15 Ocak 2012 Pazar

Tehlikeli Bilgiler -10-

Hüddam Ne işe Yarar;

a)Öğretici Hadim:bunlar iş yapmaz haber getirmez ama bilgiler öğretirler insana değişik konularda.Ruhani rehberlerden farkları ise direk görünmeleri ve istenildiği an istenilen bilgiyi vermeleridir;ruhani rehberler çoğunlukla direk görülmez enerjisel ışıklar şeklinde
görülür ve ara sıra direk gelirler.Bu hadimler her türlü bilgiyi direk verirler;mesela bir büyü tarifindeki hiç bilmediğiniz duaya kadar ama bunlar pek de rastlanmaz.
b)İş Hadimleri:Bunlar kişinin isteklerini yerine getirir yani büyüler gibi mesela şu bana aşık olsun gibi istekler yerine getirilir hatta çok güçlüyse madde aktarımı bile yapabildikleri söylenir.Bunlar tür olarak öğretici hadimlere oranla daha çok rastlanır.
c)Kulak Hadimler:Kulak çakralarının açılmasını sağlarlar ayrıca fal bakma yetisi veriler yalnız olaylar görülmez duyum şeklinde alınır.
ç)Göz Hadimleri:Bunlar kulak hadimleri gibi falda yardımcı olurlar ama farkları ise isminden anlaşılacağı gibi göz çakralarını açar olayları gösterirler.En çok rastlanan hadimlerdendir

Baktığımız üzere bunlardan 
b) İş Hadimleri nin yaptıkları, buradan çıkardığım kadarıyla büyü türü işler (yani dinimizce yasaklanan büyük günahlardan biri, 
c) kulak hadimleri 
d) göz hadimleri , anladığım kadarıyla bunlar fal bakmaya ve istihbarat başkası hakkında
bilgi toplama işine yarıyor; başkası hakkında cinleri kullanarak bilgi toplamak ne kadar doğrudur veya dediklerine nasıl güvenilir hiç bi fikrim yok, falın ise günah olup olmama durumunda hiç bahsetmeyeceğim.
Geriye kalıyor
a)öğretici hadimler, bunlar diğerlerine göre daha kullanışlı gibi duruyor,
fakat öğrettiklerinin doğruluk payı yada garantisi nedir oda bilinmez.
 
(Hadimler Nasıl Görünür???)
"Hadimler geldikleri zaman mahiyetleriyle gelir ve kalabalık görükürler. En önde kürsü vardır kürsünün üstünde hadim oturur. Görevli ve
melikileri sağında ve solunda ayakta durur. Onların arkasındada onların görevli ve vezirleri. Hadimler geldikleri zaman insanın göz seviyesiyle aynı hizada asla bulunmazlar. Daima seviye olarak daha yüksekten bakar ve konuşurlar. "
Burada yazanlar eğer doğruysa işaretlediğim yerde yazanlar yani; "Hadimler geldikleri zaman insanın göz seviyesiyle aynı hizada asla bulunmazlar. Daima seviye olarak daha yüksekten bakar ve konuşurlar." kısımı bunun için bir ayet e bakmak istiyorum;
Bakara Suresi 34. ayeti
"Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu."
Bence buradaki şeytanın kibirinin devamı, ve şeytanın insandan üstün olduğunu gösterme çabasıdır. Açıkçası insanın kendi kendini buna alet etmesi üzücüdür.
 
(Havas,Hadim ve Hüddam Hakkında Merak Edilen Genel Bilgiler)
Havas ilmi bir çok şeyle karıştırılıyor özellikle büyüyle.Havasla uğraşan büyü yapmaz ancak havas ilminde bazı yapılan şeyler karşıdan bakıldığında büyümüş gibi görünür bir örnek vereyim burada bu sitede bir çok formül var ve inanın bir çoğu büyü fakat içeriği eksik(büyüden korkanlar uygulamak istemeyenlereydi bu sözüm ama ALLAH hür irade vermiş seçim sizin) Örnek;karı koca ayrılığına yapılan bir formül var formül şu(üstü kapalı şekilde) bir hafta boyunca beşyüz tane defne yaprağının üzerine o karı koca için ne gerekiyorsa yazılır YA VEDÜD,YA RAHMAN,YA CAMİÜ,YA HAYYUM YADA KAYYUM buradakiler hangisi gerekliyse yazılır bir hafta boyunca her gün beşyüz defne yaprağına yazılır yatsı namazından sonra kor ateşte (mangal olabilir) yakılır aynı zamanda onlar ateşe verilirken elinde anahtarı olan havas sahibi ihrama girer ve 21 rekattan az olmamak şartı ile namazla başlar işleme o karı koca için.Namaz bitip ihramdan çıkmadan secdede onbeşbin tane ayet okunup yüzellibin tane zikir çekilir ve bunlar sabah namazına kadar bitmelidir.Şimdi diyebilirsiniz ki defne yaprağına YA VEDÜD yazıp yakmak günah değilmi.Bende size derim ki ya VEDÜD ile
yaprağı(yeni jenerasyonun anlayacağı tarzda kutsallaştırmış oluyorsunuz) peki defne yaprağı neden derseniz yine yeni jenarasyonun ağzıyla söyleyeyim yaptığınız işlemin tütsüsü ama derin içeriği ise SIR.Bu işlemi yaparken kaç kere boy abdesti aldığınızı hatırlamıyorsunuz çünkü sizlere göre bişey yok ama bizlere göre esnesen abdest gidiyor,öksür gidiyor(daha sayayım mı? yani bu denli ince demek istiyorum) bu üstün körü anlattığım bir formül gerisini siz düşünün.
Burada dikkati çekeceğimiz, en alttaki işaretli bölüm, dinimizde hangi durumlarda abdestin bozulduğu bellidir. Dini çarpıtmaya müsait bir durum. Yazan, yapan arkadaş kötü niyetli olmayabilir, ama karşıdakilerin niyetini bilemeyeceğim (Herşeyde olduğu gibi yine en doğrusunu Allah (c.c.) bilir.)
Hadimden yardım alma konusunda ısrar eden arkadaşlar için bir kaç ayetle yazıyı bitirmek istiyorum.

En'am Suresi 128. ayet (Diyanet Meali)
"Onların hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir: “Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız.”
Onların insanlardan olan dostları, “Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık” diyecekler. Allah da diyecek ki: “Allah’ın diledikleri (affettikleri) hariç, içinde ebedî kalmak üzere duracağınız yer ateştir.” Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir."

Cinn Suresi 6. Ayet (İmam İskender Ali Mihr)
"Ve insanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınıyorlardı. Böylece onların (cinlerin) azgınlıklarını artırdılar."
Eğer ki bir insan kalp gözünün açılması için bir insanın riyazata devam ederek her sabah namazının ardından 2500 defa besmeleyi şerifeyi okuması gerekiyor. tam kırk gün süresince yada aynı yöntemi yine aynı şartlarla yaparsınız ondört veya onbeşinci günde ruhanilerlede görüşmek allah dilerse mümkün oluyor
Hüddam, cinlerin şeytanın ilmiyle insanların üzerine saldırtılmasıdır. Nasıl insanların dalâlette olanları ve hidayette olanları varsa; gayb âleminde yaşayan cinlerin de dalâlette olanları ve hidayette olanları vardır. Hidayette olan cinlerin de başlarının üzerinde o devrin imamının ruhu var. Devrin imamları her devirde bir kişidir. İmam-ı Safi Hazretleri, İmam-ı Rabbanî, Hazreti Mevlâna Celâlettinî Rûmî, Hazreti Yunus Emre gibi velîler dün vardı, bugün de var. Hangi cin murşidine tâbî olursa, devrin imamının ruhu onun başının üzerine gelir ve onu muhafaza altına alınır. Ama öyle cinler vardır ki; şeytana tâbî oluyorlar. İblis cin taifesindendir. Ve cinleri kendi emrine alarak, böyle kullanılıyor.
İnsanlarda ruh vardır ama cinlerde yoktur. Onlar bir fizik beden bir de nefsle yaratılmışlardır.
Bismillahirrahmanirrahim.
15/HİCR-26: Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).
Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden” (standart insan şekli verilmiş ve organik dönüşüme uğramış salsalinden) yarattık.
55/RAHMAN-14: Halakal insâne min salsâlin kel fehhâr(fehhâri).
İnsanı, ateşte pişmiş gibi kuru bir çamurdan yarattı.
55/RAHMAN-15: Ve halakal cânne min mâricin min nâr(nârin).
Cann'ı (cinni) da 'yalın, dumansız bir ateşten' yarattı.
Hüddam yapan cinci hocalar, cinleri emirlerine alarak insanlara saldırtıyorlar ve onlara zarar veriyorlar. Televizyonda verilen bir haberi hatırlayalım: Bir evde eşyalar havada uçuşuyor ve aynı eşyalar durduk yerde yanmaya başlıyordu. Işte bu olayda cinler devredeydi. Cinler yanarak ölürler. Bu yüzden cinci hocalar cinleri yakmakla tehtit ederler. « Eğer dediğimi yapmazsan seni yakarım."diye. Zavallı cinler de ona, yani bir insan şeytan olan cinci hocaya itaat ederler.
Sevgili ziyaretçiler! Televizyonda; bir çocuğun başka bir dili konuşmaya başlaması, kişilerin geçmişte başka bir kişilik olarak yaşadığı ve geçmişteki yaşamlarına ilişkin anlattıklarının doğru olduğu gibi haberleri izler dururuz. İnsanların çoğunun anlayamadığı bu durum da bir cin olayından başka bir şey değildir. Cinler, insanlara göre çok daha uzun ömür yaşarlar. Peygamber Efendimiz(S.A.V.) zamanından bugüne yaşayan cinlerin olduğu bilinmektedir.
Musa(A.S.) da Allah'ın emriyle cinleri sadece hizmet amacıyla kullanmıştır. İnsan bedenine giren suflî cinler, onları tesirleri altına alarak o kişiye hükmederler. O kişinin bedenini kullanarak, ona geçmişte başka bir bedende yaşadığını söyletirler. İnsanlar da bu durumu bir türlü anlayamazlar. Televizyon programlarında sabahlara kadar tartışır dururlar. Onlara göre reenkarnasyon, yani yeniden bedenlenme olarak ifade edilen bu durum, suflî bir cinin, bir kişinin vücuduna girerek, ona hükmetmesi halinden başka bir şey değildir. Bir çok ünlü sanatçının dahi bu konulara alet olduklarını üzüntü ile gördük. Hatta bazı sanatçılar trans halinde iken çok ızdırap çektiler. Ayrıca bu rahatsızlıkları uyanınca da devam etti.
İblis bu insanlara hep huzursuzluk verir. Asla mutluluk vermez. Ne hazindir ki bu nedenle reankarnasyona inananlar da var!
Cenabı hak kuranı kerimden önce inzal buyurduğu kütüp (kitaplar) ve suhuf (bazı peygamberlere gönderdiği sahifeler) un muhafazasınıda içindekilerle memur olan insanlara vermişti. Fakat sonuç malum.
Kuranı kerimi ise bizlere hidayet kaynağı ve rehber olarak göndermiş ama muhafazasını sadece bize bırakmamıştır. Kuranı kerimde “kuranı biz indirdik ve onu koruyacak olanda biziz” buyurmuştur. Ayette geçen biz lafzı kuranı melekler vasıtasıyla indirdiğine ve yine onları koruma işine vazifelendirdiğine işarettir.
İnen her sure hatta her ayetle beraber onun muhafızı ve hadimi (hizmetlisi) olan bir melek inmiştir. Her meleğin emri altında 1 den 70 bine kadar yardımcı melek bulunur.
Cinlerden iman etmiş olandan bazı gruplar (kavim – sülale) da topluca bu meleklerden birinin sevk ve idaresi altında yada bağımsız olarak hadim olmaya gönüllü olurlar.
Ayrıca her mümin kuranı kerimin topluca hadimi ve bütün hükümleriyle mükellefidir.
Bu üç sınıfın (özellikle insanlar ve cinlerin) ilk görevi içindeki emir ve yasaklara uymaktır.
İkinci olarak kuranı kerime yönelik yapılacak her türlü saldırıya, tahribat ve tahrifat girişimine karşı canları pahasına onu korumak, saldıranlara mukavemet etmek ve gerekirse onlara karşılık vermektir.
Melek ve cinlerin üçüncü görevleriyse o kuranı kerimi sürekli okuyan (yada belli ayet ve sureleri bir maksat için olsun yada olmasın) insanlara yardımcı olmak ve havas ve esrarından istifade etmesini temin etmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder