Tehlikeli Bilgiler -8-
Cin:
Büyük bir enerji yoğunluğuna sahiptirler. Yer, zaman, mekan gibi kavramları olmayan, istediği kişi ve şekle girebilen sadece Hz.Muhammet (s.a.s) hariç) ışık hızında hareket edebilen, yeme ve barınma ihtiyaçları olan, tek tek, kabileler, guruplar halinde yaşayan, doğan ölen, yeme ve içme ihtiyaçları olan, aklı ve fikri insanlara göre çok az olup mantıkları olmayan, müslümanı, ataisti gibi inanç farklılıkları görülen ve çeşitlere ayrılan bedensiz varlılara diyebiliriz.
Yaşam da var olan her şeyin esas kaynağı olan enerji, bizim yapımız ile cinlerin yapısı arasındaki oluşum farkından dolayı onları bizden hariç meziyetler vermekte olup ama alemlerin en mükemmel varlığı olan insanı Cenabı Hak en üstün kul olarak yaratmıştır.
Onların yaşamları ile bizlerin yaşamları aynıdır hemen hemen.İnananı ve inanmayanı, sarhoşu, eğilim bozukluğu olanları, şiddet yanlıları, buna benzer bir çok özellikleri ortak noktaları diyebiliriz. Asıl fark onların bizlere oranla hızlı hareket etmelerinin yanında düşüncesel hareketlerdeki zorlanış belki de asıl farkımızı ortaya çıkarmaktadır. İnsanlar kadar akılcı ve mantıkla olaylara yaklaşamamaları ve duygularının yoğun olmayışı bizleri onlardan ayıran en büyük unsurlardan diyebiliriz.
Kendi aralarında çeşitli sınıflara ayrılırlar cinler; periler, ifritler, hüddamlar, gibi . Bu onların derece ve rütbelerini ve güçlerini sınırlarlar.
Genelde insan şeklinde görünürler, bazen kara bir kedi, köpek buna benzer hayvanların şeklinde insanlara görünürler. Müslüman olan ve olmayan gurupları vardır. Kısaca özetlemek gerekirse boşluk içinde hareket ederek bizlerle aynı mekanlarda yaşayarak bizlerin yaşantılarına karışmadan kendi yaşamlarını idame ettirirler. Fakat büyü yada benzeri etkilerde şey cinlerin devreye girerek insanların yaşamsal faktörlerini etkilemek için insan oğlunun verdiği emri yerine getirmek için olağan üstü bir çaba harcayarak görevlerini yaparlar. Eğer bu görevde başarılı olurlarsa alacakları mükafat onların en arzu ettiği ve istediği bir karşılıktır.
Periler:
Çok üstün enerjileri vardır Bir yerden bir eşyayı götürme ,bir kişiyi başka bir mekana iletme gibi üstün yetenekleri vardır.insanlarla tam temas içerisinde bulunmazlar .Tek veya birkaç kişi halinde , su kenarlarında ,ıslak zeminlerde ,eski mezarlıklarda , deniz kıyılarında ,gelinlikli yada tüller içerisinde çok uzun boylu ,üç-dört katlı bina büyüklüğünde heybetli olarak bayan şeklinde insanlara görünürler.İnsanlara pek zarar vermezler. Eğer görüldüğünde korkmadan ondan bir hediye istemek ve almak mümkündür ama bunu başaramayan insanları da etkileri altına alırlar ve yaşamsal faaliyetlerinde akıl,zeka buna benzer durumlarda bozulmalar olması mümkündür.Yaşam süreleri insanlara oranla çok çok fazladır.Beslenme dengeleri insanlara oranla farklıdır. Müslüman olan ve olmayanı vardır
İfritler:
Çok üstün enerjileri vardır Bir yerden bir eşyayı götürme ,bir kişiyi başka bir mekana iletme gibi üstün yetenekleri vardır.Kişilerin ibadetleri sonucunda cenabı hakkın isteğiyle emrine hizmetçi olarak verilebilir.Ama onu denetim altına almak ve kontrol etmek için,büyük inanca ve ahlaka sahip olmak gerekmektedir.İnsanlara görünümleri çok farklıdır,üç dört kat bina şeklinde,yırtıcı büyük hayvan şeklinde ,dev bir yılan gibi bir çok şekillerde görünebilirler. İnsanlara Yaşam süreleri insanlara oranla çok çok fazladır .Beslenme dengeleri insanlara oranla farklıdır.Müslüman olan ve olmayanı vardır.
Hüddam :
Ayetlerin okunmasıyla elde edilen güçle kişiye yardımına gelen hizmetçi konumundadırlar. Cinlerden daha üstün yetenekleri vardır.Buna sahip olan dinine ve genel ahlak kuralları içerisinde hareket etmesiyle cenabı hak tarafından ona verilen bir hediyedir .Her hangi bir yanlış hareket sonucunda kişinin gerekli öz veriyi göstermediğinden dolayı ,bütün yetkiler alınarak kişi yalnız bırakılır.Bir daha da bu gücü elde etme şansı azalır.Müslüman ve inançlı olurlar.
Temel olarak zaman ve mekan kavramları olmayan,istediği şekle girebilen, ışık hızında veya daha fazla güçle hareket edebilen,yerçekiminin etkisinde kalmadıklarından dolayı boşlukta hareket edebilen,beslenme alışkanlıkları bizden daha farklı olan ,bedensiz varlıklar diyebiliriz.
yazılanlara göre geçmişte bu yaratıkları kontrol altına alıp kullananlar oluyodu demekki.peki aysin arkadaşım bu bilgiler çok sıkı korunuyorsa sen nasıl biliyorsun bazı cinlerden faydalanma yöntemlerini? yoksa bu gizli kitapların kopyasımı var sende?bu yazılanlardan hiç denediğin oldumu?
Ben kendim şahsi olarak ilgilenmiyorum. Fakat genel olan bu konularda biraz araştırma yapıyorum. Bu kitapların kopyası yok bende. Sadece geçmişte yapılan olaylar değil bunlar günümüzde de bazı medyumlar tarafından kullanılmaktadır. Bazı bilgiler ilmi olmayanın veya kötü amaçlı kimselerin kullanmaması için gizli tutulmaktadır. Bu bilgilerin bir kısmı ise medyumlar tarafından bile kullanılamayacak kadar gizlidir.
Yine bazı bilgiler ise sır içinde sır saklar her perdeyi kaldırdığında altından yeni sırlar çıkar. herkes kabiliyeti nispetinde faydalanır. Bunlarda ''kutup'' ların bilgisi dahilindedir. Umuma açık bilgiler değildir. Bu bilgiler sır içinde sır sakladığı için umuma açıklandığı zaman yanlış anlamalar ve yorumlar yüzünden insanlık zor günler geçirmiştir. Örnek verecek olursak Hallacı Mansur ve İbn-i Arabi ve Seyyit Nesimiyi verebiliriz.
Hz Ali vasıtası ile gelen bir çok gizli ilimler hala günümüzde gizemini korumaktadır. Ancak seçilmiş insanlar tarafından bilinmektedir. Sahibüzzamana intikal edecek olan bilgiler de belki sadece bir kişi tarafından bilinmektedir. Bu bilginin içeriğini bilmek bizim yetkimiz dahilinde değildir.
Benim burada fonksiyonum sadece araştırmacı olmaktan öte değildir.
Saygılarımla.
Her esmanın "huddam" denilen ruhanileri "vazifelileri vardır. Bunlar bir esmanın ebcetsel sayı değeri kadardırlar. Sözgelimi "Azim" esmasının ebcetsel sayı değeri 1020'dir. İşte bu esmaya vaziyet eden bin yirmi adet azametli ruhani vardır. Bin yirmi meleğin emrinde de bin yirmi ruhani ya da cinni vardır. Ruhanilerden, cinnilerden, meleklerden oluşan bu görevliler esmanın tecellisine uygun bir esinle zikredene yardımcı olurlar. Zikreden esmaya aşıksa ve bunu aşkla yapıyorsa özellikle ebcetsel sayı değerine dikkat ediyorsa esmanın ruhanileri gelmeye başlarlar. Gece boyunca onunla irtibata girmeye çalışırlar. Ruhuna vücuduna evine bakışına sesine sinerler. Bu Sufizm yoluna biat etmenin özel bir kazanımıdır. Biat etmeyenler için bu ledün nimetleri kapalıdır.
Sufizm yolu dışında kalanların huddamlarla görüştüklerini sanmaları sadece bir yanılgıdır. Onlar cinni şeytanların oyuncağı olurlar. Bütün medyumlar da öyledirler. Tarikat sahasına biat edenler Allah tarafından korunma altında olurlar. Elde ettikleri de o dairenin ledünni bereket sırları olur. Bütün esmalar Allah'ın rızası, amaçlar, vesile ve vasıta kılınmak için yapılmalıdır. Her şeyin başı ihlastır. Allah'a, bir esmada aşık olana bütün ruhaniler de aşık olur. O dilemese de Allah kendini anan kulunu dilediğine sevdirir. Esma bitikten sonra "Yüce Allahım bu esmanın ruhanilerini bana musahhar kıl ve işlerime yardımcı ver." diye dua edene Allah tehlikesiz bir şekilde ruhanileri yollar. Ona yardımcı olmak için akın akın gelirler. Bu ise dehşet bir lütuftur. Bir sufunin o sahayı merak etmemesi Allah'ın açtığı böyle bir kapıyı yok sayması sadece cehalettendir. İnsan sünnet ve kuran dairesinde kalıp Allah'ın verdiği her türlü nimetten yararlanmalıdır. Bunu yaparken de yalnızca Allah'a dayanmalı ona yönelmelidir. Allah ruhanilerle bir sufiyi buluşturmuşsa bu çok özel bir sır olarak kalmalıdır. Aksi halde sırrı söylemek kimi zaman o sırrı bir daha görmemeye neden olabilir. Bu da acı olarak yeterli olan bir şeydir.
Sufilerin çoğu ruhani daireye sırt döndükleri için elli atmış yıl sonra bile yerlerinde sayıp kalmışlardır. Allah'ın özel olarak her esmaya atadığı ruhaniler kimi cahil ve softa müritlerce iyi gözle görülmemektedir. Onlardan uzak kaldıkları için de yerlerinde sayıp durmaktadırlar. Öyleyse esmaların ruhanileriyle buluşmak onları yardımcı olarak istemek için dua etmeli Allah'a yakarmalıyız. O dünyanın nimetleriyle Allah bizi buluşturmuşsa bunu örtüp gizlemeli sinemizde ötelere götürebilmeliyiz... Kim ki hak bir tarikata intisap etmemiştir, hak bir mürşidin elinden biat almamıştır, onun esmaların ruhanileriyle buluşması yardımlaşması sadece bir zan ve hayaldir. O kapı kapalıdır. Esmaların ruhanileriyle buluştuğunu sananlar da cinni şeytanların maskarası, kuklası olan zavallılardır... Ruhanilerle buluşmak için İmam Ali Hazretleri Celcelütiyesinde Allaha yakarır... Emrine ruhani ifritler vermesini diler... Aynı dilek Nakşibendi tarikatının kurucusu İmam Bahaüddin Nakşibent hazretlerinin Evrad-ı Bahaiyye Azimetinde açıkça görülebilir. İmam Ahmet Buni,İmam Yafii, Seyyit Emir Sultan gibi binlerce evliya bu sırları içeren ledünni bilgiler aktarmışlardır. Yani ruhu ergin olana, bu yollar, Allah'tan esmanın ruhanilerini kendine musahhar edilip yardımcı verilmesini dilemek, ism-i azam sırlarındandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder