gitmeye yoğunlaştırın.
Dini inançlarınıza aykırı herhangi bir şey yapmaktan imtina edin. Bir şekilde dininize aykırı düştüğüne inandığınız bir majikal çalışma yaptığınızda veya en derinlerinizde doğru olduğunu bildiğiniz bir şeye ters bir davranışta bulunduğunuzda, bu sizi suçluluk, utanç ve pişmanlık duygularına sürükleyecektir. Size belli bir dini veya belli bir ahlaki ilkeleri şart koşmuyoruz. İnancınız ve ilkeleriniz ne olursa olsun, onlara sadık kalın. Eğer bir Işık majisyeni olmayı veya daha çok bilinen ismiyle Ak Büyücü olmayı diliyorsanız, şiddetten kaçının ve sevgi dolu, ahlaki bir hayat sürmeye çalışın. Eski Maji kitapları sizden doğruluk içinde hareket etmenizi tembih ederken, size kendi dönemlerinin ahlakını vaaz etmiyorlardı. Söylemek istedikleri yalnızca şuydu: “Benzer benzeri çeker.” Sevgi, ışık ve hayat ilkeleriyle ne kadar uyum içindeyseniz, ruhani alem ve bu değerlerin cisimleşmesi olan varlıklarla o kadar uyum içinde olursunuz.
TEMİZLİK: Maji uygularken yaşadığınız yere yüksek mertebeden birçok ruhani varlık davet etmiş olursunuz. Temizlik ortamın titreşimlerini yükseltir. Eski majisyenler uzun süren majikal ritüeller sırasında günde yedi kez kadar yıkanırdı. Kuşkusu bu kitapla yapacağınız maji seviyesi için böyle bir temizlik gereksizdir. Bununla birlikte maji çalışırken ortam ve kıyafetleriniz temiz olmalıdır. Aynı şekilde yazı yazmak için kullandığınız mürekkep, kağıt ve metaller gibi araçlar da.
DİYET: Başarılı bir majikal çalışmanın önündeki sık rastlanılan bir engel dolu bir midedir. Günlük uygulamalar için çalışmanızı yemek yemeden önce veya yediklerinizi iyici sindirdikten sonra yapın. Geleneksel olarak majisyenler karmaşık ritüelleri yaparken uzun süre boyunca oruç tutarlardı. Ayrıca siz yediğiniz şeysiniz diyen eski sözü mutlaka duymuşsunuzdur. Yiyecek enerjidir ve hayvani ürünler titreşiminizi sebzelerden farklı etkilerler. Eski majisyenler çalışmalarından önce ve çalışmaları sırasında et yemekten imtina ederlerdi. Birçoğu vegan bir diyeti takip ederek yaşamıştır. Fakat isterseniz maji çalışırken et yemeye devam edebilirsiniz. Biz de et yerken öyle yapıyorduk. Ne var ki dürüst olmak gerekirse et yemeyi bıraktığımızda majikal çalışmamız çok ilerledi.
Eski majisyenler bazı sebzeler yemekten de kaçınırlardı. O vakitlerde insanların diş fırçaları ve gargaraları yoktu. Genel felsefelerine göre majikal çalışma öncesinde ve çalışma sırasında sarımsak, pırasa, soğan gibi keskin kokulu şeyler yemek ağzınızda kötü bir koku bırakırdı. Bunlar çok yendiğinde ise koku terinizle çıkardı. Kadimler saflık ve temizliğe çok önem verirlerdi ve isimlerin zikri sırasında kötü kokmak istemezlerdi. Ayrıca bu sebzelerin kokularının Cinlerin hoşuna gitmediğine ve onları getirmeyi zorlaştırdığına inanırlardı.
İZİN ALMAK: Maji uygularken kadim enerjileri kullanacak ve meleklerden cinlere kadar birçok varlığı davet edeceksiniz. Bugünün majisyenleri bunu istedikleri amaçla ve istedikleri zaman yapabileceklerine inanıyorlar. Bu pek doğru bir şey değildir. İzin almak bir ritüelin başarılı olması veya olmamasını belirleyebilir. İzin bir inisiyasyon (el alma) halinde de gelebilir. Bir melek çağrılmadan önce o melekle bir anlaşmayla da sonuçlanabilir.
Bu izin bir kehanet sonucunda da belirebilir. Çalışmanızın başka insanların hayatında bazı etkileri olacaksa veya yüksek derecede tekamül etmiş bir varlığı davet edecekseniz, kehanette bulunmak özellikle önemlidir. Eskilerin kullandığı kehanet tekniklerinden biri, birkaç hafta boyunca devam eden belli bir ritüelden ibaretti. Eğer majisyen operasyonun sonucunda elinde bir leke belirdiğini görürse izin aldığını bilirdi. Diğer yöntemler bazı dualar edip tefekkürlerde bulunmak ve sonra nasıl hissettiğine bakmaktı. Eğer içlerinde korku uyanırsa ritüel yapılmayacak, fakat kendilerini açık ve huzurlu hissediyorlarsa ritüele izin çıktı demekti. Modern okültistler Tarot gibi başka yöntemlere güveniyorlar. Her ritüel yaptığınızda kehanet kullanmak zorunda değilsiniz. Sizden sadece enerjilere uyumlu olmanız ve çalışmadan önce işbirliği yapacağınız varlıklarla yolunda giden ilişkilere sahip olmanız beklenmektedir.
GÖĞÜN İZLENMESİ VE RİTİM: Majikal akımlar göksel gelgitlerin etkisi altındadır. Bugün ortalama bir sonuç olarak yaptığınız ritüel ertesi gün son derece başarılı olabilir. Bazı ritüeller astrolojik şartlardan diğerlerine göre daha fazla etkilenirler. Bu gelgitleri takip edebilmek için majisyenler, bugün çok iyi bilinen gezegensel saatler gibi okült tablolar ve takvimler yapmışlardır. Kimi günlerin yapıcı çalışmalar için daha iyi olduğu, kimi günlerin ise yıkıcı çalışmaya daha uygun olduğuna inanılır. Bu günler kameri takvime dayanır ve Ay’ın gökyüzündeki konumuyla ilgilidir. Aşağıdaki günler yıkıcı günlere ait olduğu için yapıcı çalışmalar için kullanılmazlar: 3., 5., 13., 16., 21., 24. ve 25.inci günler.
Diğer önemli okült zamanlama emareleri, ay menazilleri ve yükselenle gezegenleri hizada olması veya gezegenlerin yükselene iyi açılar yapmasıdır. Ayrıca her ay fazı yapılacak çalışmanın türünü etkiler. Bu etkiler yalnızca çalışmanın türüyle değil, aynı zamanda ayrıntılarıyla ilgilidir. Genel olarak yapıcı işler için büyüyen ay, yıkıcı işler için ise küçülen ay iyi bir vakit oluşturur. Bu ilkelere çok özel durumlarda yer değiştirebilir, dolayısıyla çok kapsayıcı kurallar olarak görülmemelidir. Fazları büyüme ve küçülme olarak düşünüp çalışmanızın ayrıntılarına bakın. Ayrıca başka bir vakti bekleme konusunda uyarı yapan diğer astroloji etkenlere bakmanız gerekebilir. Kötü etkiler altında büyüyen bir ay, yapıcı bir çalışma için iyi bir iletken değildir. Başarı şansınızı arttırmak için bu gelgitleri iyi takip etmeye çalışın.
Gördüğünüz gibi kadimlerin majisi yıldızların ve göklerin ekseninde dönüyordu. Onlar hatta belli konfigürasyonların olduğ
ALIŞTIRMA ÜÇ – Bir Mum Işığı İmgeleme-
Bir sonraki adım imgelemi hayal gücüne dayanan duyusal algılama alanına taşımaktır. Bunu mümkün olduğunca çok duygu koyarak yapmanız veya yaptığınızı düşünmeniz gerekiyor. İmgeleme alıştırması için mum kullanacaksınız. Daha önceki alıştırmalarda olduğu gibi bir tür gevşeme alıştırmasıyla başlayın ve önünüzde bir mum yakın. Mum alevine birkaç dakika boyunca bakın. Gözleriniz yorulana kadar kırpmadan bakın. Alev dışında hiçbir şey düşünmemeye çalışın. Kendinizi tümüyle aleve ve onun titremelerine dikkat kesilmeye bırakın. Şimdi gözlerinizi kapatın ve alevin imgesini zihninizde yakalamaya çalışın. İmgeyi zihninizde mümkün olduğunca sağlam bir şekilde tutmaya çalışın. İmgenin gerçeğe uygun olup olmadığını dert etmeyin. Bırakın istediği biçim ve büyüklükte olsun, siz imgeyi zihninizde tutun yeter. İmge solmaya başladığında veya zihinde tutması zorlaştığında önceki adımları tekrar edin. İmgeyi zihinde tutmaya çalışın, mümkün olduğunca gerçek kılın. Alev üzerine odaklanın ve tıpkı gerçek alevde olduğu gibi ona bakın. İmgenin bozulmamasına çalışın. Bu sizin imgeleme dayanıklılığınızı geliştirecektir. Bu alıştırmayı birkaç hafta boyunca size kolay gelene kadar yapın.
Alıştırma kolaylaştığında bir sonraki alıştırmaya geçme vakti gelmiştir. Zihninizde alev imgesini canlandırdıktan sonra onun boyutunu değiştirmeye çalışın. Önce büyütün, sonra küçültün. Sonra, alevin rengini farklı tonlara büründürün. Alevin sanki bir esinti vurmuş gibi dans etmesine izin verin. Dikkatinizi alevden mumun gövdesine çevirin. Mumun titrek ışık altında erimesini izleyin. Mumun rengini değiştirin. Zihninizde onu elinizden geldiğince canlı oluşturun. Serbestçe imgeleyin. İmgeliyormuş gibi yapın. Alıştırmanın bu aşamasını sizin için kolaylaşana kadar tekrar edin.
Şimdi imgelemenize duyusal unsurlar ekleyebilirsiniz. Zihninizde mum imgesini uyandırdıktan sonra mumun sevdiğiniz bir kokuyla, örneğin vanilya veya gül kokusuyla koktuğunu hayal edin. Kokuyu burun deliklerinizde elinizden geldiğince canlı bir biçimde hissetmeye çalışın. İyice gerçek hissedene kadar buna devam edin. Zihninizde parmaklarınızı mumun üstünden geçirin. Alevin ısısını hissedin. Alevle oynarken kokuyu almaya devam edin, mumu diğer özelliklerine de dikkat edin. Zihniniz dolaşmaya başlarsa tekrar imgeye dönün. İhtiyaç duyduğunuzda gözlerinizi açın ve mumla zihninizde yaptığınız şeyleri fiziksel olarak yapın. Sonra tekrar gözlerinizi kapatın ve imgeleminizde duyuları tekrar yakalayın. Bütün bunları eksiksiz yapabiliyormuş gibi yapmayı unutmayın.

ALIŞTIRMA DÖRT – Bütün Duyuları Kullanmak
Şimdi imgeleme alıştırmalarını bir sonraki aşamaya taşıyabiliriz. İmgelem düzeyinde görmeniz, hissetmeniz, işitmeniz, dokunmanız ve koklamanız gerekir. Sonraki birkaç hafta boyunca bu alıştırmaya devam edin. Majikal çalışmalarınızda ilerledikçe bu çalışmaya tekrar geri dönmek de isteyebilirsiniz. Gevşemiş bir halde aşağıdakilerden seçtiklerinizi imgeleyin:
• tanıdığınız ya da yeni gördüğünüz birinin yüzü
• bir gül veya sevdiğiniz bir çiçek
• sürekli temas halinde olduğunuz tanıdığınız bir insanın sesi
• kabından yemek yiyen bir kedi veya köpek
• bütün eşyalarıyla birlikte evinizdeki bir oda
• yumuşak bir elin dokunuşu veya yumuşak bir kürk hissi
• bir kaşıntı
• limonun veya en sevdiğiniz meyvenin tadı
• açlık duygusu
• bir gazetenin manşetini okumak
• hazırlanan bir sandaviç
• yüzmek veya koşmak
• oyun oynayan çocuklar
• teker teker elbiselerinizi çıkarmak

ALIŞTIRMA BEŞ – Açık Gözlerle İmgeleme
Bu alıştırmanın amacı size gözleriniz açıkken çeşitli renkleri görmeyi öğretmektir. Basit bir alıştırmadır, fakat ustalaşmak için pratik yapmanız gerekir. Tüm yapmanız gereken önünüzde yatay bir çizgi boyunca parmağınızla şu renklerde bir çizgi çizmenizdir: beyaz, gri, siyah, mavi, kırmızı, sarı, eşi, turuncu ve mor. Çizdiğiniz çizgi açık ve parlak bir renge sahip olmalıdır. Çizgiyi gözleriniz açıkken fiziksel ve zihinsel gözlerinizle aynı anda görmelisiniz. Hayal gücünüzü sonuna kadar kullanın. Çizgiyi önünüzde kaybolmadan en az 20 saniye tutun. Eğer görselleştirme yeteneği güçlü bir arkadaşınızla çalışırsanız, bu çok eğlenceli bir alıştırma olabilir. Renklere ve sırasına önceden karar veriniz. Karşınızdaki insan size rengini söylemeden gözlerinizin önünde bir çizgi çizsin. Bu kişinin seçilen rengi hayal ettiğinden emin olunuz. Düşünmeyin, aklınıza gelen rengi söyleyin. Eğer rengi doğru bildiyseniz ve yakın bir renk söylediyseniz hanenize 1 puan, bilemediyseniz 0 yazın. Sonra yer değiştirin ve arkadaşınızın başarısını test edin. Önceden karar vermiş olduğunuz tur sayısını bitirince kimin daha çok puan yaptığına bakınız. Kişiler havada çizgi çizmeden önce rengin adını bir kağıda yazabilirler. Bu teknikte başarı oranınız sizi şaşırtacaktır. Başlangıçta çok yüksek bir skor elde etmeseniz de % 70 başarı elde edene kadar çalışmaya devam edin.
İkinci adımda size bir mızrak ve beş köşeli yıldız gerekiyor. Nefes hayatın taşıyıcısıdır ve enerjinin bütün beden içinde hareketini sağlar. Nefesle kontrol edilebilecek iki tür enerji vardır: sıcak, yani şemsi (güneşsel), soğuk yani kameri (aysal). Nefes bedeni gevşetmek ve alternatif bilinç halleri yaratmak için de kullanılabilir. Gevşeme için nefesinize iyice hakim olmanız çok önemlidir. Bu stres, mücadele ve kasılmalar çağında, özellikle Batı dünyasında “hastalıkla” savaşacak silahlara sahip olmak önemlidir. Ne kadar gevşek ve rahat olursak, majikal enerjiye o kadar açık oluruz. Bu bölümde verilen nefes teknikleri uzun dönemli ruhani majikal gelişimde çok faydalı olacaktır. Bu teknikler Kameri Nefes, yani sadece sol burun nefesine dayanmaktadır. Kameri nefesin amacı bedeninizi gevşetmek ve sizi İlahi Işık’ın tesirlerine açmaktır. Bu alıştırmaların hepsi sizin için çok kolay hale gelene kadar tekrar edilmelidir. Bundan sonra ikinci adıma geçebilirsiniz. Nihai aşamaya gelmek birkaç yılınızı alabilir. Majiye başlamak için nihai aşamaya gelmeyi beklemeyin.

ALIŞTIRMA BİR - Kameri Nefes
Omurganız dik olarak bir sandalyede veya bağdaş kurarak yere oturun. Gözlerinizi kapatın ve düşüncelerinizi sakinleştirmeye çalışın. Yavaş ve derinden nefes alın. Dört saniye boyunca nefes alın, dört veya sekiz saniye boyunca nefesinizi tutun ve dört saniye nefes verin. Bu alıştırma yalnızca sol burun deliğini kullanıyor, sağ burun deliğinizi bir şekilde kapatın. Nefes alırken içinizden Toren veya Kadeş veya benzeri bir Işık ismini titreştirin. Yirmi kez tekrarlayın. Daha fazla veya daha az yapmayın. Bu alıştırmayı en az on hafta boyunca yapın.

ALIŞTIRMA İKİ – Uzun Kameri Nefes
Bu alıştırma bir öncekiyle aynıdır, tek fark süresindedir. Yedi saniye boyunca nefes alın, on saniye tutun, yedi saniyede verin. Bu alıştırmanın yapılması gereken süre on ile yirmi hafta arasındadır. Bu nefes süreleri size zor gelirse önceki alıştırmayı biraz daha yapın.

ALIŞTIRMA ÜÇ- Daha Uzun Kameri Nefes
Süre bu alıştırmada biraz daha uzundur. On saniye süresince nefes alacak, yirmi saniye tutacak ve yirmi saniyede vereceksiniz. Bu alıştırma on yirmi hafta tekrarlanmalıdır. Bu noktada içsel duyumsal farkındalığınızda ve duyarlılığınızda bir artışa tanık olabilirsiniz. Bu alıştırma size zor gelirse önceki alıştırmaya dönün.

ALIŞTIRMA DÖRT – Nih
ÜÇÜNCÜ YÖNTEM
Nefes: Üçe kadar sayarak nefes al: bir, iki, üç. Nefesini üçe kadar tut. Üçe kadar sayarak ver. Bu çalışmada nefesi saymak o kadar önemli olmasa da, aynı ritmi korumak çok önemlidir.
Yordam: Başınızın üstünde beyaz bir ışık topu düşleyin. Bu top parlak beyaz bir maddeden yapılmış. Gittikçe güçleniyor ve o güçlendikçe kendinizi daha iyi hissediyorsunuz. İçinizden sayın 100, 99, 98 Derin bir nefes alın ve ışığın burun deliklerinizi doldurduğunu imgeleyin. İçinizden tekrarlayın: “Çok gevşemiş ve sakinim. Daha derin bir gevşeme ve farkındalık haline giriyorum. Zihnim sakin, bedenim çok rahat.” Bu ışık topunun bedeninizi sıcak ve sakin tuttuğunu imgeleyin. Üç sayı daha sayın, 97, 96, 95. Her üç sayıdan sonra derin bir nefes alıp burunu deliklerinizi beyaz ışıkla doldurarak içinizden tekrarlayın. “Çok gevşemiş ve sakinim. Daha derin bir gevşeme ve farkındalık haline giriyorum. Zihnim sakin, bedenim çok rahat.” 4, 3, 2, 1 diye sayana kadar bu süreci tekrarlayın ve son defa tekrarlayın: “Çok gevşemiş ve sakinim. Daha derin bir gevşeme ve farkındalık haline giriyorum. Zihnim sakin, bedenim çok rahat.” Bu hale her zaman girebileceğinizi bilin. İçinizden tekrarlayın: “Zihnim ve duygularım benim için farkındalık ve zevk kaynağı. Aldığım her nefesle bedenim canlanıyor ve içim enerji doluyor. Huzur içindeyim, bedenim bir huşu içinde. Gevşemiş haldeyim ve bedenim sınırsız bir enerjiye bağlanıyor. Hayatın ilk özüyle birim, bedenimdeki her hücre bu öze bağlanmış durumda. Ben sevgiyim, ben ışığım, etin içindeki hayatım. Sakinim. BİR’İM. Huzurluyum.”
Yukarıdaki alıştırmalardan majikal çalışmanız için en uygun bulduğunuzu kullanın. Eğer imgeleme, nefes ve gevşeme yeteneklerinize güveniyorsanız, alıştırmaları yapmasanız da olur. Bu alanlarda zayıfsanız, doğrudan majikal çalışmaya girmeden önce onlarla birkaç hafta çalışın.

Majikal Meditasyonlar
Meditasyonlar dönüşüm sürecinin anahtarıdır. Birçok menfi ruhani ve psikolojik alışkanlıkların kökü zihinsel alışkanlıklarda ve deneyimlerdedir. Meditasyonlarla zihinsel dönüşüm ruhani ve majikal değişim için harika bir araç olabilir. İlk meditasyon benzersizdir ve istediğiniz herhangi bir ortamda yapılabilir. Amacı başka bir insanın bakış açısını, özellikle bu bakış açısının ruhani özünü anlamanıza yardımcı olmaktır. Başka majisyenlerle çalışırken ikiniz arasında güçlü bir bağ kurmak ve majikal çemberi güçlendirmek çok önemlidir. Arkadaşlar, aşıklar ve hatta tümüyle yabancı insanlar arasında bile kullanılabilir. İkinci meditasyon dizisi sağlık ve refah, İlahi olana yaklaşmak, majikal gelişme kaydetmek gibi ruhani faydalar gibi dünyevi yararlar içindir.
İlk meditasyon için siz ve arkadaşınız gürültüsüz, dikkat dağıtan şeyler olmayan bir oda bulmalısınız. Işıkları karartmanız veya sadece mum ışığı kullanmanız yeğdir. Ayrıca çok keskin olmayan bir tütsü de kullanabilirsiniz. Karşılıklı olarak bağdaş kurarak yere oturun. Eğer bağdaş kuramıyorsanız size rahat gelen başka bir pozisyonda oturun. Tek şart ikinizin de rahat oturması ve dizlerinizin birbirine değmesidir. Her ikiniz de avuç içlerinizi önünüze uzatmalısınız. Avuç içlerinizi birbirine değdirin. Alnınız değecek şekilde başınızı hafifçe öne eğin. Özellikle üçüncü gözünüzün, kaşlarınızın üstündeki noktanın değmesi önemlidir. Dizleriniz, elleriniz ve alınlarınız birbirine değdikten sonra bir gevşeme alıştırmasına başlayın. İyice gevşedikten sonra küçük parmağınızla zihinsel transferin başladığını işaret edin. Bütün bilincinizi ve dikkatinizi üçüncü gözünüz üzerine odaklayın. Geri kalan her şeyi unutup yalnızca üçüncü gözünüze dikkat kesilin. İkinizin üçüncü gözünün tek bir üçüncü gözü dönüştüğünü hissedin. Kendinizi bir kapının önünde dururken imgeleyin. Bu kapı arkadaşınızın üçüncü gözüdür. Bilincinizin bu kapıdan geçtiğini hissedin. Sanki sadece üçüncü gözünüzde mevcutmuşsunuz gibi bütün bilincinizin ve farkındalığınızın burada toplandığını imgeleyin. Kendi üçüncü gözünüze değil, eşinizin üçüncü gözüne odaklanın. Şimdi bilincinizi yavaş yavaş yeni bedeninize, yeni kollarınıza, yeni bedeninize, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dağıtın. Bu yeni bedeni kendi bedeniniz gibi hissedin, bu yeni bedenden başka bedeniniz yok. Geldiğiniz beden artık size ait değil. Bu yeni bedenin duygularının ve hatıralarının, bunlar sanki size aitmiş gibi bilincinize akmasına izin verin. Daha önceki alıştırmalarda geliştirmiş olduğunuz zihinsel duyularınızı kullanın. Bırakın duygular size ele geçirsin, onlar şimdi sizin duygularınız. Artık bu kişi olduğunuza hiçbir kuşku duymayın. Siz her zaman bu kişiydiniz. Her zaman bu bedene sahiptiniz. Her zaman bu duygulara ve hatıralara sahiptiniz.
Hazır olduğunuzda bedeniniz nasıl terk ettiyseniz, aynı şekilde acele etmeden ona geri dönün. Transferin gerçekleşeceğine dair aranızda bir işaret belirlemiş olmalısınız. Bilincinizin şimdi içinde bulunduğunuz bedenin üçüncü gözünde toplandığını imgeleyin. Eski bedeninize doğru harekete geçin. Hareketi ve geçişi hissedin. Bedeninize döndükten sonra ziyaret ettiğiniz bedene yaptığınız gibi onun kontrolünü alın. Bu olduğunda yavaş yavaş üçüncü gözlerinizi birbirinden ayırın. Sanki birbirine yapışmış ve zorla ayrılıyorlarmış gibi bir his olmalıdır. Ayrılma sırasında ani bir hareket yapmayın, yavaş yavaş ve nazikçe ayrılın. Tümüyle ayrıldıktan sonra yavaş nefes alıştırması yapın. Yanınızda getirdiğiniz ve geride bıraktığınız ruh özünü ruhunuza katmak için kendinize süre tanıyın. Bundan sonra eşinizle düşüncelerinizi, duygularınızı ve deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz. Bu alıştırmayı ne kadar çok yaparsanız o kadar etkili olacaktır.
Bir sonraki meditasyon serisi haftanın günlerine ayrılmıştır. Her biri yarım saatinizi alacaktır ve uzun süre uygulandıklarında etkililikleri artacaktır. Bu meditasyonlar hayatınıza güzellik, sağlık, zenginlik, neşe ve zeka getirmek için tasarlanmışlardır. Bu özelliklerden her biri başka bir güne aittir. Altıncı gün içsel odaklanma günüdür. Majikal enerji bedeni, içsel gelişim ve benzeri konulara ayrılmıştır. Yedinci gün her zaman Işık’la karıştığınız, sevgi duygularına gark olduğunuz İlahi olanı temaşa etmeye ayrılmalıdır. Pazar günü güzelliğe, pazartesi zenginliğe, Salı sağlığa, Çarşamba akla, Perşembe neşeye ayrılmışır. Böylece içsel gelişim Cuma gününün, İlahi Olan ise Cumartesi’nin konusudur.
Bu meditasyonlar çeşitli teknikleri birleştirdiği için başka popüler yöntemlerden ayrılmaktadır. Daha ziyade zihninizi ruhani bedeniniz üzerine odaklayarak çalışmaktadırlar. Bu meditasyonlar için nefes alıştırmalarını, gevşeme egzersizlerini, görselleştirme becerisini, savrulmadan bir fikir üzerine odaklanma zihinsel becerinizi kullanmanız gerekecektir. Her günlük meditasyon en az bir ay boyunca günde iki defa uygulanmalıdır, en yüksek verim elde etmek için ise günde dört kez uygulanmalıdır. Meditasyon için etkili süre nefes alıştırmaları da dahil olmak üzere yarım saat ile bir saat arasında bir süredir.
Sağlık örneğini alalım. Rahat bir pozisyonda oturun ve nefes alıştırmalarını yapın. Sessizce yüksek, net ve güçlü bir sesle “Sağlıklıyım,” deyin. Dikkatiniz bu onaylama cümlesindeyken bedeninizi istediğiniz sağlık halinde imgeleyin. Yüzden başlayarak bedeninizin her yerini görün. Bedeninizin yeni, is
Maji ve Mistisizm
Yazan Franz Bardon
Çeviren Falling Sun - Translation Copyright © 2005 hermetics.org

Bu yazı Çek asıllı majisyen Franz Bardon’un “Bilgeliğin Altın Kitabı” (Golden Book of Wisdom) isimli eserinden alınmıştır. Bu kitap Franz Bardon’un evrensel kanunlarını anlattığı dördüncü ve son eseridir. Bardon ölmeden bu eseri tamamlayamadığı için büyük bölümü eksiktir.
Bu yazının aslına ve kitabın tamamına http://home.doramail.com/bardon:doramail.com/gbw.html#magic adresinden ulaşılabilir.
Asırlardan beri, maji ve mistisizm, rahip eğitimi veren gizli okullarda eş zamanlı olarak öğretilmiş ve ikisine de eşit derecede önem verilmiştir, çünkü bu iki felsefi bakış, Hermetik bilimde daima son derece önemli olmuştur ve gelecekte de öyle olmaya devam edecektir. Maji, maddesel planda zaman içinde gelişen bütün hermetik bilimlerin ve bu planla alakalı her şeyin içsel bir parçasıydı. Dolayısıyla, hangi bilim dalından olursa olsun, bütün teknik bilgi, rahip kastının kararıyla üstattan çırağa aktarılıyordu. Bütün bilimler, matematik, kimya, fizik, astronomi vs. hepsi majinin alanına giriyordu.
Diğer taraftan elle tutulur olmayan din, felsefe, tanrı telâkkileri, ahlak, erdem, beceriler ve her türden nitelik mistisizmin alanına düştü. O halde, Hermetik açıdan, maji mistisizmden ayrılamaz; çünkü kanunlara dayalı, nitel-maddesel bir temelin olmadığı yerde, ne yetenek, ne herhangi bir erdem ne de ahlaki görüş olabilir.
Zaman ve insanlığın ilerlemesiyle, maddi bilimler sadece kendi ilerlemeleriyle ilgilenir oldular. Artık kaba fiziksel duyularla algılanamayan ve anlaşılmak için belli bir olgunluk gerektiren enerji, madde ve tözün doğasındaki yüksek kanunlar mecburen bağımsızlaştı ve tecrit oldu.
Sonuç olarak iki çeşit bilgi alanı ortaya çıktı. İlki, entelektüel çalışma ile elde edilen fiziksel bilgi ve ikincisi, daha sübtil madde ve güçlerle alakalı, fakat sadece zeka ile algılanamayan metafizik bilgi. Metafizik bilginin geri plana düşmesinin ve son olarak, sadece gerçek üstatların ona sahip olmasının sebebi budur. Bununla birlikte, Hermetik yolu takip eden, metafizik kanunlara nüfuz etme yeteneğine sahip bir kişi, yine aynı kanunlara göre, varolan bütün bilgi dalları arasındaki mantıksal bağlantıları anlamalıdır.
Kafa karışıklığına sebep olmamak için, "metafizik" terimini daha ilerideki izahatlerimde kullanmayacağım; bunun yerine, eskiden Hermesçilerin yaptığı gibi "maji" terimini kullanacağım. Hermetik açıdan bakıldığında, maji, günümüzün genel bilimleriyle (hangi bilim dalı olduğu farketmeksizin) paralelliklere sahip, daha süptil bir doğaya sahip güçlerle, maddelerle ve tözlerle ilgilenen yüksek metafizikten başka birşey değildir. O sebeple, ne zaman bir inisiye maji hakkında konuşsa, mikrokozmos ve makrokozmostaki (yani fiziksel, astral ve mental bedenlerde bütünlük içindeki, evrende bulunan herhangi bir insan[1]) güçlere, süptil madde ve tözlere ve onların kanun ve işleyiş etkilerine atıfta bulunuyordur.
Gerçek maji, bugünün bilimi tarafından tanınmamış daha sübtil güçlerin yüksek bir ilmidir[2]; çünkü her ne kadar majinin kanunları dünyamızın resmi bilimleri ile benzerlik gösterse de, ince eleyip sık dokuyan bilimsel metotlar bu güçleri anlamaya ve kullanmaya yetmemektedir.
Maji bilimine ve onun etkililiğine dair mantıki tefekkürler ve sonuçlar, gerçek bir Hermesçiğe sadece sübtil materyal güçleri tanıtmaz, aynı zamanda onu bu güçlerin kanunlarını gezegenimizin bütün resmi bilimleriyle uyumlu hale getirme pozisyonuna sokar. Çeşitli anahtarların yardımıyla, ruhsal bilimadamı[3] kendi ilmiyle bütün bilim dallarını büyütmeye ve genişletmeye bile ehildir. Gerçek maji bilgisi, keşfetmeye yatkın bir zekaya, teknik ve materyal ilerleme için büyük pek çok imkan sunar. Tabii ki, kişinin olgunluğu, evrensel kanunların gücünü maddi dünyaya taşıyabildiği kadar olduğu için, bu durumda, büyük bir öneme sahiptir.
Bu kitabın ileriki sayfalarında farklı analojilere ve kendini üç farklı alanda[4] gösteren sübtil maddesel güçlerin etkilerine değineceğim. Diğer bir deyişle, maji kanunların pratik uygulanışını açıklayacağım. Bu bilgi ve bilgeliğin nasıl kullanılacağı her okuyucunun kendi amacına kalmıştır.
Bu açıkça gösterir ki, maji, maddeyle ilgilenen diğer bütün bilim dalları ile tam olarak aynı şekilde analiz edilebilecek, doğa bilimleri ile uyum sağlayabilecek, katıksız bir metafiziktir. Söylemek gerekir ki, metafizik, doğa bilimlerinin fizikî bilgisinin açılımıdır.
Mistisizmsiz maji yoktur, çünkü bu iki temel konsept birbirlerine bağımlıdır, aynı etki ve tepkisiz madde olmadığı gibi… Maji, mistisizmden ayrılmamalıdır ve ikisi de aynı zamanda ve benzer şekilde ele alınmalıdır. Hermetik, çalışmalarında maji ve mistiği; yani, nitelik ve niceliği daima aklında tutmalı ve kesin olarak niteli (örneğin madde ve özlerdeki güçler) ve niceli (örneğin vasıflar, etki ve tepkiler vs.) ayırabilmelidir. Eğer kaos yaratmak istemiyorsa, bu iki kavramı asla karıştırmamalıdır.
Hatırlayın! Maji nicelik ve mistisizm niteliktir! İlerleyen bölümlerde niceliklerden bahsettiğim zaman, daima majiyi kastetmiş olacağım. Etkilerden, vasıflardan, erdemlerden vesaireden konuşurken de mistisizmi kastetmiş olacağım. Bu, dünyanın başlangıcından beri evrensel bir kanun olmuştur ve sonuna kadar böyle olmaya devam edecektir!
________________________________________
[1] Mikrokozmos ve makrokozmos terimleri hakkında daha fazla bilgi, Franz Bardon’un Initiation into Hermetics kitabından alınabilir.
[2] “Bilim” ve “ilim” kelimeleri aynı anlama gelir. Bilim, Türkçe; ilim ise Arapçadır. Dolayısıyla “maji bilimi” demekle “maji ilmi” demek arasında fark yoktur.
[3] Orjinal metinde “spiritual scientist”.
[4] Bardon burada maddi, astral ve mental alanlara atıfta bulunuyor. Bardon’un sistemine göre varlık üç ayrı alemde yaşar. Bunlar sırasıyla daha süptil
Dine Hermetik Bakış
Yazan Franz Bardon
Çeviren Falling Sun - Translation Copyright © 2005 hermetics.org

Bu yazı Çek asıllı majisyen Franz Bardon’un “Bilgeliğin Altın Kitabı” (Golden Book of Wisdom) isimli eserinden alınmıştır. Bu kitap Franz Bardon’un evrensel kanunlarını anlattığı dördüncü ve son eseridir. Bardon ölmeden bu eseri tamamlayamadığı için büyük bölümü eksiktir.
Bu yazının aslına ve kitabın tamamına http://home.doramail.com/bardon:doramail.com/gbw.html#magic adresinden ulaşılabilir.
İki temel din felsefesi vardır: birincisi rölatif olan, ikincisi ise mutlak ve evrensel olandır. İnsanlığın ortaya çıkışından günümüze, rölatif din felsefesine dahil olan dinler, zaman içinde, kurulmuş, zirveye çıkmış ve yüzyıllar içerisinde son bulmuşlardır. Her rölatif dinin kendi kurucusu vardır. Burada bütün rölatif din sistemlerinden söz etmekten kaçınıyorum; din felsefesi üstüne çalışmış herhangi biri, pek çok rölatif din sistemini öğrenebilir. Bu dinlerin hepsi, yüzyıllarca, hatta bin yıllarca sürmüş olsalar da aynı "geçicilik kanununa"[1] tabidirler. Bir dinin varlık süresinin uzunluğu daima kurucularına ve öğretmenlerine bağlıdır. Bir din, ne kadar evrensel kanunları içeriyor, ne kadar evrensel hakikatleri gösteriyor ve öğütlüyorsa, varlığını o kadar uzun sürdürür.
Eğer din tek taraflı, fanatik, diktatöryel ve otoriter doktrinlere sahipse ömrü daha kısa olacaktır. Bununla birlikte, her din sisteminin kendince iyi amaçları ve özel bir misyonu vardır. Her biri, daima evrensel hakikat ve kanunların bir bölümünü (üstü kapalı olarak) sembolik veya soyut d
Aylar ve Maji
Ocak : Bu ay korunma ve güvenlik için ritüellerin ve çalışmaların yapıldığı zamandır.Tedavi için yapılan majilerde en etkili dönemdir.
ŞUBAT: Sağlık ,ilk önce.tadavi ve bunlar için kullanacak yiyecek ve içeceklerin yapılması,motivasyon için yapılacak çalışmalara uygun aydır.
MART : Başarı ve başarının yolunu kesen şeyleri ortadan kaldırmak için yapılan ritüeller ve çalışmalar için.
NİSAN: Olasılıklar,mutluluk ve yeni meşguliyetlere başlamak için yapılan ritüeller.
MAYIS : Büyüme,gelişme ve büyümeyi devam ettirmek için yapılacak çalışmalarda kusursuz bir aydır.
HAZİRAN : Bu ay en iyi ritüellerin ve çalışmaların yapıldığı aydır(sevgiyle ve iyi nedenler için)
TEMMUZ : Kişisel disiplin.otorite.güç için yapılan maji.
AĞUSTOS : Hayatın içindeki uyum,sakinlik ve barış için yapılan majilerin ayıdır.
EYLÜL : Ruhsal büyüme ve gelişme için uygun maji ayıdır.
EKİM : Hayatdaki değişiklikler için maji.
KASIM : Güç ve gerçekler için maji.
ARALIK : Kişisel benliğin.ruhun gelişmesi ve zenginleşmesi için yapılan çalışmalar
Evrensel Denklikler 4 Ana Öğe
TOPRAK
Yön: Kuzey
Burçlar :Boğa-Başak-Oğlak
Gezegen : Satürn
Kuralları : Fiziksel beden,toprak,büyüyen herşey,hayanlar,maddi dünya,doğum ve ölüm,ölümün fiziksel çemberi,para,şehvet,verimlilik.
Mevsim : Kış
Renkler : Siyah-Yeşil-Beyaz
Araç : Tılsım
Duygular : Durağanlılık,melankoli
Tüm toprak ve verimlilik tanrıçaları : Demeter
SU
Yön:Batı
Burçlar :Yengeç-Akrep-Balık
Gezegen :Ay-Venüs
Kuralları :Duygular,aşk,düşler,üzüntü,deniz,tüm sular,bağımsızlık,ruhsal güçler,anne merkezli aile,verimlilik
Mevsim : Sonbahar
Renkler :Mavi-yeşil-gri-çivit-deniz yeşili
Araç : Kupa
Duygular :Aşk,korku
Tüm deniz ve aşk tanrıçaları : Afrodit-İsis-Mari
ATEŞ
Yön:Güney
Burçlar :Koç-Aslan-Yay
Gezegen :Güneş - Mars
Kuralları :Enerji,eylem,cesaret,tepki,saflaştırma,cinsel istek,çöller,volkanlar
Mevsim : Yaz
Renkler :Kırmızı-altın-koyu işne-portakal
Araç : Asa
Duygular :Hırs,kızgınlık
Tüm ateş tanrıçaları : Brigit-Hestia-Vesta
HAVA
Yön:doğu
Burçlar :İkizler-Terazi-Kova
Gezegen :Merkür-Jüpiter
Kuralları :düşünce,iletişim,enerji,hız,öğrenme,yüksek kuleler,rüzgar,nefes
Mevsim : İlkbahar
Renkler :Sarı-beyaz-gümüş-mavi gri.
Araç : Kılıç
Duygular :Eğlence,endişe
Tüm hava tanrıçaları : Vrania-Arianrhod-Aradia-Nuid
Ritüeller
Ben seni alıyorum
Sen beni alıyorsun
Bir asır beraber olmak için bağlanıyoruz:BİZ
Elleri sabitleme(bağlama)çok kusursuz ve özel bir ritueldir.Tam anlamıyla bir yıl ve bir gün beraber olmak için olan bir ritueldir,Bu yaşam içindir(yada:bu hayat içindir(uzun sürecek arkadaşlık,aşk,vs veya gelecek vücüt bulmalarda)Bu rituel wiccanlara(pagan,cadı)özgü veya onları ayırd etmek için değildir.Herkes bunu yapabilir.
Çoğu kişi bu konuda zıt düşünür,Wicca(cadı)evliliği adı kesinlikle elleri birleştirmeden daha fazlasıdır.Elleri sabitleme özellikle,özel bir bağ durumunda olur,aile,arkadaş,coven üyeleri.Ne istersen.Böylece özel bir bağ güçlendirilecekdir.
Partnerler arasında,bir seramoni meydana getirilir ve partnerler arasında bağ kurulur.Bu esnada Amerika’da az bir kısmında tanınan bir evlilik şeklidir ama diğer yerlerde elleri sabitleştirerek evlenen çiftlerin belediye ve(veya)kilise evliliğini de yapmaları gerekmektedir.
Bu rituelde çok az kural vardır.Bazı geleneklerde bu ritueller için bazı metinler ve yapılacak şeyler belirlenmişdir.
Pek çoklarına göre ise elleri sabitleştirme(evlilik)temel bazı şeyler haricinde kişinin kendi kendine ve kendi düşünce ve hislerinden yola çıkarak hazırladığı bir rituel çok daha güzeldir.Kişi seçdiği partnerine kendi hazırladığı şekilde söz vererek ritueli yerine getirir.
Aşağıya,internetde bulduğum bir kişinin,söz vermekde kullandığı metinin çevirisini görebilirsiniz.
Onların huzurunda,bir dairenin içinde biraraya geldik
Aile,arkadaşlar,konuklar,prensipler ve atalar
Seni seveceğime söz veriyorum,seni besleyeceğime ve desteyeceğime
güldüreceğime ve paylaşmana yardımcı olacağıma
yoluna çıkacak olan kötülüklere karşı koruyacağıma
güveneceğime ve senin için saygılı olacağıma
Devamlı yoluna cıkan bir ışık olacağıma ve
bu ışıkla yürümenin benim hayalim olacağına soz veriyorum.
Hayat devam ettiği sürece bu devam edecek
Gün ışığından,gün ışığına,ekinoksdan ekinoksa
Samhian’dan Imbolc’a kadar,Beltane ve Lammas ve yeniden başa.
Kalbim seninle ve yanlız senin olacak
Bugünden itibaren hayatımın her gününde/günümüzde(veya bugünden sonsuzluğa kadar)
Elleri bağlama ritüeli tam manasıyla bağlanma faktörüdür.Kişiler,anlaşarak,aralarında bir bağ meydana getirirler.El ele tutuşurlar ve bir kordon(sicim) veya kurdele ile birbirine bağlanırlar.Bazı geleneklerde,cok sıkı olmayan bir düğüm atılır.Daha sonra,elleri bağlanan kişiler,ellerini çekebilirler ve düğüm,anlaşmalarının sembolü olarak saklanabilir.Diğer bazı geleneklerde de kişiler 24 saat elleri bağlı şekilde kalırlar.Sıklıkla görülen bir şey de,bu kordondan bir parça da seremonide bulnanlara verildiğidir.Genellikle bir süpürgenin üzerinden de atlanır.Bu kişilerin, karşılarına çıkacak herşeye,beraber gideceklerinde anlaşdıklarını pekiştirmek içindindir.
Elleri bağlamanın çeşitleri ise,
Siz kendiniz,beraber bağlayabilirsiniz,Eğer daha heybetli birşey istiyorsanız Başrahip ve Rahibe tarafından gerçekleştirilebilir.Konuklara,bu evliliği isteyip istemediklerini sormak,bu gelenek içinde yeralmaz.Veya kendiniz bunu yapabilirsiniz.Bununla ilgili,komple size hitap eden bir seromoniyi internetde bulabilirsiniz veya kendi ritüelinizi de yazabilirsiniz.Yada normal bir şekilde olabilir.Bir kere daha söylemek gerekirse:Bu sizin gününüz,tamamen sizden birşeyler katabilirsiniz.
Nekadar bir süre için anlaşma yapacağınızı düsünmelisiniz.Genellikle üç çeşit anlaşma kullanılır.
- 1 yıl ve 1 gün için
- Yaşadığınız sürece (ateş yandığı ,hayat devam ettiği)
- Yüzyıllarca sürecek ( diğer vücut bulmalarda da)
İnandığın insanı seçdiğin konusunda iyi düşünmelisin.Bütün kalbin ve sevginle.Elbetdeki ellerini bağladığın(evlendiğin)kişiyle bağını bozmak isteyebilirsin ama anlaşmanın yapıldığı gün,verdiğin sözü korumalısın.Ritüelin ortasında anlaşmayı bozma olabilir.
Elleri bağlama rituelinde uyulan,uygulanan diğer şeyler:
- Genellikle Beltane esnasında gerçekleştirilir,ama gerçekde ne zaman istiyorsaniz o zaman yapabilirsiniz.
- Genellikle gelin ve damat veya elleri bağlanan partnerler aynı kabdan içerler,bu onlarin anlaşmalarını onaylamak içindir.
- Genellikle yüzükler değiştirilir.

2 yorum:

  1. Začala jsem si všímat podivného chování svého manžela a o několik týdnů později jsem zjistila, že můj manžel se s někým vídá na svém pracovišti. Začal se vracet domů pozdě z práce a se mnou nebo dětmi skoro netráví čas navíc. Někdy jde ven a asi týden se ani nevrátí domů. Začal jsem mít velké obavy a potřeboval jsem naléhavou pomoc, abych zachránil své manželství. Když jsem jednoho dne procházel internet, narazil jsem na webovou stránku, která naznačovala, že doktor Ilekhojie může pomoci vyřešit manželské problémy a obnovit vztahy. Kontaktoval jsem ho, řekl mi, že někdo jiný přerušil spojení mezi mnou a mým manželem, a rozhodl se provést rituál smíření, aby to napravil. Poskytla jsem vše, o co požádal, a během 3 dnů začal můj manžel trávit tolik času doma a dokonce mě vzal ven na noc jen my dva. Od té doby se vše vrátilo do normálu a moje rodina je opět šťastná. To vše díky doktoru Ilekhojie. Kontaktujte ho s žádostí o pomoc. Jeho e-mail/ gethelp05@gmail.com a Whatsapp: +2348147400259

    YanıtlaSil
  2. Otsifkokvossi ilmide çok etkili öneririm bileni bulursanız öğrenin

    YanıtlaSil