Koku duyusunun, diğer dört duyudan farkı nedir?
Koku dışında başka hiç bir duyu çalışırken beynin başka bir işini
engellemez. Örneğin bakarken konuşabiliriz ya da düşünebiliriz, müzik
dinlerken kitap okuyabiliriz. Oysa koklarken konuşamayız.
Kitap okurken odaya verilen kokuyu alamayız. Bu yüzden koku duyumuzu en
iyi kullanmak istediğimizde çevresel faktörlere dikkat ederek tüm
dikkatimizi koku almaya vermemiz gereklidir. Bir koku çeşidi bir kez
öğrenildiğinde kolay kolay unutulmaz.
Koku duyusun cinsellikle ilişkisi var mı?
Araştırıcılar koku ile seks arasındaki ilişkiyi çalışırlarken "feromon"
adını verdikleri bir maddeyi buldular. Bu kelimenin kökeni eski
Yunancada "ferein: geçirmek, aktarmak ve "hormon: heyecan kelimelerinden
geliyor. Feromonlar salgılandığı aynı türün canlılarını etkilemekte ve
çoğu canlıda burun boşluğu orta bölmesindeki bir yerden algılanılarak
beyine iletiliyor.
Bazı araştırmacılar burun içerisindeki bu
bölgeyi 6.duyu olarak tanımlıyorlar. Bununla birlikte bu bölgenin
işlevleri hala kesin olarak anlaşılamadı.
Kokular cinsel hayatımızı nasıl etkiliyor?
Kraliçe arıdan tutun yengeçlere varıncaya kadar çok değişik canlı
türünün feromon salgılayarak kendi bölgelerini işaretledikleri
düşünülüyor. Feromonların insan davranışları üzerine olan etkileri
incelendiğinde ilginç sonuçlar çıktı.
Örneğin bir çalışmada
yatılı kız okullarında kalanların adet zamanlarının aynı günlerde olduğu
saptandı. Eş seçiminde koku ve ten uyumunun önemi çok eskilerden beri
konuşulmaktadır. Parfüm kullanımın çekicili arttırdığı herkesçe
biliniyor. Sadece ABD'de ünlü bir parfüm markasının yıllık cirosu 6
milyar dolar.
Koku bozukluğu tedavisini gelecekte nasıl olacak?
Koku kayıplarının tedavisinde kök hücre ile onarımlar önemli bir rol
oynayabilir. Koku bölgesi çok değişik amaçlarla bir kök hücre temin etme
yeri olabilir. Koku duyusunun tam olarak aydınlatılması beynin nasıl
çalıştığını anlamak açısından çok yararlı olacaktır. Koku ile ilgili
bilgilerimiz arttığında nasıl yaşadığımıza dair bilgiler de elde etmiş
olacağız.
Burundaki koku bölgesi bir kök hücre yatağı mı?
Araştırmacılar hiç beklemedikleri bir yerde erişkindeki koku bölgesinde
bol miktarda kök hücre bulunduğunu saptadılar. Daha önceleri bu
hücrelerin sadece kemik iliği ve beyinde bulundukları düşünülmekteydi.
Kök hücreler bilindiği gibi son yıllarda organ nakilleri ve organ
onarımları için kullanılıyor. Araştırmacılar deney hayvanlarında
burundan aldıkları kök hücreler ile böbrek, karaciğer, kalp ve sinir
dokusu geliştirmeyi başarmışlar. Bu çalışmalar şimdilik deneysel olarak
yürütülüyor ancak gelecekte KBB Uzmanlarının koku bölgesinden diğer
uzmanlık alanlarının isteği üzerine alacakları doku parçası çok işe
yarayacak gibi gözüküyor. Bu yüzden burnumuza iyi bakmamız gerekiyor
çünkü ileride bir doku bankası olarak da ona ihtiyacımız olabilir.
Lavanta, yasemin, gül, iğde, papatya gibi kokular stresten kaynaklanan baş ağrılarını rahatlatmak
amacıyla önerilir.
NOT: Baş ağrısı çok ani ve şiddetli bir şekilde başlıyorsa, görmede
bozukluk, dengede bozuklukla ortaya çıkıyor ve gittikçe şiddetleniyorsa
mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
Aromaterapi
Aromaterapi,
tamamlayıcı ve koruyucu hekimlik yöntemidir. Vücutta oluşan zihinsel ve
fiziksel dengesizlikleri gidermek, vücut sağlığını ve zindeliğini
korumak için kullanılır.
Aroma-Terapi, bitkisel aromalı yağların
tedavi amacı için kullanılmasıdır. Aromaterapi çok eskiye dayanan bir
tedavi yöntemidir. Köklerini Hindistan ve Çin uygarlıklarında
görebiliriz. Mısırlılar ise aroma yağlarını mumyalamada ve ayinlerde
kullanmışlardır. Bitkisel öz yağlar çok yoğun, aromatik kokulu, aktif ve
kimyasal yapısı çok zengin uçucu sıvılardır. Bitkisel yağlar elde
edildikleri bitki gruplarına bağlı olarak antiseptik antiviral etkilere
sahiptir. Yatıştırıcı veya uyarıcı, ağrı giderici veya kas gevşetici,
zehir atıcı, nefes açıcı, sinir sistemini dengeleyici, depresyon ve
uykusuzluk giderici, hafızayı güçlendirici, hücre yenileyici gibi
etkileri bulunur. Ayrıca spesifik rahatsızlık ve dengesizlikleri
gidermede tedavi edici ve tamamlayıcı etkiler yaratır.
Bitkisel
yağlar ilaç gibi spesifik bir organ veya sistemi etkilemez,bitkisel
yağlar sorunlu bölgelere ulaşarak bir bütün olarak etki yaparlar. Yağ
özleri bitkilerin hormonu sayılır ve bizim vücudumuzdaki hormonlara eş
değerde bir görev üstlenir. Uçucu yağ özleri, elde edildikleri
bitkilerin yapısına göre insan vücudunda iyileştirici etki yaratır.
Aromaterapi tıbbi bir tedavi değildir ve hastalıkların tedavisi için
kullanılmaz. Aromaterapi destekleyici etki yapar ve vücudun dengesine
kavuşması için çalışır. Örneğin aromaterapi ile bir karaciğer
hastalığını tedavi edemezsiniz,ancak aromatik terapi vücudun bütününe
yöneleceğinden belli yağları kullanarak tüm vücut için olduğu gibi
karaciğer içinde olumlu sonuçlar alabilirsiniz. Verdiği sonuçlar lokal
olmaktan çok bütüne yöneliktir. Tıbbi müdahaleyi gerektirmeyen bir dizi
problemleri gidermek veya tamamlayıcı etki yaratmak için çok yönlü
iyileştirici etkileri vardır.
İnsanın ruhsal durumunu belirleyen
beyindeki merkezler, koku merkezlerinin hemen yanında ve onunla
bağlantıdadır. Bu da güzel kokuların nasıl olup ta bizi bu kadar
etkilediğinin en önemli göstergelerinden biridir.
HANGİ SORUNLARDA AROMATERAPİDEN FAYDALANABİLİRSİNİZ ?
Stres
Anksiyete
Huzursuzluk, tedirginlik
Baş ağrısı/ migren
Eklem iltihaplanmaları/ romatizma
Deri şikayetleri,cilt sorunları
Regl sıkıntıları
Menopoz ile ilgili sorunlar
Solunum sorunları
Kulak, burun, boğaz sorunları
Selülit ve kilo problemi
Sindirim sorunları
Spor yaralanmaları, kas ve eklem rahatsızlıkları
Bel ve sırt ağrısı
Psikolojik sorunlar
Enerji azlığı, halsizlik
Aşırı gerginlik,uyku sorunları
HANGİ YAĞLAR NE İŞE YARAR?
BERGAMOT:Stres ve yorgunluğu giderici ve bağışıklık sistemini
kuvvetlendiricidir. Egzama tedavisinde de kullanılır. İştah arttırıcı ve
safra söktürücü etkisi vardır. Ayrıca çayda lezzet ve koku verici
olarak da kullanılır. Moral yükseltici ve sakinleştirici bir yağ olan
bergamot, öfke ve hayal kırıklığını giderir, özellikle endişe ile
oluşmuş depresyonda mükemmel sonuç verir.
LAVANTA:Ağrı keser, mikrop
kırıcı; sakinleştirici, dengeleyici, tüm cilt sorunlarına birebir, baş
ağrısı, böcek sokmalarına karşı, yanıkları iyileştiren, yatıştırıcı,
huzursuzluk, korku, uykusuzluk, panik ve depresyon için çok yararlıdır.
Parfümeri sanayiinde de kullanılır. İnfüzyon yoluyla antidepresyon ve
uykusuzluğa iyi gelir. Vücuttaki kötü kokuları giderir, antiseptik
olarak kullanılır. Romatizmaya iyi gelir. Saçtaki sirkeleri gidericidir.
PAPATYA :Fiziksel ve ruhsal bir rahatlatıcı olan papatya, depresyon,
korku, histeri ve gerilimi yatıştırır. Endişe içinde olanlar için
yatıştırıcıdır. Tedirginlik, huzursuzluk,öfke ve sabırsızlık
durumlarında sükunet verir. Bademcik ve diş iltihabında kullanılır. Cilt
için oldukça faydalı bir yağdır.
OKALİPTÜS:Kişiye konsantrasyon ve
zihin açıklığı sağlar. Enerjilerin dengesiz olduğu durumlarda
kullanılır. Kabızlık,öksürük, sinüzit, şeker hastalığı, romatizma ve
selülit de etkilidir. Bronşit,astım gibi akciğer hastalıklarında ve
gribal enfeksiyonlarda kullanılır.
REZENE:Sıkıntılı zamanlarda güç
ve cesaret verir. Stresli zamanlarda tepki olarak yeme sonucu oluşan
oburluk ve alkolizm için kullanılır. Midevi rahatsızlıkları giderir, gaz
söktürücü ve s�
Kaynak:Reikiturk.com
Şifalı Bitkilere Genel Bakış
Bitkiler yüzyıllardır birçok fiziksel ve psikolojik rahatsızlığın
tedavisinde kullanılagelmiştir. Şifalı bitkiler içerisinde aromatik
otlar, çiçekler ve ağaçlar en çok bilinenleridir. Araştırmalar, bitkilerin tedavi edici özellikleri olduğunu bilimsel olarak da kanıtlamıştır.
Aromaterapi
Aromaterapi, bitkisel öz yağların kimyasal yapısı ve enerjilerinden
faydalanan ve masaj, teneffüs (buğu), kompres, banyo ve diğer yollarla
uygulanmasını içeren, sağlık ve güzelliği destekleyen doğal bir
terapidir. Bitkisel öz yağlar, aromatik bitkilerden buhar-damıtma
yoluyla elde edilen konsantre yağlardır. Bu öz yağlar günlük yaşamda
genellikle kullanılan diğer vücut yağlarının aksine, cilt tarafından çok
kolay emilen, çok güçlü etkileri olan ve dikkatle kullanılması gereken
yağlardır.
Uzman uygulamalarla Aromaterapi gerek fizyolojik
sorunların gerekse stres kaynaklı duygusal problemlerin çözümü için
destek sağlar. Aromaterapi beden ve aklın bir bütün olarak
değerlendirildiği bütünlükçü -holistik- bir yaklaşımdır. Günümüzde
özellikle destekleyici terapi yöntemleri arasında Aromaterapi’nin önemli
bir yeri olduğu kabul görmektedir.
Koruyucu sağlığın genelde
hastalıklardan korunmak için bedeni güçlendirmeye dayandığı
bilinmektedir. Aromaterapi'den faydalanmak için çok belirgin bir
şikayetinizin olması gerekmez. Günümüzün stresli yaşam biçiminden
kurtularak sağlıklı bir ruh, beden ve zihin gücüne sahip olmak için de
Aromaterapi'den yararlanabilirsiniz.
Uygulama
Aromaterapi,
terapistinizin sağlığınız ve yaşam tarzınız ile ilgili soruları içeren
konsültasyonu ile başlar. Konsültasyon, sıkıntılarınızın tespit edilmesi
ve size gereken terapinin en etkin şekilde verilmesi için çok
önemlidir. Terapistiniz tarafından önerilecek bitkisel öz yağlar da
yapılan bu konsültasyon ışığında belirlenir. Her bitkisel öz yağın
belirli özel bir işlevi vardır. Kimi öz yağlar rahatlatırken, kimileri
de toksin atmak suretiyle canlandırır. Aromaterapi, masajın rahatlatıcı
etkisi ile öz yağların iyileştirici özelliklerini birleştirir. Bitkisel
öz yağlar, yüzü ve saçı da içeren tüm vücuda değişik masaj teknikleriyle
uygulanır.
Elementler ve Özyağlar
Mevsimler ve Özyağlar
Haftanın Günleri ve Özyağlar
Kristaller ve Özyağlar
Gezegenler ve Özyağlar
Çakralar ve Özyağlar
Renkler, Çakralar ve Özyağlar
Aromaterapi nedir?
Aromaterapi, bitkisel öz yağların kişinin fiziksel, duygusal ve ruhsal
sağlığı ve güzelliği için bedene en etkin uygulama yöntemi masaj ile
uygulanmasıdır.
Sorulara dönüş
Aromaterapi’nin tarihçesi ne kadar eskilere dayanır?
Aromaterai'nin tarihçesinin 5 bin yıl öncesine dayandığı söylenebilir.
Örneğin gülün, X. yüzyılda İbn-i Sina tarafından distile edildiği
bilinmektedir. Aromaterapi, son 30-40 yıl öncesinde yeniden
keşfedilmiştir.
Sorulara dönüş
Aromaterapi’de kullanılan bitkisel öz yağlar nedir?
Bitkisel öz yağlar, özellikle aromatik (kokulu) bitkilerin buhar,
damıtma yoluyla elde edilen konsantre yağ özleridir. Bitkisel yağ
özleri, günlük yaşamda kullandığımız yağların aksine, cilt tarafından
çok kolay emilen çok güçlü etkileri olan ve çok dikkatli kullanılması
gereken yağlardır. Sözü edilen bitkisel öz yağlar, bitkilerin
kendilerini korumaları, çoğalmaları ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için
ürettikleri özlerdir.
Bitkisel öz yağlardan iki yönde
faydalanılır. Birincisi, bitkisel öz yağlar, kokusal hafızamızı harekete
geçirirerek duygusal ve psikolojik anlamda; ikinci olarak da, kimyasal
aktif içerikleri nedeniyle fizyolojik sıkıntılar açısından da etkili
olurlar. Sözgelimi gül yağı, 300’e yakın aktif içerik taşır.
Sorulara dönüş
Aromaterapi nasıl uygulanır?
Aromaterapi şu yollarla uygulanır:
Masaj yoluyla: Masajın iyileştirici ve dinlendirici özelliği
sayesinde insanlar rahatlatılır ve böylece bitkisel öz yağlar sisteme
daha çabuk girerek emilim gerçekleşir.
Kompres yoluyla
Teneffüs/Buğu yoluyla
Banyo yoluyla
Mekanın kokulandırılmasıyla
Sorulara dönüş
Aromaterapi ne gibi sıkıntılara iyi gelir?
Aromaterapi, aşağıdakiler de dahil, pek çok sıkıntıya iyi gelir.
Kas, Kemik ve Eklem Sorunları
Bel ve sırt ağrısı
Eklem iltihaplanmaları/ romatizma
Spor yaralanmaları, kas ve eklem rahatsızlıkları (burkulma, incinme vb.)
Stres Kaynaklı Sorunlar
Stres, anksiyete, huzursuzluk, tedirginlik, gerginlik, uykusuzluk
Deri şikayetleri, (deri kaşıntıları ve döküntüleri, egzama vb.)
Başağrısı/ migren
Kadın Sağlığı
Regl sıkıntıları (sancılı regl ağrıları, aşırı kanama, reglden kesilme vb.)
PMS (regl öncesi gerginlik, şişkinlik, huzursuzluk vb.)
Menopoz ile ilgili sorunlar (ani hormonal değişiklikten kaynaklanan terleme, sıkıntı, gerginlik, şişkinlik vb.)
Hamilelikteki Sıkıntılar
Rahatlayamama
Bel ve sırt ağrıları
Bacaklarda şişme
Diğer Rahatsızlıklar
Solunum sorunları (astım, bronşit vb.)
Dolaşım sorunları (tansiyon, baş dönmesi vb.)
Sindirim sorunları (kabızlık, hazımsızlık vb.)
Kulak, burun, boğaz (sinüzit, kulak ağrısı vb.)
Selülit ve kilo problemi
Sorulara dönüş
Aromaterapi kim tarafından ne kadar sıklıkla uygulanmalıdır?
Aromaterapi her şeyden önce gerçek bir Aromaterapist tarafından
uygulanmalıdır. Çünkü bitkisel öz yağlar çok yoğun ve dikkatli
kullanılması gereken yağlardır. Terapi öncesi yapılan öngörüşme sonunda
belirlenen ihtiyaca göre haftada bir uygulanması yeterlidir. Bu arada,
Aromaterapi’nin etkisi zaten, uygulamadan sonra bir kaç gün sürecektir.
Sorulara dönüş
Aromaterapi, kimlere uygulanabilir/ uygulanmalıdır?
Yukarıda da değindiğimiz gibi bir çok fizyolojik sıkıntının yanısıra
Aromaterapi duygusal ve ruhsal sıkıntılar için de oldukça yararlıdır.
Aromaterapi’den faydalanmak isteyen bir kişinin belirli bir şikayeti
olması gerekmez. Kişinin sağlığını koruması için derin dinlenerek
Aromaterapiden faydalanması mümkündür.
Sorulara dönüş
Aromaterapi kimlere uygulanmamalıdır/ uygulanamaz?
Aromaterapi’nin, bebeklere, hamilelere ve alerjik bünyeye sahip
insanlara uygulanmaması gerekir. Bu nedenle, Aromaterapist terapiye
başlamadan önce, kişinin sağlık durumunu ve sağlık geçmişini içeren bir
öngörüşme yapar.
Sorulara dönüş
Aromaterapi, bitkisel ilaç olarak kabul edilebilir mi?
Bitkisel ilaçların çoğunun içeriğindeki aktif maddelerin, diğer ilaçlar
gibi nelere iyi geldiği bellidir. Kullanılan bitkisel öz yağların da
aktif içeriği ve nelere iyi geldiği bilinmektedir. Bu anlamda
Aromaterapi’de kullanılan bitkisel öz yağlar ile bitkisel ilaçların
aralarında çok temel fark yoktur.
Güvenli Aromaterapi
• Kendinizi bitkisel yağların koku ve cazibesine kaptırmadan önce…
Aromaterapi güvenli ve doğal bir destekleyici tedavi şekli olmakla
birlikte, kullanılan yağların organizma üzerindeki etkileri dolayısıyla
ancak belirli kurallara uygun olarak uygulanması durumunda güveni
olacaktır.
Aromaterapik yağların kalp ritmini arttırabileceği,
tansiyonu yükseltip/azaltabileceği, kadınlarda adet kanamasını
arttırabileceği, düşüklere sebebiyet verebileceği ve daha pek çok
özelliği göz önünde bulundurulduğunda, aromaterapinin sadece bilinçli
bir şekilde kullanımı öngörülebilir. Burada da aromaterapi konusunda
ihtisas sahibi bir hekimin önerileri doğrultusunda kullanımı önem arz
etmektedir. Eğer bitkisel yağların güzel kokularına kapılarak organizma
üzerindeki olası etkilerini gözardı ederseniz, o t
1-) Aroma yağı:
Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki
suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile
birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir
koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.
2-) Masaj yağı:
Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel
etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile
karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir.
Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve
eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.
3-) Enhelesyon yağı:
Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları
secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter
yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna
200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı
eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan
(fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.
Bu alanda oldukça çok
natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı
(Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg,
Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve
migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4
defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.
Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter
yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak
mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep
olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi
kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi
ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici
(rejenerasyon) özeliğe sahiptirler. Bu nedenle ne kimyasl nede bitkisel
hiç bir ilaç bu iki doğal ilaçın yerini alamaz.
1-) Deri bakımı için eter yağları:
Antimikrobik: Kekik, adaçayı, mele, karanfil, lavanta, limon, terpentin okaliptus
İltihapları önleyici: Papatya, lavanta, civanpercemi
Antimikozit (Mantarları yokedici): Lavanta, mirra, mele, civanpercemi
Haşerelere karşı: B. Itır, karanfil, sedir, civanpercemi, okaliptus
Yara iyileştirici: Lavanta, günlük, gül, neroli, papatya
Dezodorizan (kötü kokuyu yok edici): Selvi, ardıç, limonçayırı, kekik, adaçayı
2-) Sindirim rahatsızlıklarında eter yağının etkisi:
Krampları çözücü: Nane, kimyon, papatya, turunç, rezene
Şişkinliğe karşı: Turunç, nane, reyhan, rezene
Safra arttırıcı: Nane, lavanta, kimyon
Karaciğeri güclendirici: Nane, lavanta, biberiye
İştah açıcı: Turunç, zencefil, anasom, melekotkökü, portakal
3-) Kandolaşımı, kas ve eklem rahatsızlıklarında eter yağını etkisi:
Tansiyon düşürücü: Limon, ylang-ylang, mercanköşkü, lavanta
Tansiyon yükseltici: Biberiye, kekik, okaliptus, nane
Lenefleri çalıştırıcı: Huş, Greyfurt, rezene, limon
4-) İdrar yolları, cinsel organlar ve hormon rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Krampları çözücü: Misk adaçayı, lavanta, yasemin, papatya
Antimikrobik: Mela, bergamiye, sandelodunu, papatya
Cinsel gücü arttırıcı: Kakule, neroli, yasemin, gül, ylang-ylang, misk adaçayı
Süt arttırıcı: Anason, rezene, yasemin, kimyon
Rahimi kuvvetlendirici: Mirra, gül, günlük, oğulotu, yasemin
Adet düzenleyici: Misk adaçayı, rezene, nane, papatya
5-) Nefesyolları rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Balğam söktürücü: Terpentin (çam yağı), kekik, mirra, rezene, çam, okaliptus, sandelodunu
Antimikrobik: Huş, greyfurt, limon, rezene
6-) Sinir sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Teskin edici: Bergamiye, limon, oğulotu, papatya, lavanta
Uyarıcı: Neroli, nane, ylang-ylang, yasemin, reyhan
Sinirleri güçlendirici: Oğulotu, lavanta, biberiye, ardıç, papatya, misk adaçayı
7-) İmmün (bağışıklık) sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Ateş düşürücü: Adaçayı, nane, limon, reyhan
Terletici: Biberiye, kekik, papatya
Nasıl ve neden Aromaterapi...
Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek
vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim
oluşturarak tedavi öngören uygulamalardır.
Vücut ve ruh,
aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana
gelen bir rahatsızlık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz
etkiler oluşturacağı kabul edilir.
Organizmada dengeyi
amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini
desteklemesi ve iyileştirmesi esasına dayanır.
Bu kapsamda, her
hastanın kendine özgü bir hastalık seyri ve dolayısıyla kendine özel
bir aromaterapik uygulaması varolmaktadır. Bu şekilde, iki ayrı kişide
görülen aynı hastalığın tedavisi birbirinden farklılıklar
gösterebilmektedir.
Standart tedavi usulleri aromaterapi için
de varsayılmakla birlikte, bu şekildeki uygulamalar hastalığa ait
göstergeleri bastıracak ancak hastalığın ortaya çıkmasını
engelleyemeyecektir.
Aromaterapi, hastalığın seyrine yönelik
doğru yağların birleşimi ile oluşan bir tedavi öngörse de, bu tedavinin
kapsamı sadece ele alınan hastalığın tedavisine yönelik olmakla
kısıtlanmamakta, aynı şekilde hastayı etkileyebilecek çevresel (stres,
çevresel kirlilik, diet, spor, vb.) faktörler de göz önünde
bulundurulmaktadır.
Aromaterapi, bilgi ve beceri ile
uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir.
Ancak, bazı bitki türlerinin yağlarının oldukça zehirli olduğu
unutulmamalıdır. Örneğin, bir çay kaşığından bile az miktarda okaliptus
yağının ağız yolula alınması muhtemel ölüme sebebiyet verecektir.
Zehirli olmayan ölçülerde bile aromaterapi esaslarına uygun olarak
kullanılmayan bazı yağlar, organizmaya zarar verebilir.
AROMATERAPİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Aromatiklerin Psikolojisi
Aromatik maddeler, çok eski zamanlardan beri psikolojik etkileri için
kullanılmıştır. Bir çok kayıt, bu maddelerin gerek parfüm olarak,
gerekse Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarına ait dini
törenler ile tarih boyunca günümüze kadar gelmiş olan çeşitli kullanım
alanlarına tanıklık etmektedir. Aromatik maddeler oldukça uzun süredir
cinsel çekicilik ya da dini duyguların uyandırılması için kullanılsa da,
psikoloji ve koku arasındaki ilişki üzerine çok az modern araştırma
mevcuttur.
Açıktır ki evrimsel olarak bakıldığında, koku,
duyularımız içerisinde en ilkel ancak en önemli olanıdır. Ceninde
koklama sistemine ait hücreler beyin hücrelerinden daha önce gelişirler
ve koku alma sinirleri vücutta yenilenmeye uğrayan tek sinir
hücreleridir.
Bu ve bununla birlikte diğer bir çok anotomik
özelliği, bu duyunun ruhsal durum ile sıkıca bağlı olmasını sağlar.
Koklama; beyinle dış dünya arasındaki en doğrudan bağlantıdır. İçgüdü,
ruh hali, hafıza, duygular ve de hormonal sistem ile de yakından
ilişkilidir.
Kokuların ruhsal durumumuzu etkilediği hepimiz tarafından bilinir.
Bazı kokular zevk verir, bazıları sadece birini etkilerken, diğerleri
duyguların belli belirsiz gölgelerini çağrıştırır, bir kısmı bir anının
canlanmasını sağlarken, bazı kokular refleks uyarısı nedeni ile korkunç
olabilir ve hatta kusmaya yolaçabilir.
Cinsel açıdan çekici hoş
kokulu kimyasalların-pheromene- hayvan yaşamında-insan da dahil-
genellikle de bilinçaltı etkilerinin varlığının keşfi bilimsel
tutuculara bile kokunun davranış ve
1-) Aroma yağı:
Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki
suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile
birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir
koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.
2-) Masaj yağı:
Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel
etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile
karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir.
Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve
eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.
3-) Enhelesyon yağı:
Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları
secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter
yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna
200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı
eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan
(fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.
Bu alanda oldukça çok
natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı
(Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg,
Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve
migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4
defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.
Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter
yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak
mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep
olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi
kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi
ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici
(rejenerasyon) özeliğe sahiptirler. Bu nedenle ne kimyasl nede bitkisel
hiç bir ilaç bu iki doğal ilaçın yerini alamaz.
1-) Deri bakımı için eter yağları:
Antimikrobik: Kekik, adaçayı, mele, karanfil, lavanta, limon, terpentin okaliptus
İltihapları önleyici: Papatya, lavanta, civanpercemi
Antimikozit (Mantarları yokedici): Lavanta, mirra, mele, civanpercemi
Haşerelere karşı: B. Itır, karanfil, sedir, civanpercemi, okaliptus
Yara iyileştirici: Lavanta, günlük, gül, neroli, papatya
Dezodorizan (kötü kokuyu yok edici): Selvi, ardıç, limonçayırı, kekik, adaçayı
2-) Sindirim rahatsızlıklarında eter yağının etkisi:
Krampları çözücü: Nane, kimyon, papatya, turunç, rezene
Şişkinliğe karşı: Turunç, nane, reyhan, rezene
Safra arttırıcı: Nane, lavanta, kimyon
Karaciğeri güclendirici: Nane, lavanta, biberiye
İştah açıcı: Turunç, zencefil, anasom, melekotkökü, portakal
3-) Kandolaşımı, kas ve eklem rahatsızlıklarında eter yağını etkisi:
Tansiyon düşürücü: Limon, ylang-ylang, mercanköşkü, lavanta
Tansiyon yükseltici: Biberiye, kekik, okaliptus, nane
Lenefleri çalıştırıcı: Huş, Greyfurt, rezene, limon
4-) İdrar yolları, cinsel organlar ve hormon rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Krampları çözücü: Misk adaçayı, lavanta, yasemin, papatya
Antimikrobik: Mela, bergamiye, sandelodunu, papatya
Cinsel gücü arttırıcı: Kakule, neroli, yasemin, gül, ylang-ylang, misk adaçayı
Süt arttırıcı: Anason, rezene, yasemin, kimyon
Rahimi kuvvetlendirici: Mirra, gül, günlük, oğulotu, yasemin
Adet düzenleyici: Misk adaçayı, rezene, nane, papatya
5-) Nefesyolları rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Balğam söktürücü: Terpentin (çam yağı), kekik, mirra, rezene, çam, okaliptus, sandelodunu
Antimikrobik: Huş, greyfurt, limon, rezene
6-) Sinir sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Teskin edici: Bergamiye, limon, oğulotu, papatya, lavanta
Uyarıcı: Neroli, nane, ylang-ylang, yasemin, reyhan
Sinirleri güçlendirici: Oğulotu, lavanta, biberiye, ardıç, papatya, misk adaçayı
7-) İmmün (bağışıklık) sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Ateş düşürücü: Adaçayı, nane, limon, reyhan
Terletici: Biberiye, kekik, papatya
Nasıl ve neden Aromaterapi...
Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek
vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim
oluşturarak tedavi öngören uygulamalardır.
Vücut ve ruh,
aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana
gelen bir rahatsızlık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz
etkiler oluşturacağı kabul edilir.
Organizmada dengeyi
amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini
desteklemesi ve iyileştirmesi esasına dayanır.
Bu kapsamda, her
hastanın kendine özgü bir hastalık seyri ve dolayısıyla kendine özel
bir aromaterapik uygulaması varolmaktadır. Bu şekilde, iki ayrı kişide
görülen aynı hastalığın tedavisi birbirinden farklılıklar
gösterebilmektedir.
Standart tedavi usulleri aromaterapi için
de varsayılmakla birlikte, bu şekildeki uygulamalar hastalığa ait
göstergeleri bastıracak ancak hastalığın ortaya çıkmasını
engelleyemeyecektir.
Aromaterapi, hastalığın seyrine yönelik
doğru yağların birleşimi ile oluşan bir tedavi öngörse de, bu tedavinin
kapsamı sadece ele alınan hastalığın tedavisine yönelik olmakla
kısıtlanmamakta, aynı şekilde hastayı etkileyebilecek çevresel (stres,
çevresel kirlilik, diet, spor, vb.) faktörler de göz önünde
bulundurulmaktadır.
Aromaterapi, bilgi ve beceri ile
uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir.
Ancak, bazı bitki türlerinin yağlarının oldukça zehirli olduğu
unutulmamalıdır. Örneğin, bir çay kaşığından bile az miktarda okaliptus
yağının ağız yolula alınması muhtemel ölüme sebebiyet verecektir.
Zehirli olmayan ölçülerde bile aromaterapi esaslarına uygun olarak
kullanılmayan bazı yağlar, organizmaya zarar verebilir.
AROMATERAPİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Aromatiklerin Psikolojisi
Aromatik maddeler, çok eski zamanlardan beri psikolojik etkileri için
kullanılmıştır. Bir çok kayıt, bu maddelerin gerek parfüm olarak,
gerekse Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarına ait dini
törenler ile tarih boyunca günümüze kadar gelmiş olan çeşitli kullanım
alanlarına tanıklık etmektedir. Aromatik maddeler oldukça uzun süredir
cinsel çekicilik ya da dini duyguların uyandırılması için kullanılsa da,
psikoloji ve koku arasındaki ilişki üzerine çok az modern araştırma
mevcuttur.
Açıktır ki evrimsel olarak bakıldığında, koku,
duyularımız içerisinde en ilkel ancak en önemli olanıdır. Ceninde
koklama sistemine ait hücreler beyin hücrelerinden daha önce gelişirler
ve koku alma sinirleri vücutta yenilenmeye uğrayan tek sinir
hücreleridir.
Bu ve bununla birlikte diğer bir çok anotomik
özelliği, bu duyunun ruhsal durum ile sıkıca bağlı olmasını sağlar.
Koklama; beyinle dış dünya arasındaki en doğrudan bağlantıdır. İçgüdü,
ruh hali, hafıza, duygular ve de hormonal sistem ile de yakından
ilişkilidir.
Kokuların ruhsal durumumuzu etkilediği hepimiz tarafından bilinir.
Bazı kokular zevk verir, bazıları sadece birini etkilerken, diğerleri
duyguların belli belirsiz gölgelerini çağrıştırır, bir kısmı bir anının
canlanmasını sağlarken, bazı kokular refleks uyarısı nedeni ile korkunç
olabilir ve hatta kusmaya yolaçabilir.
Cinsel açıdan çekici hoş
kokulu kimyasalların-pheromene- hayvan yaşamında-insan da dahil-
genellikle de bilinçaltı etkilerinin varlığının keşfi bilimsel
tutuculara bile kokunun davranış veAromaterapi çok eskilere
dayanan bir terapi yöntemidir, Hindistan, Çin uygarlığında başlamış,
Mısırda ise mumyalamada ve ayinlerde kullanılmıştır, Mısırdan Yunan
uygarlığına oradan da dünyaya yayılmıştır.Kimyasal ilaçların sanayileşme
devri ile ortaya çıkması ile
aromaterapi terapileri gündemden kaybolmuş fakat modern dünyada Fransız
kimya doktoru Gattefosse bitkisel yağların iyileştirici etkisini
kanıtlayarak tekrar gündeme getirmiştir.
Bitkilerde doğal olarak
oluşan yağların, bitkinin gerçek özü olduğu ve de hiçbirinin diğerine
eşit olmadığı düşünülmektedir. Bitki metabolizmasının artıkları da
olabilecek bu ürünlerin, tam olarak ne olduğunu hiç kimse bilmemektedir.
Bunlar bitkinin değişik bölümlerinde oluşur ve dolaşırlar, örneğin
akşamları çiçeklerde çok yoğun olan esanslar, sabahları yapraklarda
toplanabilir. Bir bitkinin özel bir yerinden elde edilen bir esansın
kimyasal ve tıbbi özellikleri, bitkinin ait olduğu kısmına göre
farklılıklar gösterebilir. Örneğin portakal ağacı çiçeğinden elde edilen
esans, insan vücudunda, portakal kabuğundan elde edilene göre çok
farklı etki gösterir. Onun için yağları ve özelliklerini çok iyi bilmek
gerekir.
Uçucu Yağlar (Essential Oils)
Dünyada her organın
ve organizmanın gözle görülemeyen ve ölçülemeyen bir enerjisi (ruhu)
vardır. Bitkilerde ise bu enerji, onların uçucu yağlarında saklıdır.
Yağ özleri bitkilerin hormonu sayılır ve bizim vücudumuzdaki hormonlara
eş değerde bir görev üstlenir (canlandırıcı, ateşleyici, aracı). Bu
uçucu yağ özleri bitkinin içinde dolaşarak ve hormonlarını şekerli
ortamda birbirine bağlayarak, bitkinin bütün yaşamı boyunca, çok az
miktarda üretilirler.
Uçucu yağ özleri, elde edildikleri bitkilerin
yapısına göre insan vücudunda iyileştirici etki yaratır. Bu etkinin
doğru elde edilmesi için gerekli miktarlarda ve uygun yöntemlerle
uygulanması gerekir. Terapide kullanılan uçucu yağlar, kan dolaşımı yolu
ile arzu edilen bölgeye ulaşırlar. Örneğin, baş ağrısı için kullanılan
bir ağrı kesici ilacın, kan dolaşımı yolu ile sinir sistemine ulaşıp
ağrıyı kesmesi gibi, aroma yağları da aynı etkiyi yaratır. Buradaki tek
fark, aroma yağlarının sinirleri yatıştırmak yerine, ağrıya neden olan
dengesizliğin düzelmesi için gerekli ortamı yaratmasıdır. Uçucu yağlar
doğal ürünlerdir ve yan etkileri çok azdır. Doğru kullanılırsa
farmakolojik ilaçlardan faydalıdır.
Temel Yağlar (Base oils)
Çoğu bitkisel özlü yağlar aromaterapide taşıyıcı yağ olarak
kullanılabilir. Seçilen yağın yapısı ve tedaviye uygun olması alınacak
sonucu güçlendirir. Genellikle yüz bölgesinde kullanılacak olan bir
yağın hafif yapıda ve vitaminli olması, tedavinin etkisini güçlendirir.
Örneğin yay oba yağı veya çayır nergisi yağı, ciltte genel yatıştırıcı
ve iyileştirici etki yarattığı için, cilt problemlerinde kullanılması,
tedavinin etkisini güçlendirir. Bin bir delik otu yağı, sinirsel
gerginlik veya depresyon durumlarında uygulandığında çift etki sağlar.
Buğday tohumu yağı ise, güçlü E vitamini içerdiği için yaşlı kişilerde
uygulanması daha uygundur, vs. Burada esas olan bakım esnasında
seçilecek yağın kişinin terapi amacına uygun olması ve terapinin
etkisine uyum sağlamasıdır. Örneğin, uyarıcı bir terapide aşırı
uyuşturucu etkideki bir yağ kullanılmazken, aşırı sinirli olan bir kişi
tedavi ediliyorsa, ağır koku bırakabilen bir temel yağ seçilmemelidir.
Örneğin; zeytinyağı.
Doğanın mucizesi: Aromaterapi
Hepimiz
masajlarla, arınma kürleriyle ve bitkisel yağlarla pek ilgilenir olduk.
Ama bu konuda ne kadar bilinçliyiz? İşte size aromaterapiden
faydalanmanız için hiçbir yerde bulamayacağınız bir rehber!
Nedense aromaterapi lafını duyunca insanın tüm kasları gevşiyor...
Şöyle bir rahatlıyor, çıplak vücuduna akıtılan yağları düşlüyor, burnuna
galipten çiçek kokuları geliyor. Zaten bunu fark eden pazarlamacılar da
bu yüzden, şampuandan el losyonuna pek çok ürünü ''aromaterapik''
olarak pazarlamaya başladılar. Ancak çok derin bir bilgi ve uzmanlığı
gerektiren aromaterepiyi; yani saf yağları ve güçlerini bir kelimeyle
sınırlamak çok da doğru değil. Peki, ama aromaterapi tam olarak ne
anlama geliyor? Biz, adını son zamanlarda duysak da aromaterapi yani
''kokunun iyileştirici gücünden yararlanma'' yöntemi yüzyıllar
öncesinden beri biliniyor.
Şifa kaynağı olarak bilinen
aromaterapide, bitkilerden buharla damıtma ve sıkma yöntemiyle çıkarılan
öz yağlar kullanılıyor. Zaten asıl heyecan da burada başlıyor. Bu
yağların koku molekülleri burundaki koku reseptörleri tarafından
beynimize ulaşıyor, koku hafızamızı etkiliyor ve bizde çeşitli
duyguların uyanmasına neden oluyor. Böylece yağların etkisiyle kendimizi
daha enerjik, canlı, rahatlamış ve stresten arınmış hissediyoruz.
Aromaterapi yağları temel olarak iki şekilde kullanılıyor; cilde
sürülüp, cilt tarafından emilmeleri sağlanıyor ya da kokuları teneffüs
ediliyor. Aromaterapi uzmanlarının tavsiyesiyse, her iki yöntemi beraber
kullanmak. Teneffüs edilen yağ; etkisini 10 dakika içerisinde
göstermeye başlıyor. Yağdan yayılan partiküller, solunum yolundan
geçiyor ve direkt olarak beynin hafıza ve duyguları kontrol eden
bölümünü etkiliyor. Bu da bizim ruh halimizi büyük ölçüde değiştiriyor.
Yağları, masajla cilt üzerine sürmekse, cilt tarafından emilmelerini ve
kan dolaşımına karışmalarını sağlıyor. Vücut emdiği yağın ihtiyacı kadar
olan bölümünü kullanıyor, geri kalan kısmıysa atılıyor. İşte bu
nedenle, hamilelerin de aromaterapi yağlarını kullanırken dikkatli
olmaları gerekiyor. Çünkü yetişkinler için hiçbir sakıncası olmayan
maddeler bebek üzerinde toksik etki yapabiliyor. Uzmanlar, bebek
bekleyenleri masajda hamilelere özel hazırlanmış yağlar haricindekileri
kullanmamaları konusunda uyarıyor.
Bitkilerin kalbi
Aromaterapide özyağlar kullanılıyor. Çünkü özyağlar diğer yağlara
kıyasla cilt tarafından çok daha kolay ve hızlı bir şekilde
emilebiliyor. Öz yağın İngilizce karşılığı ise ''essential oil'' ve bu
şekilde kullanılıyor. Bitkilerin en güçlü ve aktif özellikleri
bitkilerin ilk sıkılışıyla elde edilen yağlarda bulunuyor. Bunlar da saf
yağlar olarak tanımlanıyor ve suyla ya da diğer yağlarla
karıştırılmadan kullanılmıyorlar. Doğada bulunan hemen hemen tüm
bitkiler özyağlara sahip ve aromaterapi uzmanları, aromaterapi seansları
sırasında, 400'den fazla bitkiye ait özyağdan yararlanıyor.
Yağlar nasıl etki ediyor?
Özyağlar genellikle, taşıyıcı yani baz yağlara karıştırılıyor ve öyle
kullanılıyorlar. Taşıyıcı yağlar arasında en çok kullanılanlar fındık,
susam ve bademyağı.
Masajla: Kas ağrılarını ve gerginliği azaltmanın en etkili yolu problemli bölgeye yoğunlaşarak masaj yapmak.
Teneffüs: Sıcak suyun içine, bir kağıt mendilin üzerine ya da
yastığınıza birkaç damla yağ damlatarak teneffüs edebilirsiniz. Mum ve
tütsüler de aynı amaçla kullanılabilir.
Banyoda: Şampuanlar, banyo
jelleri ve sabunlar aromaterapik özellikli olarak sunulsa da etkileri
sınırlı. Ama yine de, aynı anda hem teneffüs edildikleri hem de cilt
tarafından emildikleri için iki yönlü etki ediyorlar.
Koku dışında başka hiç bir duyu çalışırken beynin başka bir işini engellemez. Örneğin bakarken konuşabiliriz ya da düşünebiliriz, müzik dinlerken kitap okuyabiliriz. Oysa koklarken konuşamayız. Kitap okurken odaya verilen kokuyu alamayız. Bu yüzden koku duyumuzu en iyi kullanmak istediğimizde çevresel faktörlere dikkat ederek tüm dikkatimizi koku almaya vermemiz gereklidir. Bir koku çeşidi bir kez öğrenildiğinde kolay kolay unutulmaz.
Koku duyusun cinsellikle ilişkisi var mı?
Araştırıcılar koku ile seks arasındaki ilişkiyi çalışırlarken "feromon" adını verdikleri bir maddeyi buldular. Bu kelimenin kökeni eski Yunancada "ferein: geçirmek, aktarmak ve "hormon: heyecan kelimelerinden geliyor. Feromonlar salgılandığı aynı türün canlılarını etkilemekte ve çoğu canlıda burun boşluğu orta bölmesindeki bir yerden algılanılarak beyine iletiliyor.
Bazı araştırmacılar burun içerisindeki bu bölgeyi 6.duyu olarak tanımlıyorlar. Bununla birlikte bu bölgenin işlevleri hala kesin olarak anlaşılamadı.
Kokular cinsel hayatımızı nasıl etkiliyor?
Kraliçe arıdan tutun yengeçlere varıncaya kadar çok değişik canlı türünün feromon salgılayarak kendi bölgelerini işaretledikleri düşünülüyor. Feromonların insan davranışları üzerine olan etkileri incelendiğinde ilginç sonuçlar çıktı.
Örneğin bir çalışmada yatılı kız okullarında kalanların adet zamanlarının aynı günlerde olduğu saptandı. Eş seçiminde koku ve ten uyumunun önemi çok eskilerden beri konuşulmaktadır. Parfüm kullanımın çekicili arttırdığı herkesçe biliniyor. Sadece ABD'de ünlü bir parfüm markasının yıllık cirosu 6 milyar dolar.
Koku bozukluğu tedavisini gelecekte nasıl olacak?
Koku kayıplarının tedavisinde kök hücre ile onarımlar önemli bir rol oynayabilir. Koku bölgesi çok değişik amaçlarla bir kök hücre temin etme yeri olabilir. Koku duyusunun tam olarak aydınlatılması beynin nasıl çalıştığını anlamak açısından çok yararlı olacaktır. Koku ile ilgili bilgilerimiz arttığında nasıl yaşadığımıza dair bilgiler de elde etmiş olacağız.
Burundaki koku bölgesi bir kök hücre yatağı mı?
Araştırmacılar hiç beklemedikleri bir yerde erişkindeki koku bölgesinde bol miktarda kök hücre bulunduğunu saptadılar. Daha önceleri bu hücrelerin sadece kemik iliği ve beyinde bulundukları düşünülmekteydi. Kök hücreler bilindiği gibi son yıllarda organ nakilleri ve organ onarımları için kullanılıyor. Araştırmacılar deney hayvanlarında burundan aldıkları kök hücreler ile böbrek, karaciğer, kalp ve sinir dokusu geliştirmeyi başarmışlar. Bu çalışmalar şimdilik deneysel olarak yürütülüyor ancak gelecekte KBB Uzmanlarının koku bölgesinden diğer uzmanlık alanlarının isteği üzerine alacakları doku parçası çok işe yarayacak gibi gözüküyor. Bu yüzden burnumuza iyi bakmamız gerekiyor çünkü ileride bir doku bankası olarak da ona ihtiyacımız olabilir.
Lavanta, yasemin, gül, iğde, papatya gibi kokular stresten kaynaklanan baş ağrılarını rahatlatmak
amacıyla önerilir.
NOT: Baş ağrısı çok ani ve şiddetli bir şekilde başlıyorsa, görmede bozukluk, dengede bozuklukla ortaya çıkıyor ve gittikçe şiddetleniyorsa mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
Aromaterapi
Aromaterapi, tamamlayıcı ve koruyucu hekimlik yöntemidir. Vücutta oluşan zihinsel ve fiziksel dengesizlikleri gidermek, vücut sağlığını ve zindeliğini korumak için kullanılır.
Aroma-Terapi, bitkisel aromalı yağların tedavi amacı için kullanılmasıdır. Aromaterapi çok eskiye dayanan bir tedavi yöntemidir. Köklerini Hindistan ve Çin uygarlıklarında görebiliriz. Mısırlılar ise aroma yağlarını mumyalamada ve ayinlerde kullanmışlardır. Bitkisel öz yağlar çok yoğun, aromatik kokulu, aktif ve kimyasal yapısı çok zengin uçucu sıvılardır. Bitkisel yağlar elde edildikleri bitki gruplarına bağlı olarak antiseptik antiviral etkilere sahiptir. Yatıştırıcı veya uyarıcı, ağrı giderici veya kas gevşetici, zehir atıcı, nefes açıcı, sinir sistemini dengeleyici, depresyon ve uykusuzluk giderici, hafızayı güçlendirici, hücre yenileyici gibi etkileri bulunur. Ayrıca spesifik rahatsızlık ve dengesizlikleri gidermede tedavi edici ve tamamlayıcı etkiler yaratır.
Bitkisel yağlar ilaç gibi spesifik bir organ veya sistemi etkilemez,bitkisel yağlar sorunlu bölgelere ulaşarak bir bütün olarak etki yaparlar. Yağ özleri bitkilerin hormonu sayılır ve bizim vücudumuzdaki hormonlara eş değerde bir görev üstlenir. Uçucu yağ özleri, elde edildikleri bitkilerin yapısına göre insan vücudunda iyileştirici etki yaratır. Aromaterapi tıbbi bir tedavi değildir ve hastalıkların tedavisi için kullanılmaz. Aromaterapi destekleyici etki yapar ve vücudun dengesine kavuşması için çalışır. Örneğin aromaterapi ile bir karaciğer hastalığını tedavi edemezsiniz,ancak aromatik terapi vücudun bütününe yöneleceğinden belli yağları kullanarak tüm vücut için olduğu gibi karaciğer içinde olumlu sonuçlar alabilirsiniz. Verdiği sonuçlar lokal olmaktan çok bütüne yöneliktir. Tıbbi müdahaleyi gerektirmeyen bir dizi problemleri gidermek veya tamamlayıcı etki yaratmak için çok yönlü iyileştirici etkileri vardır.
İnsanın ruhsal durumunu belirleyen beyindeki merkezler, koku merkezlerinin hemen yanında ve onunla bağlantıdadır. Bu da güzel kokuların nasıl olup ta bizi bu kadar etkilediğinin en önemli göstergelerinden biridir.
HANGİ SORUNLARDA AROMATERAPİDEN FAYDALANABİLİRSİNİZ ?
Stres
Anksiyete
Huzursuzluk, tedirginlik
Baş ağrısı/ migren
Eklem iltihaplanmaları/ romatizma
Deri şikayetleri,cilt sorunları
Regl sıkıntıları
Menopoz ile ilgili sorunlar
Solunum sorunları
Kulak, burun, boğaz sorunları
Selülit ve kilo problemi
Sindirim sorunları
Spor yaralanmaları, kas ve eklem rahatsızlıkları
Bel ve sırt ağrısı
Psikolojik sorunlar
Enerji azlığı, halsizlik
Aşırı gerginlik,uyku sorunları
HANGİ YAĞLAR NE İŞE YARAR?
BERGAMOT:Stres ve yorgunluğu giderici ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiricidir. Egzama tedavisinde de kullanılır. İştah arttırıcı ve safra söktürücü etkisi vardır. Ayrıca çayda lezzet ve koku verici olarak da kullanılır. Moral yükseltici ve sakinleştirici bir yağ olan bergamot, öfke ve hayal kırıklığını giderir, özellikle endişe ile oluşmuş depresyonda mükemmel sonuç verir.
LAVANTA:Ağrı keser, mikrop kırıcı; sakinleştirici, dengeleyici, tüm cilt sorunlarına birebir, baş ağrısı, böcek sokmalarına karşı, yanıkları iyileştiren, yatıştırıcı, huzursuzluk, korku, uykusuzluk, panik ve depresyon için çok yararlıdır. Parfümeri sanayiinde de kullanılır. İnfüzyon yoluyla antidepresyon ve uykusuzluğa iyi gelir. Vücuttaki kötü kokuları giderir, antiseptik olarak kullanılır. Romatizmaya iyi gelir. Saçtaki sirkeleri gidericidir.
PAPATYA :Fiziksel ve ruhsal bir rahatlatıcı olan papatya, depresyon, korku, histeri ve gerilimi yatıştırır. Endişe içinde olanlar için yatıştırıcıdır. Tedirginlik, huzursuzluk,öfke ve sabırsızlık durumlarında sükunet verir. Bademcik ve diş iltihabında kullanılır. Cilt için oldukça faydalı bir yağdır.
OKALİPTÜS:Kişiye konsantrasyon ve zihin açıklığı sağlar. Enerjilerin dengesiz olduğu durumlarda kullanılır. Kabızlık,öksürük, sinüzit, şeker hastalığı, romatizma ve selülit de etkilidir. Bronşit,astım gibi akciğer hastalıklarında ve gribal enfeksiyonlarda kullanılır.
REZENE:Sıkıntılı zamanlarda güç ve cesaret verir. Stresli zamanlarda tepki olarak yeme sonucu oluşan oburluk ve alkolizm için kullanılır. Midevi rahatsızlıkları giderir, gaz söktürücü ve s�
Şifalı Bitkilere Genel Bakış
Bitkiler yüzyıllardır birçok fiziksel ve psikolojik rahatsızlığın tedavisinde kullanılagelmiştir. Şifalı bitkiler içerisinde aromatik otlar, çiçekler ve ağaçlar en çok bilinenleridir. Araştırmalar, bitkilerin tedavi edici özellikleri olduğunu bilimsel olarak da kanıtlamıştır.
Aromaterapi
Aromaterapi, bitkisel öz yağların kimyasal yapısı ve enerjilerinden faydalanan ve masaj, teneffüs (buğu), kompres, banyo ve diğer yollarla uygulanmasını içeren, sağlık ve güzelliği destekleyen doğal bir terapidir. Bitkisel öz yağlar, aromatik bitkilerden buhar-damıtma yoluyla elde edilen konsantre yağlardır. Bu öz yağlar günlük yaşamda genellikle kullanılan diğer vücut yağlarının aksine, cilt tarafından çok kolay emilen, çok güçlü etkileri olan ve dikkatle kullanılması gereken yağlardır.
Uzman uygulamalarla Aromaterapi gerek fizyolojik sorunların gerekse stres kaynaklı duygusal problemlerin çözümü için destek sağlar. Aromaterapi beden ve aklın bir bütün olarak değerlendirildiği bütünlükçü -holistik- bir yaklaşımdır. Günümüzde özellikle destekleyici terapi yöntemleri arasında Aromaterapi’nin önemli bir yeri olduğu kabul görmektedir.
Koruyucu sağlığın genelde hastalıklardan korunmak için bedeni güçlendirmeye dayandığı bilinmektedir. Aromaterapi'den faydalanmak için çok belirgin bir şikayetinizin olması gerekmez. Günümüzün stresli yaşam biçiminden kurtularak sağlıklı bir ruh, beden ve zihin gücüne sahip olmak için de Aromaterapi'den yararlanabilirsiniz.
Uygulama
Aromaterapi, terapistinizin sağlığınız ve yaşam tarzınız ile ilgili soruları içeren konsültasyonu ile başlar. Konsültasyon, sıkıntılarınızın tespit edilmesi ve size gereken terapinin en etkin şekilde verilmesi için çok önemlidir. Terapistiniz tarafından önerilecek bitkisel öz yağlar da yapılan bu konsültasyon ışığında belirlenir. Her bitkisel öz yağın belirli özel bir işlevi vardır. Kimi öz yağlar rahatlatırken, kimileri de toksin atmak suretiyle canlandırır. Aromaterapi, masajın rahatlatıcı etkisi ile öz yağların iyileştirici özelliklerini birleştirir. Bitkisel öz yağlar, yüzü ve saçı da içeren tüm vücuda değişik masaj teknikleriyle uygulanır.
Elementler ve Özyağlar
Mevsimler ve Özyağlar
Haftanın Günleri ve Özyağlar
Kristaller ve Özyağlar
Gezegenler ve Özyağlar
Çakralar ve Özyağlar
Renkler, Çakralar ve Özyağlar
Aromaterapi nedir?
Aromaterapi, bitkisel öz yağların kişinin fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlığı ve güzelliği için bedene en etkin uygulama yöntemi masaj ile uygulanmasıdır.
Sorulara dönüş
Aromaterapi’nin tarihçesi ne kadar eskilere dayanır?
Aromaterai'nin tarihçesinin 5 bin yıl öncesine dayandığı söylenebilir. Örneğin gülün, X. yüzyılda İbn-i Sina tarafından distile edildiği bilinmektedir. Aromaterapi, son 30-40 yıl öncesinde yeniden keşfedilmiştir.
Sorulara dönüş
Aromaterapi’de kullanılan bitkisel öz yağlar nedir?
Bitkisel öz yağlar, özellikle aromatik (kokulu) bitkilerin buhar, damıtma yoluyla elde edilen konsantre yağ özleridir. Bitkisel yağ özleri, günlük yaşamda kullandığımız yağların aksine, cilt tarafından çok kolay emilen çok güçlü etkileri olan ve çok dikkatli kullanılması gereken yağlardır. Sözü edilen bitkisel öz yağlar, bitkilerin kendilerini korumaları, çoğalmaları ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için ürettikleri özlerdir.
Bitkisel öz yağlardan iki yönde faydalanılır. Birincisi, bitkisel öz yağlar, kokusal hafızamızı harekete geçirirerek duygusal ve psikolojik anlamda; ikinci olarak da, kimyasal aktif içerikleri nedeniyle fizyolojik sıkıntılar açısından da etkili olurlar. Sözgelimi gül yağı, 300’e yakın aktif içerik taşır.
Sorulara dönüş
Aromaterapi nasıl uygulanır?
Aromaterapi şu yollarla uygulanır:
Masaj yoluyla: Masajın iyileştirici ve dinlendirici özelliği sayesinde insanlar rahatlatılır ve böylece bitkisel öz yağlar sisteme daha çabuk girerek emilim gerçekleşir.
Kompres yoluyla
Teneffüs/Buğu yoluyla
Banyo yoluyla
Mekanın kokulandırılmasıyla
Sorulara dönüş
Aromaterapi ne gibi sıkıntılara iyi gelir?
Aromaterapi, aşağıdakiler de dahil, pek çok sıkıntıya iyi gelir.
Kas, Kemik ve Eklem Sorunları
Bel ve sırt ağrısı
Eklem iltihaplanmaları/ romatizma
Spor yaralanmaları, kas ve eklem rahatsızlıkları (burkulma, incinme vb.)
Stres Kaynaklı Sorunlar
Stres, anksiyete, huzursuzluk, tedirginlik, gerginlik, uykusuzluk
Deri şikayetleri, (deri kaşıntıları ve döküntüleri, egzama vb.)
Başağrısı/ migren
Kadın Sağlığı
Regl sıkıntıları (sancılı regl ağrıları, aşırı kanama, reglden kesilme vb.)
PMS (regl öncesi gerginlik, şişkinlik, huzursuzluk vb.)
Menopoz ile ilgili sorunlar (ani hormonal değişiklikten kaynaklanan terleme, sıkıntı, gerginlik, şişkinlik vb.)
Hamilelikteki Sıkıntılar
Rahatlayamama
Bel ve sırt ağrıları
Bacaklarda şişme
Diğer Rahatsızlıklar
Solunum sorunları (astım, bronşit vb.)
Dolaşım sorunları (tansiyon, baş dönmesi vb.)
Sindirim sorunları (kabızlık, hazımsızlık vb.)
Kulak, burun, boğaz (sinüzit, kulak ağrısı vb.)
Selülit ve kilo problemi
Sorulara dönüş
Aromaterapi kim tarafından ne kadar sıklıkla uygulanmalıdır?
Aromaterapi her şeyden önce gerçek bir Aromaterapist tarafından uygulanmalıdır. Çünkü bitkisel öz yağlar çok yoğun ve dikkatli kullanılması gereken yağlardır. Terapi öncesi yapılan öngörüşme sonunda belirlenen ihtiyaca göre haftada bir uygulanması yeterlidir. Bu arada, Aromaterapi’nin etkisi zaten, uygulamadan sonra bir kaç gün sürecektir.
Sorulara dönüş
Aromaterapi, kimlere uygulanabilir/
Yukarıda da değindiğimiz gibi bir çok fizyolojik sıkıntının yanısıra Aromaterapi duygusal ve ruhsal sıkıntılar için de oldukça yararlıdır. Aromaterapi’den faydalanmak isteyen bir kişinin belirli bir şikayeti olması gerekmez. Kişinin sağlığını koruması için derin dinlenerek Aromaterapiden faydalanması mümkündür.
Sorulara dönüş
Aromaterapi kimlere uygulanmamalıdır/
Aromaterapi’nin, bebeklere, hamilelere ve alerjik bünyeye sahip insanlara uygulanmaması gerekir. Bu nedenle, Aromaterapist terapiye başlamadan önce, kişinin sağlık durumunu ve sağlık geçmişini içeren bir öngörüşme yapar.
Sorulara dönüş
Aromaterapi, bitkisel ilaç olarak kabul edilebilir mi?
Bitkisel ilaçların çoğunun içeriğindeki aktif maddelerin, diğer ilaçlar gibi nelere iyi geldiği bellidir. Kullanılan bitkisel öz yağların da aktif içeriği ve nelere iyi geldiği bilinmektedir. Bu anlamda Aromaterapi’de kullanılan bitkisel öz yağlar ile bitkisel ilaçların aralarında çok temel fark yoktur.
Güvenli Aromaterapi
• Kendinizi bitkisel yağların koku ve cazibesine kaptırmadan önce…
Aromaterapi güvenli ve doğal bir destekleyici tedavi şekli olmakla birlikte, kullanılan yağların organizma üzerindeki etkileri dolayısıyla ancak belirli kurallara uygun olarak uygulanması durumunda güveni olacaktır.
Aromaterapik yağların kalp ritmini arttırabileceği, tansiyonu yükseltip/azaltabileceği, kadınlarda adet kanamasını arttırabileceği, düşüklere sebebiyet verebileceği ve daha pek çok özelliği göz önünde bulundurulduğunda, aromaterapinin sadece bilinçli bir şekilde kullanımı öngörülebilir. Burada da aromaterapi konusunda ihtisas sahibi bir hekimin önerileri doğrultusunda kullanımı önem arz etmektedir. Eğer bitkisel yağların güzel kokularına kapılarak organizma üzerindeki olası etkilerini gözardı ederseniz, o t
1-) Aroma yağı:
Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.
2-) Masaj yağı:
Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir. Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.
3-) Enhelesyon yağı:
Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna 200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan (fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.
Bu alanda oldukça çok natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı (Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg, Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4 defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.
Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici (rejenerasyon) özeliğe sahiptirler. Bu nedenle ne kimyasl nede bitkisel hiç bir ilaç bu iki doğal ilaçın yerini alamaz.
1-) Deri bakımı için eter yağları:
Antimikrobik: Kekik, adaçayı, mele, karanfil, lavanta, limon, terpentin okaliptus
İltihapları önleyici: Papatya, lavanta, civanpercemi
Antimikozit (Mantarları yokedici): Lavanta, mirra, mele, civanpercemi
Haşerelere karşı: B. Itır, karanfil, sedir, civanpercemi, okaliptus
Yara iyileştirici: Lavanta, günlük, gül, neroli, papatya
Dezodorizan (kötü kokuyu yok edici): Selvi, ardıç, limonçayırı, kekik, adaçayı
2-) Sindirim rahatsızlıklarında eter yağının etkisi:
Krampları çözücü: Nane, kimyon, papatya, turunç, rezene
Şişkinliğe karşı: Turunç, nane, reyhan, rezene
Safra arttırıcı: Nane, lavanta, kimyon
Karaciğeri güclendirici: Nane, lavanta, biberiye
İştah açıcı: Turunç, zencefil, anasom, melekotkökü, portakal
3-) Kandolaşımı, kas ve eklem rahatsızlıklarında eter yağını etkisi:
Tansiyon düşürücü: Limon, ylang-ylang, mercanköşkü, lavanta
Tansiyon yükseltici: Biberiye, kekik, okaliptus, nane
Lenefleri çalıştırıcı: Huş, Greyfurt, rezene, limon
4-) İdrar yolları, cinsel organlar ve hormon rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Krampları çözücü: Misk adaçayı, lavanta, yasemin, papatya
Antimikrobik: Mela, bergamiye, sandelodunu, papatya
Cinsel gücü arttırıcı: Kakule, neroli, yasemin, gül, ylang-ylang, misk adaçayı
Süt arttırıcı: Anason, rezene, yasemin, kimyon
Rahimi kuvvetlendirici: Mirra, gül, günlük, oğulotu, yasemin
Adet düzenleyici: Misk adaçayı, rezene, nane, papatya
5-) Nefesyolları rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Balğam söktürücü: Terpentin (çam yağı), kekik, mirra, rezene, çam, okaliptus, sandelodunu
Antimikrobik: Huş, greyfurt, limon, rezene
6-) Sinir sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Teskin edici: Bergamiye, limon, oğulotu, papatya, lavanta
Uyarıcı: Neroli, nane, ylang-ylang, yasemin, reyhan
Sinirleri güçlendirici: Oğulotu, lavanta, biberiye, ardıç, papatya, misk adaçayı
7-) İmmün (bağışıklık) sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Ateş düşürücü: Adaçayı, nane, limon, reyhan
Terletici: Biberiye, kekik, papatya
Nasıl ve neden Aromaterapi...
Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim oluşturarak tedavi öngören uygulamalardır.
Vücut ve ruh, aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana gelen bir rahatsızlık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz etkiler oluşturacağı kabul edilir.
Organizmada dengeyi amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini desteklemesi ve iyileştirmesi esasına dayanır.
Bu kapsamda, her hastanın kendine özgü bir hastalık seyri ve dolayısıyla kendine özel bir aromaterapik uygulaması varolmaktadır. Bu şekilde, iki ayrı kişide görülen aynı hastalığın tedavisi birbirinden farklılıklar gösterebilmektedir.
Standart tedavi usulleri aromaterapi için de varsayılmakla birlikte, bu şekildeki uygulamalar hastalığa ait göstergeleri bastıracak ancak hastalığın ortaya çıkmasını engelleyemeyecektir.
Aromaterapi, hastalığın seyrine yönelik doğru yağların birleşimi ile oluşan bir tedavi öngörse de, bu tedavinin kapsamı sadece ele alınan hastalığın tedavisine yönelik olmakla kısıtlanmamakta, aynı şekilde hastayı etkileyebilecek çevresel (stres, çevresel kirlilik, diet, spor, vb.) faktörler de göz önünde bulundurulmaktadır.
Aromaterapi, bilgi ve beceri ile uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir. Ancak, bazı bitki türlerinin yağlarının oldukça zehirli olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, bir çay kaşığından bile az miktarda okaliptus yağının ağız yolula alınması muhtemel ölüme sebebiyet verecektir. Zehirli olmayan ölçülerde bile aromaterapi esaslarına uygun olarak kullanılmayan bazı yağlar, organizmaya zarar verebilir.
AROMATERAPİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Aromatiklerin Psikolojisi
Aromatik maddeler, çok eski zamanlardan beri psikolojik etkileri için kullanılmıştır. Bir çok kayıt, bu maddelerin gerek parfüm olarak, gerekse Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarına ait dini törenler ile tarih boyunca günümüze kadar gelmiş olan çeşitli kullanım alanlarına tanıklık etmektedir. Aromatik maddeler oldukça uzun süredir cinsel çekicilik ya da dini duyguların uyandırılması için kullanılsa da, psikoloji ve koku arasındaki ilişki üzerine çok az modern araştırma mevcuttur.
Açıktır ki evrimsel olarak bakıldığında, koku, duyularımız içerisinde en ilkel ancak en önemli olanıdır. Ceninde koklama sistemine ait hücreler beyin hücrelerinden daha önce gelişirler ve koku alma sinirleri vücutta yenilenmeye uğrayan tek sinir hücreleridir.
Bu ve bununla birlikte diğer bir çok anotomik özelliği, bu duyunun ruhsal durum ile sıkıca bağlı olmasını sağlar. Koklama; beyinle dış dünya arasındaki en doğrudan bağlantıdır. İçgüdü, ruh hali, hafıza, duygular ve de hormonal sistem ile de yakından ilişkilidir.
Kokuların ruhsal durumumuzu etkilediği hepimiz tarafından bilinir.
Bazı kokular zevk verir, bazıları sadece birini etkilerken, diğerleri duyguların belli belirsiz gölgelerini çağrıştırır, bir kısmı bir anının canlanmasını sağlarken, bazı kokular refleks uyarısı nedeni ile korkunç olabilir ve hatta kusmaya yolaçabilir.
Cinsel açıdan çekici hoş kokulu kimyasalların-pheromene- hayvan yaşamında-insan da dahil- genellikle de bilinçaltı etkilerinin varlığının keşfi bilimsel tutuculara bile kokunun davranış ve
Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.
2-) Masaj yağı:
Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir. Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.
3-) Enhelesyon yağı:
Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna 200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan (fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.
Bu alanda oldukça çok natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı (Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg, Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4 defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.
Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici (rejenerasyon) özeliğe sahiptirler. Bu nedenle ne kimyasl nede bitkisel hiç bir ilaç bu iki doğal ilaçın yerini alamaz.
1-) Deri bakımı için eter yağları:
Antimikrobik: Kekik, adaçayı, mele, karanfil, lavanta, limon, terpentin okaliptus
İltihapları önleyici: Papatya, lavanta, civanpercemi
Antimikozit (Mantarları yokedici): Lavanta, mirra, mele, civanpercemi
Haşerelere karşı: B. Itır, karanfil, sedir, civanpercemi, okaliptus
Yara iyileştirici: Lavanta, günlük, gül, neroli, papatya
Dezodorizan (kötü kokuyu yok edici): Selvi, ardıç, limonçayırı, kekik, adaçayı
2-) Sindirim rahatsızlıklarında eter yağının etkisi:
Krampları çözücü: Nane, kimyon, papatya, turunç, rezene
Şişkinliğe karşı: Turunç, nane, reyhan, rezene
Safra arttırıcı: Nane, lavanta, kimyon
Karaciğeri güclendirici: Nane, lavanta, biberiye
İştah açıcı: Turunç, zencefil, anasom, melekotkökü, portakal
3-) Kandolaşımı, kas ve eklem rahatsızlıklarında eter yağını etkisi:
Tansiyon düşürücü: Limon, ylang-ylang, mercanköşkü, lavanta
Tansiyon yükseltici: Biberiye, kekik, okaliptus, nane
Lenefleri çalıştırıcı: Huş, Greyfurt, rezene, limon
4-) İdrar yolları, cinsel organlar ve hormon rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Krampları çözücü: Misk adaçayı, lavanta, yasemin, papatya
Antimikrobik: Mela, bergamiye, sandelodunu, papatya
Cinsel gücü arttırıcı: Kakule, neroli, yasemin, gül, ylang-ylang, misk adaçayı
Süt arttırıcı: Anason, rezene, yasemin, kimyon
Rahimi kuvvetlendirici: Mirra, gül, günlük, oğulotu, yasemin
Adet düzenleyici: Misk adaçayı, rezene, nane, papatya
5-) Nefesyolları rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Balğam söktürücü: Terpentin (çam yağı), kekik, mirra, rezene, çam, okaliptus, sandelodunu
Antimikrobik: Huş, greyfurt, limon, rezene
6-) Sinir sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Teskin edici: Bergamiye, limon, oğulotu, papatya, lavanta
Uyarıcı: Neroli, nane, ylang-ylang, yasemin, reyhan
Sinirleri güçlendirici: Oğulotu, lavanta, biberiye, ardıç, papatya, misk adaçayı
7-) İmmün (bağışıklık) sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Ateş düşürücü: Adaçayı, nane, limon, reyhan
Terletici: Biberiye, kekik, papatya
Nasıl ve neden Aromaterapi...
Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim oluşturarak tedavi öngören uygulamalardır.
Vücut ve ruh, aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana gelen bir rahatsızlık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz etkiler oluşturacağı kabul edilir.
Organizmada dengeyi amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini desteklemesi ve iyileştirmesi esasına dayanır.
Bu kapsamda, her hastanın kendine özgü bir hastalık seyri ve dolayısıyla kendine özel bir aromaterapik uygulaması varolmaktadır. Bu şekilde, iki ayrı kişide görülen aynı hastalığın tedavisi birbirinden farklılıklar gösterebilmektedir.
Standart tedavi usulleri aromaterapi için de varsayılmakla birlikte, bu şekildeki uygulamalar hastalığa ait göstergeleri bastıracak ancak hastalığın ortaya çıkmasını engelleyemeyecektir.
Aromaterapi, hastalığın seyrine yönelik doğru yağların birleşimi ile oluşan bir tedavi öngörse de, bu tedavinin kapsamı sadece ele alınan hastalığın tedavisine yönelik olmakla kısıtlanmamakta, aynı şekilde hastayı etkileyebilecek çevresel (stres, çevresel kirlilik, diet, spor, vb.) faktörler de göz önünde bulundurulmaktadır.
Aromaterapi, bilgi ve beceri ile uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir. Ancak, bazı bitki türlerinin yağlarının oldukça zehirli olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, bir çay kaşığından bile az miktarda okaliptus yağının ağız yolula alınması muhtemel ölüme sebebiyet verecektir. Zehirli olmayan ölçülerde bile aromaterapi esaslarına uygun olarak kullanılmayan bazı yağlar, organizmaya zarar verebilir.
AROMATERAPİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Aromatiklerin Psikolojisi
Aromatik maddeler, çok eski zamanlardan beri psikolojik etkileri için kullanılmıştır. Bir çok kayıt, bu maddelerin gerek parfüm olarak, gerekse Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarına ait dini törenler ile tarih boyunca günümüze kadar gelmiş olan çeşitli kullanım alanlarına tanıklık etmektedir. Aromatik maddeler oldukça uzun süredir cinsel çekicilik ya da dini duyguların uyandırılması için kullanılsa da, psikoloji ve koku arasındaki ilişki üzerine çok az modern araştırma mevcuttur.
Açıktır ki evrimsel olarak bakıldığında, koku, duyularımız içerisinde en ilkel ancak en önemli olanıdır. Ceninde koklama sistemine ait hücreler beyin hücrelerinden daha önce gelişirler ve koku alma sinirleri vücutta yenilenmeye uğrayan tek sinir hücreleridir.
Bu ve bununla birlikte diğer bir çok anotomik özelliği, bu duyunun ruhsal durum ile sıkıca bağlı olmasını sağlar. Koklama; beyinle dış dünya arasındaki en doğrudan bağlantıdır. İçgüdü, ruh hali, hafıza, duygular ve de hormonal sistem ile de yakından ilişkilidir.
Kokuların ruhsal durumumuzu etkilediği hepimiz tarafından bilinir.
Bazı kokular zevk verir, bazıları sadece birini etkilerken, diğerleri duyguların belli belirsiz gölgelerini çağrıştırır, bir kısmı bir anının canlanmasını sağlarken, bazı kokular refleks uyarısı nedeni ile korkunç olabilir ve hatta kusmaya yolaçabilir.
Cinsel açıdan çekici hoş kokulu kimyasalların-pheromene- hayvan yaşamında-insan da dahil- genellikle de bilinçaltı etkilerinin varlığının keşfi bilimsel tutuculara bile kokunun davranış ve
1-) Aroma yağı:
Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.
2-) Masaj yağı:
Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir. Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.
3-) Enhelesyon yağı:
Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna 200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan (fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.
Bu alanda oldukça çok natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı (Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg, Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4 defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.
Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici (rejenerasyon) özeliğe sahiptirler. Bu nedenle ne kimyasl nede bitkisel hiç bir ilaç bu iki doğal ilaçın yerini alamaz.
1-) Deri bakımı için eter yağları:
Antimikrobik: Kekik, adaçayı, mele, karanfil, lavanta, limon, terpentin okaliptus
İltihapları önleyici: Papatya, lavanta, civanpercemi
Antimikozit (Mantarları yokedici): Lavanta, mirra, mele, civanpercemi
Haşerelere karşı: B. Itır, karanfil, sedir, civanpercemi, okaliptus
Yara iyileştirici: Lavanta, günlük, gül, neroli, papatya
Dezodorizan (kötü kokuyu yok edici): Selvi, ardıç, limonçayırı, kekik, adaçayı
2-) Sindirim rahatsızlıklarında eter yağının etkisi:
Krampları çözücü: Nane, kimyon, papatya, turunç, rezene
Şişkinliğe karşı: Turunç, nane, reyhan, rezene
Safra arttırıcı: Nane, lavanta, kimyon
Karaciğeri güclendirici: Nane, lavanta, biberiye
İştah açıcı: Turunç, zencefil, anasom, melekotkökü, portakal
3-) Kandolaşımı, kas ve eklem rahatsızlıklarında eter yağını etkisi:
Tansiyon düşürücü: Limon, ylang-ylang, mercanköşkü, lavanta
Tansiyon yükseltici: Biberiye, kekik, okaliptus, nane
Lenefleri çalıştırıcı: Huş, Greyfurt, rezene, limon
4-) İdrar yolları, cinsel organlar ve hormon rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Krampları çözücü: Misk adaçayı, lavanta, yasemin, papatya
Antimikrobik: Mela, bergamiye, sandelodunu, papatya
Cinsel gücü arttırıcı: Kakule, neroli, yasemin, gül, ylang-ylang, misk adaçayı
Süt arttırıcı: Anason, rezene, yasemin, kimyon
Rahimi kuvvetlendirici: Mirra, gül, günlük, oğulotu, yasemin
Adet düzenleyici: Misk adaçayı, rezene, nane, papatya
5-) Nefesyolları rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Balğam söktürücü: Terpentin (çam yağı), kekik, mirra, rezene, çam, okaliptus, sandelodunu
Antimikrobik: Huş, greyfurt, limon, rezene
6-) Sinir sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Teskin edici: Bergamiye, limon, oğulotu, papatya, lavanta
Uyarıcı: Neroli, nane, ylang-ylang, yasemin, reyhan
Sinirleri güçlendirici: Oğulotu, lavanta, biberiye, ardıç, papatya, misk adaçayı
7-) İmmün (bağışıklık) sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Ateş düşürücü: Adaçayı, nane, limon, reyhan
Terletici: Biberiye, kekik, papatya
Nasıl ve neden Aromaterapi...
Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim oluşturarak tedavi öngören uygulamalardır.
Vücut ve ruh, aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana gelen bir rahatsızlık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz etkiler oluşturacağı kabul edilir.
Organizmada dengeyi amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini desteklemesi ve iyileştirmesi esasına dayanır.
Bu kapsamda, her hastanın kendine özgü bir hastalık seyri ve dolayısıyla kendine özel bir aromaterapik uygulaması varolmaktadır. Bu şekilde, iki ayrı kişide görülen aynı hastalığın tedavisi birbirinden farklılıklar gösterebilmektedir.
Standart tedavi usulleri aromaterapi için de varsayılmakla birlikte, bu şekildeki uygulamalar hastalığa ait göstergeleri bastıracak ancak hastalığın ortaya çıkmasını engelleyemeyecektir.
Aromaterapi, hastalığın seyrine yönelik doğru yağların birleşimi ile oluşan bir tedavi öngörse de, bu tedavinin kapsamı sadece ele alınan hastalığın tedavisine yönelik olmakla kısıtlanmamakta, aynı şekilde hastayı etkileyebilecek çevresel (stres, çevresel kirlilik, diet, spor, vb.) faktörler de göz önünde bulundurulmaktadır.
Aromaterapi, bilgi ve beceri ile uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir. Ancak, bazı bitki türlerinin yağlarının oldukça zehirli olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, bir çay kaşığından bile az miktarda okaliptus yağının ağız yolula alınması muhtemel ölüme sebebiyet verecektir. Zehirli olmayan ölçülerde bile aromaterapi esaslarına uygun olarak kullanılmayan bazı yağlar, organizmaya zarar verebilir.
AROMATERAPİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Aromatiklerin Psikolojisi
Aromatik maddeler, çok eski zamanlardan beri psikolojik etkileri için kullanılmıştır. Bir çok kayıt, bu maddelerin gerek parfüm olarak, gerekse Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarına ait dini törenler ile tarih boyunca günümüze kadar gelmiş olan çeşitli kullanım alanlarına tanıklık etmektedir. Aromatik maddeler oldukça uzun süredir cinsel çekicilik ya da dini duyguların uyandırılması için kullanılsa da, psikoloji ve koku arasındaki ilişki üzerine çok az modern araştırma mevcuttur.
Açıktır ki evrimsel olarak bakıldığında, koku, duyularımız içerisinde en ilkel ancak en önemli olanıdır. Ceninde koklama sistemine ait hücreler beyin hücrelerinden daha önce gelişirler ve koku alma sinirleri vücutta yenilenmeye uğrayan tek sinir hücreleridir.
Bu ve bununla birlikte diğer bir çok anotomik özelliği, bu duyunun ruhsal durum ile sıkıca bağlı olmasını sağlar. Koklama; beyinle dış dünya arasındaki en doğrudan bağlantıdır. İçgüdü, ruh hali, hafıza, duygular ve de hormonal sistem ile de yakından ilişkilidir.
Kokuların ruhsal durumumuzu etkilediği hepimiz tarafından bilinir.
Bazı kokular zevk verir, bazıları sadece birini etkilerken, diğerleri duyguların belli belirsiz gölgelerini çağrıştırır, bir kısmı bir anının canlanmasını sağlarken, bazı kokular refleks uyarısı nedeni ile korkunç olabilir ve hatta kusmaya yolaçabilir.
Cinsel açıdan çekici hoş kokulu kimyasalların-pheromene- hayvan yaşamında-insan da dahil- genellikle de bilinçaltı etkilerinin varlığının keşfi bilimsel tutuculara bile kokunun davranış veAromaterapi çok eskilere dayanan bir terapi yöntemidir, Hindistan, Çin uygarlığında başlamış, Mısırda ise mumyalamada ve ayinlerde kullanılmıştır, Mısırdan Yunan uygarlığına oradan da dünyaya yayılmıştır.Kimyasal ilaçların sanayileşme devri ile ortaya çıkması ile aromaterapi terapileri gündemden kaybolmuş fakat modern dünyada Fransız kimya doktoru Gattefosse bitkisel yağların iyileştirici etkisini kanıtlayarak tekrar gündeme getirmiştir.
Bitkilerde doğal olarak oluşan yağların, bitkinin gerçek özü olduğu ve de hiçbirinin diğerine eşit olmadığı düşünülmektedir. Bitki metabolizmasının artıkları da olabilecek bu ürünlerin, tam olarak ne olduğunu hiç kimse bilmemektedir. Bunlar bitkinin değişik bölümlerinde oluşur ve dolaşırlar, örneğin akşamları çiçeklerde çok yoğun olan esanslar, sabahları yapraklarda toplanabilir. Bir bitkinin özel bir yerinden elde edilen bir esansın kimyasal ve tıbbi özellikleri, bitkinin ait olduğu kısmına göre farklılıklar gösterebilir. Örneğin portakal ağacı çiçeğinden elde edilen esans, insan vücudunda, portakal kabuğundan elde edilene göre çok farklı etki gösterir. Onun için yağları ve özelliklerini çok iyi bilmek gerekir.
Uçucu Yağlar (Essential Oils)
Dünyada her organın ve organizmanın gözle görülemeyen ve ölçülemeyen bir enerjisi (ruhu) vardır. Bitkilerde ise bu enerji, onların uçucu yağlarında saklıdır.
Yağ özleri bitkilerin hormonu sayılır ve bizim vücudumuzdaki hormonlara eş değerde bir görev üstlenir (canlandırıcı, ateşleyici, aracı). Bu uçucu yağ özleri bitkinin içinde dolaşarak ve hormonlarını şekerli ortamda birbirine bağlayarak, bitkinin bütün yaşamı boyunca, çok az miktarda üretilirler.
Uçucu yağ özleri, elde edildikleri bitkilerin yapısına göre insan vücudunda iyileştirici etki yaratır. Bu etkinin doğru elde edilmesi için gerekli miktarlarda ve uygun yöntemlerle uygulanması gerekir. Terapide kullanılan uçucu yağlar, kan dolaşımı yolu ile arzu edilen bölgeye ulaşırlar. Örneğin, baş ağrısı için kullanılan bir ağrı kesici ilacın, kan dolaşımı yolu ile sinir sistemine ulaşıp ağrıyı kesmesi gibi, aroma yağları da aynı etkiyi yaratır. Buradaki tek fark, aroma yağlarının sinirleri yatıştırmak yerine, ağrıya neden olan dengesizliğin düzelmesi için gerekli ortamı yaratmasıdır. Uçucu yağlar doğal ürünlerdir ve yan etkileri çok azdır. Doğru kullanılırsa farmakolojik ilaçlardan faydalıdır.
Temel Yağlar (Base oils)
Çoğu bitkisel özlü yağlar aromaterapide taşıyıcı yağ olarak kullanılabilir. Seçilen yağın yapısı ve tedaviye uygun olması alınacak sonucu güçlendirir. Genellikle yüz bölgesinde kullanılacak olan bir yağın hafif yapıda ve vitaminli olması, tedavinin etkisini güçlendirir. Örneğin yay oba yağı veya çayır nergisi yağı, ciltte genel yatıştırıcı ve iyileştirici etki yarattığı için, cilt problemlerinde kullanılması, tedavinin etkisini güçlendirir. Bin bir delik otu yağı, sinirsel gerginlik veya depresyon durumlarında uygulandığında çift etki sağlar. Buğday tohumu yağı ise, güçlü E vitamini içerdiği için yaşlı kişilerde uygulanması daha uygundur, vs. Burada esas olan bakım esnasında seçilecek yağın kişinin terapi amacına uygun olması ve terapinin etkisine uyum sağlamasıdır. Örneğin, uyarıcı bir terapide aşırı uyuşturucu etkideki bir yağ kullanılmazken, aşırı sinirli olan bir kişi tedavi ediliyorsa, ağır koku bırakabilen bir temel yağ seçilmemelidir. Örneğin; zeytinyağı.
Doğanın mucizesi: Aromaterapi
Hepimiz masajlarla, arınma kürleriyle ve bitkisel yağlarla pek ilgilenir olduk. Ama bu konuda ne kadar bilinçliyiz? İşte size aromaterapiden faydalanmanız için hiçbir yerde bulamayacağınız bir rehber!
Nedense aromaterapi lafını duyunca insanın tüm kasları gevşiyor... Şöyle bir rahatlıyor, çıplak vücuduna akıtılan yağları düşlüyor, burnuna galipten çiçek kokuları geliyor. Zaten bunu fark eden pazarlamacılar da bu yüzden, şampuandan el losyonuna pek çok ürünü ''aromaterapik'' olarak pazarlamaya başladılar. Ancak çok derin bir bilgi ve uzmanlığı gerektiren aromaterepiyi; yani saf yağları ve güçlerini bir kelimeyle sınırlamak çok da doğru değil. Peki, ama aromaterapi tam olarak ne anlama geliyor? Biz, adını son zamanlarda duysak da aromaterapi yani ''kokunun iyileştirici gücünden yararlanma'' yöntemi yüzyıllar öncesinden beri biliniyor.
Şifa kaynağı olarak bilinen aromaterapide, bitkilerden buharla damıtma ve sıkma yöntemiyle çıkarılan öz yağlar kullanılıyor. Zaten asıl heyecan da burada başlıyor. Bu yağların koku molekülleri burundaki koku reseptörleri tarafından beynimize ulaşıyor, koku hafızamızı etkiliyor ve bizde çeşitli duyguların uyanmasına neden oluyor. Böylece yağların etkisiyle kendimizi daha enerjik, canlı, rahatlamış ve stresten arınmış hissediyoruz.
Aromaterapi yağları temel olarak iki şekilde kullanılıyor; cilde sürülüp, cilt tarafından emilmeleri sağlanıyor ya da kokuları teneffüs ediliyor. Aromaterapi uzmanlarının tavsiyesiyse, her iki yöntemi beraber kullanmak. Teneffüs edilen yağ; etkisini 10 dakika içerisinde göstermeye başlıyor. Yağdan yayılan partiküller, solunum yolundan geçiyor ve direkt olarak beynin hafıza ve duyguları kontrol eden bölümünü etkiliyor. Bu da bizim ruh halimizi büyük ölçüde değiştiriyor. Yağları, masajla cilt üzerine sürmekse, cilt tarafından emilmelerini ve kan dolaşımına karışmalarını sağlıyor. Vücut emdiği yağın ihtiyacı kadar olan bölümünü kullanıyor, geri kalan kısmıysa atılıyor. İşte bu nedenle, hamilelerin de aromaterapi yağlarını kullanırken dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü yetişkinler için hiçbir sakıncası olmayan maddeler bebek üzerinde toksik etki yapabiliyor. Uzmanlar, bebek bekleyenleri masajda hamilelere özel hazırlanmış yağlar haricindekileri kullanmamaları konusunda uyarıyor.
Bitkilerin kalbi
Aromaterapide özyağlar kullanılıyor. Çünkü özyağlar diğer yağlara kıyasla cilt tarafından çok daha kolay ve hızlı bir şekilde emilebiliyor. Öz yağın İngilizce karşılığı ise ''essential oil'' ve bu şekilde kullanılıyor. Bitkilerin en güçlü ve aktif özellikleri bitkilerin ilk sıkılışıyla elde edilen yağlarda bulunuyor. Bunlar da saf yağlar olarak tanımlanıyor ve suyla ya da diğer yağlarla karıştırılmadan kullanılmıyorlar. Doğada bulunan hemen hemen tüm bitkiler özyağlara sahip ve aromaterapi uzmanları, aromaterapi seansları sırasında, 400'den fazla bitkiye ait özyağdan yararlanıyor.
Yağlar nasıl etki ediyor?
Özyağlar genellikle, taşıyıcı yani baz yağlara karıştırılıyor ve öyle kullanılıyorlar. Taşıyıcı yağlar arasında en çok kullanılanlar fındık, susam ve bademyağı.
Masajla: Kas ağrılarını ve gerginliği azaltmanın en etkili yolu problemli bölgeye yoğunlaşarak masaj yapmak.
Teneffüs: Sıcak suyun içine, bir kağıt mendilin üzerine ya da yastığınıza birkaç damla yağ damlatarak teneffüs edebilirsiniz. Mum ve tütsüler de aynı amaçla kullanılabilir.
Banyoda: Şampuanlar, banyo jelleri ve sabunlar aromaterapik özellikli olarak sunulsa da etkileri sınırlı. Ama yine de, aynı anda hem teneffüs edildikleri hem de cilt tarafından emildikleri için iki yönlü etki ediyorlar.
Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.
2-) Masaj yağı:
Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir. Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.
3-) Enhelesyon yağı:
Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna 200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan (fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.
Bu alanda oldukça çok natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı (Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg, Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4 defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.
Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici (rejenerasyon) özeliğe sahiptirler. Bu nedenle ne kimyasl nede bitkisel hiç bir ilaç bu iki doğal ilaçın yerini alamaz.
1-) Deri bakımı için eter yağları:
Antimikrobik: Kekik, adaçayı, mele, karanfil, lavanta, limon, terpentin okaliptus
İltihapları önleyici: Papatya, lavanta, civanpercemi
Antimikozit (Mantarları yokedici): Lavanta, mirra, mele, civanpercemi
Haşerelere karşı: B. Itır, karanfil, sedir, civanpercemi, okaliptus
Yara iyileştirici: Lavanta, günlük, gül, neroli, papatya
Dezodorizan (kötü kokuyu yok edici): Selvi, ardıç, limonçayırı, kekik, adaçayı
2-) Sindirim rahatsızlıklarında eter yağının etkisi:
Krampları çözücü: Nane, kimyon, papatya, turunç, rezene
Şişkinliğe karşı: Turunç, nane, reyhan, rezene
Safra arttırıcı: Nane, lavanta, kimyon
Karaciğeri güclendirici: Nane, lavanta, biberiye
İştah açıcı: Turunç, zencefil, anasom, melekotkökü, portakal
3-) Kandolaşımı, kas ve eklem rahatsızlıklarında eter yağını etkisi:
Tansiyon düşürücü: Limon, ylang-ylang, mercanköşkü, lavanta
Tansiyon yükseltici: Biberiye, kekik, okaliptus, nane
Lenefleri çalıştırıcı: Huş, Greyfurt, rezene, limon
4-) İdrar yolları, cinsel organlar ve hormon rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Krampları çözücü: Misk adaçayı, lavanta, yasemin, papatya
Antimikrobik: Mela, bergamiye, sandelodunu, papatya
Cinsel gücü arttırıcı: Kakule, neroli, yasemin, gül, ylang-ylang, misk adaçayı
Süt arttırıcı: Anason, rezene, yasemin, kimyon
Rahimi kuvvetlendirici: Mirra, gül, günlük, oğulotu, yasemin
Adet düzenleyici: Misk adaçayı, rezene, nane, papatya
5-) Nefesyolları rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:
Balğam söktürücü: Terpentin (çam yağı), kekik, mirra, rezene, çam, okaliptus, sandelodunu
Antimikrobik: Huş, greyfurt, limon, rezene
6-) Sinir sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Teskin edici: Bergamiye, limon, oğulotu, papatya, lavanta
Uyarıcı: Neroli, nane, ylang-ylang, yasemin, reyhan
Sinirleri güçlendirici: Oğulotu, lavanta, biberiye, ardıç, papatya, misk adaçayı
7-) İmmün (bağışıklık) sistemini kuvvetlendirici eter yağları:
Ateş düşürücü: Adaçayı, nane, limon, reyhan
Terletici: Biberiye, kekik, papatya
Nasıl ve neden Aromaterapi...
Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim oluşturarak tedavi öngören uygulamalardır.
Vücut ve ruh, aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana gelen bir rahatsızlık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz etkiler oluşturacağı kabul edilir.
Organizmada dengeyi amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini desteklemesi ve iyileştirmesi esasına dayanır.
Bu kapsamda, her hastanın kendine özgü bir hastalık seyri ve dolayısıyla kendine özel bir aromaterapik uygulaması varolmaktadır. Bu şekilde, iki ayrı kişide görülen aynı hastalığın tedavisi birbirinden farklılıklar gösterebilmektedir.
Standart tedavi usulleri aromaterapi için de varsayılmakla birlikte, bu şekildeki uygulamalar hastalığa ait göstergeleri bastıracak ancak hastalığın ortaya çıkmasını engelleyemeyecektir.
Aromaterapi, hastalığın seyrine yönelik doğru yağların birleşimi ile oluşan bir tedavi öngörse de, bu tedavinin kapsamı sadece ele alınan hastalığın tedavisine yönelik olmakla kısıtlanmamakta, aynı şekilde hastayı etkileyebilecek çevresel (stres, çevresel kirlilik, diet, spor, vb.) faktörler de göz önünde bulundurulmaktadır.
Aromaterapi, bilgi ve beceri ile uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir. Ancak, bazı bitki türlerinin yağlarının oldukça zehirli olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, bir çay kaşığından bile az miktarda okaliptus yağının ağız yolula alınması muhtemel ölüme sebebiyet verecektir. Zehirli olmayan ölçülerde bile aromaterapi esaslarına uygun olarak kullanılmayan bazı yağlar, organizmaya zarar verebilir.
AROMATERAPİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Aromatiklerin Psikolojisi
Aromatik maddeler, çok eski zamanlardan beri psikolojik etkileri için kullanılmıştır. Bir çok kayıt, bu maddelerin gerek parfüm olarak, gerekse Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarına ait dini törenler ile tarih boyunca günümüze kadar gelmiş olan çeşitli kullanım alanlarına tanıklık etmektedir. Aromatik maddeler oldukça uzun süredir cinsel çekicilik ya da dini duyguların uyandırılması için kullanılsa da, psikoloji ve koku arasındaki ilişki üzerine çok az modern araştırma mevcuttur.
Açıktır ki evrimsel olarak bakıldığında, koku, duyularımız içerisinde en ilkel ancak en önemli olanıdır. Ceninde koklama sistemine ait hücreler beyin hücrelerinden daha önce gelişirler ve koku alma sinirleri vücutta yenilenmeye uğrayan tek sinir hücreleridir.
Bu ve bununla birlikte diğer bir çok anotomik özelliği, bu duyunun ruhsal durum ile sıkıca bağlı olmasını sağlar. Koklama; beyinle dış dünya arasındaki en doğrudan bağlantıdır. İçgüdü, ruh hali, hafıza, duygular ve de hormonal sistem ile de yakından ilişkilidir.
Kokuların ruhsal durumumuzu etkilediği hepimiz tarafından bilinir.
Bazı kokular zevk verir, bazıları sadece birini etkilerken, diğerleri duyguların belli belirsiz gölgelerini çağrıştırır, bir kısmı bir anının canlanmasını sağlarken, bazı kokular refleks uyarısı nedeni ile korkunç olabilir ve hatta kusmaya yolaçabilir.
Cinsel açıdan çekici hoş kokulu kimyasalların-pheromene- hayvan yaşamında-insan da dahil- genellikle de bilinçaltı etkilerinin varlığının keşfi bilimsel tutuculara bile kokunun davranış veAromaterapi çok eskilere dayanan bir terapi yöntemidir, Hindistan, Çin uygarlığında başlamış, Mısırda ise mumyalamada ve ayinlerde kullanılmıştır, Mısırdan Yunan uygarlığına oradan da dünyaya yayılmıştır.Kimyasal ilaçların sanayileşme devri ile ortaya çıkması ile aromaterapi terapileri gündemden kaybolmuş fakat modern dünyada Fransız kimya doktoru Gattefosse bitkisel yağların iyileştirici etkisini kanıtlayarak tekrar gündeme getirmiştir.
Bitkilerde doğal olarak oluşan yağların, bitkinin gerçek özü olduğu ve de hiçbirinin diğerine eşit olmadığı düşünülmektedir. Bitki metabolizmasının artıkları da olabilecek bu ürünlerin, tam olarak ne olduğunu hiç kimse bilmemektedir. Bunlar bitkinin değişik bölümlerinde oluşur ve dolaşırlar, örneğin akşamları çiçeklerde çok yoğun olan esanslar, sabahları yapraklarda toplanabilir. Bir bitkinin özel bir yerinden elde edilen bir esansın kimyasal ve tıbbi özellikleri, bitkinin ait olduğu kısmına göre farklılıklar gösterebilir. Örneğin portakal ağacı çiçeğinden elde edilen esans, insan vücudunda, portakal kabuğundan elde edilene göre çok farklı etki gösterir. Onun için yağları ve özelliklerini çok iyi bilmek gerekir.
Uçucu Yağlar (Essential Oils)
Dünyada her organın ve organizmanın gözle görülemeyen ve ölçülemeyen bir enerjisi (ruhu) vardır. Bitkilerde ise bu enerji, onların uçucu yağlarında saklıdır.
Yağ özleri bitkilerin hormonu sayılır ve bizim vücudumuzdaki hormonlara eş değerde bir görev üstlenir (canlandırıcı, ateşleyici, aracı). Bu uçucu yağ özleri bitkinin içinde dolaşarak ve hormonlarını şekerli ortamda birbirine bağlayarak, bitkinin bütün yaşamı boyunca, çok az miktarda üretilirler.
Uçucu yağ özleri, elde edildikleri bitkilerin yapısına göre insan vücudunda iyileştirici etki yaratır. Bu etkinin doğru elde edilmesi için gerekli miktarlarda ve uygun yöntemlerle uygulanması gerekir. Terapide kullanılan uçucu yağlar, kan dolaşımı yolu ile arzu edilen bölgeye ulaşırlar. Örneğin, baş ağrısı için kullanılan bir ağrı kesici ilacın, kan dolaşımı yolu ile sinir sistemine ulaşıp ağrıyı kesmesi gibi, aroma yağları da aynı etkiyi yaratır. Buradaki tek fark, aroma yağlarının sinirleri yatıştırmak yerine, ağrıya neden olan dengesizliğin düzelmesi için gerekli ortamı yaratmasıdır. Uçucu yağlar doğal ürünlerdir ve yan etkileri çok azdır. Doğru kullanılırsa farmakolojik ilaçlardan faydalıdır.
Temel Yağlar (Base oils)
Çoğu bitkisel özlü yağlar aromaterapide taşıyıcı yağ olarak kullanılabilir. Seçilen yağın yapısı ve tedaviye uygun olması alınacak sonucu güçlendirir. Genellikle yüz bölgesinde kullanılacak olan bir yağın hafif yapıda ve vitaminli olması, tedavinin etkisini güçlendirir. Örneğin yay oba yağı veya çayır nergisi yağı, ciltte genel yatıştırıcı ve iyileştirici etki yarattığı için, cilt problemlerinde kullanılması, tedavinin etkisini güçlendirir. Bin bir delik otu yağı, sinirsel gerginlik veya depresyon durumlarında uygulandığında çift etki sağlar. Buğday tohumu yağı ise, güçlü E vitamini içerdiği için yaşlı kişilerde uygulanması daha uygundur, vs. Burada esas olan bakım esnasında seçilecek yağın kişinin terapi amacına uygun olması ve terapinin etkisine uyum sağlamasıdır. Örneğin, uyarıcı bir terapide aşırı uyuşturucu etkideki bir yağ kullanılmazken, aşırı sinirli olan bir kişi tedavi ediliyorsa, ağır koku bırakabilen bir temel yağ seçilmemelidir. Örneğin; zeytinyağı.
Doğanın mucizesi: Aromaterapi
Hepimiz masajlarla, arınma kürleriyle ve bitkisel yağlarla pek ilgilenir olduk. Ama bu konuda ne kadar bilinçliyiz? İşte size aromaterapiden faydalanmanız için hiçbir yerde bulamayacağınız bir rehber!
Nedense aromaterapi lafını duyunca insanın tüm kasları gevşiyor... Şöyle bir rahatlıyor, çıplak vücuduna akıtılan yağları düşlüyor, burnuna galipten çiçek kokuları geliyor. Zaten bunu fark eden pazarlamacılar da bu yüzden, şampuandan el losyonuna pek çok ürünü ''aromaterapik'' olarak pazarlamaya başladılar. Ancak çok derin bir bilgi ve uzmanlığı gerektiren aromaterepiyi; yani saf yağları ve güçlerini bir kelimeyle sınırlamak çok da doğru değil. Peki, ama aromaterapi tam olarak ne anlama geliyor? Biz, adını son zamanlarda duysak da aromaterapi yani ''kokunun iyileştirici gücünden yararlanma'' yöntemi yüzyıllar öncesinden beri biliniyor.
Şifa kaynağı olarak bilinen aromaterapide, bitkilerden buharla damıtma ve sıkma yöntemiyle çıkarılan öz yağlar kullanılıyor. Zaten asıl heyecan da burada başlıyor. Bu yağların koku molekülleri burundaki koku reseptörleri tarafından beynimize ulaşıyor, koku hafızamızı etkiliyor ve bizde çeşitli duyguların uyanmasına neden oluyor. Böylece yağların etkisiyle kendimizi daha enerjik, canlı, rahatlamış ve stresten arınmış hissediyoruz.
Aromaterapi yağları temel olarak iki şekilde kullanılıyor; cilde sürülüp, cilt tarafından emilmeleri sağlanıyor ya da kokuları teneffüs ediliyor. Aromaterapi uzmanlarının tavsiyesiyse, her iki yöntemi beraber kullanmak. Teneffüs edilen yağ; etkisini 10 dakika içerisinde göstermeye başlıyor. Yağdan yayılan partiküller, solunum yolundan geçiyor ve direkt olarak beynin hafıza ve duyguları kontrol eden bölümünü etkiliyor. Bu da bizim ruh halimizi büyük ölçüde değiştiriyor. Yağları, masajla cilt üzerine sürmekse, cilt tarafından emilmelerini ve kan dolaşımına karışmalarını sağlıyor. Vücut emdiği yağın ihtiyacı kadar olan bölümünü kullanıyor, geri kalan kısmıysa atılıyor. İşte bu nedenle, hamilelerin de aromaterapi yağlarını kullanırken dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü yetişkinler için hiçbir sakıncası olmayan maddeler bebek üzerinde toksik etki yapabiliyor. Uzmanlar, bebek bekleyenleri masajda hamilelere özel hazırlanmış yağlar haricindekileri kullanmamaları konusunda uyarıyor.
Bitkilerin kalbi
Aromaterapide özyağlar kullanılıyor. Çünkü özyağlar diğer yağlara kıyasla cilt tarafından çok daha kolay ve hızlı bir şekilde emilebiliyor. Öz yağın İngilizce karşılığı ise ''essential oil'' ve bu şekilde kullanılıyor. Bitkilerin en güçlü ve aktif özellikleri bitkilerin ilk sıkılışıyla elde edilen yağlarda bulunuyor. Bunlar da saf yağlar olarak tanımlanıyor ve suyla ya da diğer yağlarla karıştırılmadan kullanılmıyorlar. Doğada bulunan hemen hemen tüm bitkiler özyağlara sahip ve aromaterapi uzmanları, aromaterapi seansları sırasında, 400'den fazla bitkiye ait özyağdan yararlanıyor.
Yağlar nasıl etki ediyor?
Özyağlar genellikle, taşıyıcı yani baz yağlara karıştırılıyor ve öyle kullanılıyorlar. Taşıyıcı yağlar arasında en çok kullanılanlar fındık, susam ve bademyağı.
Masajla: Kas ağrılarını ve gerginliği azaltmanın en etkili yolu problemli bölgeye yoğunlaşarak masaj yapmak.
Teneffüs: Sıcak suyun içine, bir kağıt mendilin üzerine ya da yastığınıza birkaç damla yağ damlatarak teneffüs edebilirsiniz. Mum ve tütsüler de aynı amaçla kullanılabilir.
Banyoda: Şampuanlar, banyo jelleri ve sabunlar aromaterapik özellikli olarak sunulsa da etkileri sınırlı. Ama yine de, aynı anda hem teneffüs edildikleri hem de cilt tarafından emildikleri için iki yönlü etki ediyorlar.
Tesekkur ederim aromaterapi
YanıtlaSilHocam sitenizi çok beğendik. gümüş kolye sitemiz üzerinden farklı çeşitlerde gümüş kolyelere ulaşabilirsiniz ve aynı zamanda gümüş alyans satın alabilirsiniz.