Bedende belli akupunktur noktalarının üzerine basarak, ovarak ve farklı uygulamalarla manipüle edilmesi tekniğine Akupresür adı verilir. Akupunktur ile aynı ilkeleri kişinin kendi kendine elleri ile baskı yaparak uygulayabileceği bu basit kendi kendine yardım tekniği özellikle baş ağrıları ve bulantılarda etkilidir.
Felsefesi
Akupunktur noktaları meridyen olarak bilinen belli enerji hatları üzerinde bulunan noktalardır. Meridyenler bedenin ana caddeleri, akupunktur noktaları ise merkezî duraklar olarak da düşünülebilir. Bedenimizde organlarımız her an yaşamsal enerji üretir (“chi”). Kan dolaşımı ve nefes (oksijen alış verişi) bedenimizin en temel enerji akımını temsil eder. Birçok nedenle bu enerjinin serbest akımı engellenirse fiziksel sıkıntılar oluşur. Akupresür ile bedenimizdeki enerji akışı dengelenir ve tüm organ, sistem ve dokularımız ahenk içinde çalışabilir.
Tarihçesi
Akupunktur 5000 yıl önce Asya'da gelişti. Akupresur akupunktur ile aynı sistemdir, farkı uyarı noktalarına özel iğneler ve yetişmiş kişilerce değilde kendi kendine parmak uçları ile baskı yapılmasıdır. Akupresurun akupunkturdan daha eski bir yöntem olduğu söylenmektedir. Bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Her an, her yerde kendi kendine uygulanabilecek basitliktedir.
Nasıl yapılır?
• Öğrendiğiniz ya da hassas noktaları parmaklarınızla tesbit edin
• Bu noktaya ufak dairesel hareketlerle giderek artan bir basınç uygulayın
• Basıncı azaltın
• Bu dokun – baskı yap – bırak döngüsüne 30 saniye daha devam edin
Bütün bu döngüyü günde iki-üç defa, kendinizi daha iyi hissedinceye kadar devam edebilirsiniz.
1. Aküpresür nedir?
Aküpresür tedavisi akupunktura benzemektedir. Özellikle meridyenler yöntemi ve vücudu noktalara ayırma sistemi benzer şekilde uygulanmakta. Aküpresürün akupunkturdan en büyük farkı iğne yerine el ya da ayaklar yardımıyla hastanın belirlenen bölgelerine basınç uygulanıyor olması. Bu şekilde kaslar gevşetiliyor, kan dolaşımı hızlandırılıyor ve vücut kuvvet kazanıyor.
Aküpresür yönteminin akupunkturdan daha eski bir tarihi bulunmaktadır. Bu yöntem ilk olarak Çinliler tarafından uygulanmaya başlamış. Daha önceden tespit edilen bölgelere hafif basınç uygulamanın, o bölgede bulunan ağrıları azalttığı ve vücudun diğer bölümlerini de olumlu şekilde etkilediği tespit edilmiştir. Çinliler aküpresür yerine bir süre sonra geliştirdikleri akupunkturu kullanmaya başlamışlar
Aküpresürün tedavi edici etkisinden çok ağrıları giderici bir analjezik gibi görülmesi gerekmektedir. Aküpresürün amacı kan dolaşımını hızlandırmak, kişinin ağrılarını en alt düzeylere indirmek ve kişiyi rahatlatmaktır.
Aküpresür yapabilmek için ağrının geldiği yer belirlenmeli bu alana hafif bir basınç uygulanmalıdır. Aküpresürün en ince noktası da ağrının geldiği alanı iyi tespit etmek ve basıncı gerekli ölçüde yapabilmektir. Uygulama sırasında kişi asla acı duymamalıdır aksi taktirde işlem yanlış yapılıyor demektir.
Aküpresür oldukça kısa sürede öğrenilebilen bir yöntemdir. Fakat bazı kişiler üzerinde uygulama yapılması doğru değildir. Özellikle hamilelerde, madde bağımlılarında, yeni yemek yemiş olan kişilerde, kullanılmamalıdır.
Uzman olmayan fakat aküpresür yapmak isteyen kişilerin yanında mutlaka uzman biri olmalıdır. Böylece hata yapılmasını önlenmiş olur. Aküpresür yatarken ya da otururken uygulanmalıdır.
Aküpresür, ilk defa Çinliler tarafından uygulanmaya başlanan, tedavisi itibarıyla akupunktura benzeyen bir yöntemdir.
Aküpresürün tarihi akupunkturdan daha eskilere dayanmaktadır. Çinliler bir süre sonra akupunkturu geliştirmişler ve aküpresürün yerine onu kullanmaya başlamışlardır.
Aküpresür tedavisinde de akupunkturdaki gibi vücudu meridyenler ve belli noktalara ayırıp iyileştirmek esastır. Tespit edilen bölgelere basınç uygulayıp o bölgedeki ağrıları azaltabilirsiniz. Bu işlem, vücudun geri kalan kesimini de pozitif olarak etkileyecektir.
Aküpresürün akupunkturdan farkı, iğne yerine el ya da ayaklarla basınç uygulanıyor olmasıdır. Hastanın iyileştirmeye gerek duyulan bölgelerine el ve ayak basıncı uygulanarak o bölgedeki kaslar gevşetilir. Aküpresür kan dolaşımını hızlandırıp vücudu güçlendirir.
Aküpresür asıl olarak ağrıların giderilmesinde kullanılmaktadır. Ağrıların giderilmesi kişiyi hem bedensel hem de zihinsel olarak rahatlatacaktır.
Aküresür uygulaması çok kolay, kısa sürede öğrenilebilecek bir yöntemdir. Öncelikle ağrının geldiği yer belirlenmeli ve bu bölgeye basınç uygulanmalıdır. Uygulanan basıncın gereken ölçüde olması çok önemlidir; basınç ne çok hafif ne de çok şiddetli olmalıdır. Uygulama sırasında aküpresür uygulanan kişi acı duyuyorsa uygulama hatalı yapılıyor demektir.
Kimlere aküpresür yapılamaz?
Hamilelere
Madde bağımlılarına
Yeni yemek yemiş olan kişilere
Aküpresür yatarken veya otururken yapılabilir. Uygulama sırasında yanınızda mutlaka bir uzmanın olması gerekmektedir.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:
Aküpresür terapileri sırasında giydiklerinizin oldukça rahat kıyafetler olmasına özen gösterin. Yapacağınız fiziksel hareketlerde zorlanmamış olursunuz.
Vücut enerjisinin akışını hızlandırmak için kendi belirleyeceğiniz bir bölgeye parmağınızla basınç uygulayabilirsiniz. Bu bölgeye parmağınızı 1-2 dakika yatay olarak bastırın. Basıncın hissedilebilir seviyede olmasına dikkat edin. Daha sonra basınç uyguladığınız bölgenin etrafında parmağınızla daireler çizin. Şimdi de vücut enerjisinin (Chi) rahatlaması için avuç içinizi o bölgeye yerleştirip, aynı zamanda parmaklarınızla basınç uygulamaya devam edin. Farkında olmadan rahatladığınızı siz de hissedeceksiniz.
Aküpresür meridyen tedavisinden faydalanmak için bir uzmandan yardım almanız gerekmektedir. Böylelikle vücudunuzdaki dengesiz enerji dağılımı tespit edilecek ve buna göre tedavi mümkün olacaktır.
REFLEXOLOJI, 17 ALTERNATİF TEDAVİ YÖNTEMİNDEN BİRİDİR.
BU TEDAVİ KAPSAMINDA; HER ORGANIN AYAK TABANI VE ELDE BAĞLANTILI OLDUĞUBİR BÖLGE VARDIR. VÜCUTTA BİR ORGAN RAHATSIZ İSE, AYAK VE ELDE İLGİLİ BÖLGENİN DERİNLİKLERİNDE SUSAM-MERCİMEK BÜYÜKLÜĞÜNDE FİBROSTİK KİSTLER OLUŞMAKTADIR. BUNLARA DOKUNULDUĞUNDA ŞİDDETLİ AĞRI HİSSEDİLMEKTEDİR. BU PARÇALARI HİSSEDEBİLMEK İÇİN BAŞ PARMAKLA DERİN VE KUVVETLİ BASTIRMAK GEREKMEKTEDIR. HASTALIK YOK İSE PARÇACIK BULUNMAMAKTADIR. ELE GELEN/TESPİT EDILEN PARÇACIKLARIN ÜZERİNE BASTIRARAK MASAJ YAPMAK, RAHATSIZ OLAN ORGANIN SİNİRLER YOLUYLA UYARILMASINI, HIZLI ÇALIŞMASINI VE KENDİNİ TOPARLAMASINI
SAĞLIYOR. EĞER RAHATSIZ ORGAN İYİLEŞİRSE BU PARÇALAR KAYBOLUYOR.
Refleksoloji, binlerce yıl önce Hindistan, Çin ve Mısır'da uygulanmaktaydı.
Eski Mısır'da bu konuyla ilgili MÖ 2400 yıllarına ait (6.hanedan dönemi) duvar resmi bulunmuştur. Bu resimde 2 kişi diğer 2 kişinin el ve ayaklarına reflexology uygulamaktadır. Refleksoloji, ayni zamanda Kuzey Amerika'da nesillerce uygulandı ve daha sonra İnka medeniyetine öğretildi. Modern reflexology, Dr. William Fitzgerald ve Dr. Joe Shelby Riley'in 1920'lerdeki çalışmalarına dayanır. Bilimsel temeli geçen yüzyıla dayanan refleksolojide deri, organlar ve sinirler arasında bağlantı olduğu ispatlanmıştır..
Refleksoloji Nedir?
Refleksoloji, el, ayak ve kulaklardaki belli bölgelere uygulanan çeşitli masaj ve baskı teknikleriyle sağlanan iyileştirme yöntemidir. Refleksoloji, vücuttaki organları da yansıtan enerji bölgelerine dayanır.
Refleksolojide, el ve ayaklar vücudun harita ve aynaları olarak kabul edilir. Bu demektir ki el ve ayaklarda vücudun belirli bölgelerine ve organlarına temas edilmesini sağlayan belirli bölgeler, sinir uçları vardır. Bu noktalara yapılacak masaj ve basınç uygulamaları o noktaların hitap ettikleri organların rahatlatılmasında ve o bölgelere yönelik yapılacak tedavilere destek verilmesine yardımcı olur. Mesela her bir ayakta 7200'den fazla sinir ucu bulunmaktadır. Bu bölgelerdeki belli noktalara basınç uygulanarak vücudun ilgili alanlarına etki edilmiş olunur. Baskı teknikleriyle vücuttaki sirkülasyon sağlanıp vücudun doğal fonksiyonu mekanizması geliştirilmiş olur. Reflexology sırasında kaslar rahatlar, kan basıncı düzelir, vücut ısısı ve neminde değişiklikler olur. 300 den fazla yapılan araştırmada 64 hastalığı kapsayan 18000 vakanın %95'inde relexologynin başarılı oluduğu gözlenmiştir.
Eski zamanlarda insanlar çıplak yürüyerek ya da kayaya ağaca tırmanarak doğal olarak kendilerine reflexology uygulamaktaydılar. Fakat günümüzde bu dengeyi kaybettik. Refleksoloji, bazı spesifik sağlık problemlerini çözmese de semptomların bulunması ve ağrıların giderilmesi konusunda çok etkilidir. Bir reflexology uzmanı tarafından ya da kişinin kendisi tarafından uygulanabilir.
Diyabet gibi uzun süreli sağlık problemlerinde
Hamileliğin ilk 3 ayında
ve diğer özel sağlık durumlarında uzmana başvurmamız gerekmektedir.
Refleksoloji, birçok sebepten dolayı gün geçtikçe daha da popüler olmaya başlamaktadır. Bunlardan bazıları;
Günlük iş ve ev yaşantımızda strese yol açacak bir çok şeyle karşılaşmaktayız. Bilindiği gibi stres pek çok fiziksel ve zihinsel sorunun ana nedeni olup diğer hastalıkların başlangıcı ve tetikleyicisidir. Refleksoloji, stresin azaltılmasına yardımcı olur.
Eski insanlar kadar organik beslenemediğimiz için (hem organik gıda bulmak zor hem de bulduklarımızın bile %100 organik olduğu soylenemz) vücudumuz pek çok mineralden mahrum kalır. Bu da bağışıklık sistemimizin zayıf olmasına neden olur. Refleksoloji, bağışıklık sistemimizi doğal yollarla güçlendirir.
Günümüzde batı medeniyetleri artık ilaç yerine alternatif doğal yollarla tedavi yöntemlerine yönelmiştir. Refleksoloji, gibi doğal bir tedavi yönteminin hem öğrenilmesi hem de uygulanması çok kolaydır.
Refleksoloji uygulayıp ondan faydalananların sayısı arttıkça yöntem daha da önem kazanmaktadır.
Devamı: Refleksoloji - Refleksoloji Nedir
REFLEXOLOJI
1. VÜCUDUN İÇTEN TEMİZLENMESİ, GENEL SAĞLIK AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR..
YAŞADIĞIM BİR TECRÜBENİN VE NETİCESİNDE ÖĞRENDİĞİM BİLGİLERİN SİZE DE İLGİNÇ/FAYDALI GELECEĞİNİ DEĞERLENDİREREK NAKLEDİYORUM.
2. 3 YIL ÖNCE, GÖZLERİMİN ETRAFI SİYAHLAŞMIŞ, VÜCUDUMDA HALSİZLİK VE ŞİDDETLİ AĞRILAR BAŞLAMIŞTI. AMERİKAN HASTAHANE-SİNDE BİR ÇOK İNCELEMELER YAPILDI, ANCAK HİÇ BİR ŞEY BULUNAMADI.
DAHA SONRA GİTTİĞİM ÇİNLİ BİR REFLEXOLOJi UZMANI DOKTOR, AYAKLARIMIN TABANLARINI YOKLADIKTAN SONRA, HİÇ SU İÇMEDİĞİMİ VE BAŞTA KARACİĞERİM OLMAK ÜZERE VÜCUDUMUN BÜTÜNÜYLE KİRLENMİŞ OLDUĞUNU SÖYLEYEREK, EĞER SU İÇMEYE BAŞLAMAZSAM, TAKRİBEN 3 YIL İÇERİSİNDE ÖLECEĞİMİ SÖYLEDI. (BEN GERÇEKTEN O TARİHE KADAR GENELLİKLE SU İÇMİYOR, GÜNDE 20-30 BARDAK ÇAY VE KAHVE İÇİYORDUM.
(ÇİN'DE REFLEXOLOJI ÜNİVERSİTESİNDEN MEZUN DOKTORUN İSMİ REFLEXOLOGIST P.G.WONG, TEL NO: 0060-3-2162 2866/MALEZYA. DIR.)
REFLEXOLOJI, 17 ALTERNATİF TEDAVİ YÖNTEMİNDEN BİRİDİR.
BU TEDAVİ KAPSAMINDA; HER ORGANIN AYAK TABANI VE ELDE BAĞLANTILI OLDUĞU BİR BÖLGE VARDIR. VÜCUTTA BİR ORGAN RAHATSIZ İSE, AYAK VE ELDE İLGİLİ BÖLGENİN DERİNLİKLERİNDE SUSAM-MERCİMEK BÜYÜKLÜĞÜNDE FİBROSTİK KİSTLER OLUŞMAKTADIR. BUNLARA DOKUNULDUĞUNDA ŞİDDETLİ AĞRI HİSSEDİLMEKTEDİR. BU PARÇALARI HİSSEDEBİLMEK İÇİN BAŞ PARMAKLA DERİN VE KUVVETLİ BASTIRMAK GEREKMEKTEDIR. HASTALIK YOK İSE PARÇACIK BULUNMAMAKTADIR.
MR.WONG'DAN BU KONUDA EPEYCE BİLGİ ÖĞRENDİM VE KİTAPÇILARDAN BULABİLDİĞİM BÜTÜN KİTAPLARI ALDIM. HALEN KENDİ AYAKLARIMIN VE ELLERİMİN İLGİLİ BÖLGELERİNİ YOKLAYARAK SAĞLIK DURUMUMU ANLAYABİLİYORUM. ELE GELEN/TESPİT EDILEN PARÇACIKLARIN ÜZERİNE BASTIRARAK MASAJ YAPMAK, RAHATSIZ OLAN ORGANIN SİNİRLER YOLUYLA UYARILMASINI, HIZLI ÇALIŞMASINI VE KENDİNİ TOPARLAMASINI SAĞLIYOR. EĞER RAHATSIZ ORGAN İYİLEŞİRSE BU PARÇALAR KAYBOLUYOR. (AYAK VE ELDEKİ KALP BÖLGESİNE DOKTOR NEZARETİ OLMADAN MASAJ YAPILMAMAKTADIR.)
A. AYAK HARİTASINA ULAŞABİLECEĞİNİZ WEB ADRESİ AŞAĞIDADIR :
http://www.reflexology-research.com/Images/foot.jpeg
B. EL HARİTASINA ULAŞABİLECEĞİNİZ WEB ADRESİ AŞAĞIDADIR :
http://www.reflexology-research.com/handchart.html
3. SONUÇTA ÇİNLİ DOKTOR BANA HER SABAH UYANDIĞIMDA; AÇ KARNINA BİR BÜYÜK BARDAK ILIK SUYUN İÇİNE BİR TATLI KAŞIĞI ELMA SİRKESİ KOYARAK İÇMEMİ ÖNERDİ. ELMA SİRKESİ VÜCUTTAKİ KİRLERİ/BİRİKİNTİLERİ ERİTİYOR, SU İSE ATIYORMUS, ELMA SİRKESİNİN PH (ASİT DEĞERİ) VÜCUDUN PH DEĞERİ ILE AYNI OLDUGUNDAN KİRLERİ ERİTİRKEN, VÜCUDUN HÜCRELERINE ZARAR VERMİYORMUS, AYRICA GÜNDE EN AZ 1.5 LITRE SU İÇMEK ÇOK ÖNEMLİYMİŞ, VÜCUDUN ZEHİRLERİNİN VE İHTİYAÇ DUYMADIĞI FAZLA/BİRİKMİŞ MADDELERİNİN ATILMASINI SAĞLI-YORMUŞ. ELMA AYRICA VİTAMİN-MİNERAL DEPOSUYMUŞ. ÇİNLİ DOKTORUN DEDİĞİNİ UYGULADIKTAN 4 GÜN SONRA GÖZLERİMİN ETRAFINDAKİ SİYAHLIKLAR KAYBOLDU, 10 GÜN SONRA AĞRILARIM GEÇTİ VE KENDİMİ ÇOK İYİ HİSSETMEYE BAŞLADIM. SİZE DE TAVSYE EDERİM, 1 HAFTA SONRA KENDİNİZİ GERÇEKTEN ÇOK SAĞLIKLI HİSSETMEYE BAŞLAYACAKSINIZ.
Nedir ?
Arkadaşlar yine herzamanki gibi kendi kendinize uygulayabileceğiniz bir uygulama hakkında bilgi paylaşmak istiyorum.Eski çin tıbbının en güzel tarafı bedene zarar vermeden kendi kendinize yapabiliyor olmanız,artik çalışıp sağlığınızı daha iyi hale getirmek sizin elinizde,unutmayalim ki emeksiz güzel şeyler olmuyor...Yapilacak en zor emek ise elinizi bedeninize koymak parmaklarınızı kullanmak.Reiki uygulamalarındada yapılan aynı şey ama tabi bu tekniğide kullanın derim , Konuyla ilgili :
Eller, ayaklar ve kulaklarda bulunan özel refleks noktalarının, vücudun diğer organlar ve salgı bezleri ile bağlantılı olması temeline dayanan bilimdir.
Video için
http://www.goruntugayet.net/refleksoloji...11255.html
http://www.metacafe.com/watch/yt-JI0Zwj_...fleksoloji
http://www.metacafe.com/watch/yt-ujuHWgi...fleksoloji
Refleks noktalarına basınç uygulanarak vücuttaki sinirler ve kan dolaşımı uyarılır, böylece rahatsızlıklar giderilir. Akupunktur prensiplerine benzer şekilde, refleksoloji vücudun enerji akımını uyararak iyileşme ve fiziksel fonksiyonlarda dengeyi sağlar. Vücuttaki organlar çeşitli yollardan akan enerjiyle bağlantılıdır. Uyarılan bölgedeki organlar ve salgı bezleri fonksiyonlarını yerine getiriyorsa, değişikliğe uğramayan rahat bir enerji akımı olur.
En yaygın kullanılan refleksoloji formu ayaklara uygulanan basınçtır. Ayak refleksolojisti, kişinin ayaklarındaki belirli noktalara başparmağıyla tazyik uygulayarak, bu noktanın vücutta ilintili olduğu alanda rahatlama sağlar. Bu anlamda da refleksoloji bir bilim olduğu kadar, tekniği uygulayan uzmanların becerisine ve zarafetine dayanan bir sanattır. Refleksoloji, bilim olarak 19. yy’da ortaya çıkmasına rağmen tedavi, eski Mısır, Hindistan ve Çin’e kadar uzanır. Bu uygulamanın, batı dünyasına ‘alan terapisi’ olarak tanıştırılması 1913 yılında Dr. William Fitzgerald tarafından olmuştur. Dr. Fitzgerald, ayak ve ellerde bulunan özel refleks noktalarının, aynı bölgeler içindeki vücudun diğer organlarıyla bağlantılı olduğuna dikkat çekmiştir.
Refleksolojinin pek çok yararı vardır. Önde gelen yararları şunlardır:
Stresi azaltır ve rahatlama sağlar: Stresin vücudumuz üzerindeki olumsuz etkisi verilerle sabittir. Kalp hastalığı, tansiyon, solunum bozuklukları, vb. sorunların %75’i stres kaynaklıdır. Bu etkeni azaltmak başlı başına bir önlemdir. Dolaşımı hızlandırır, toksinleri atar: Kan, vücudumuza yararlı besin maddelerini taşıdığı gibi toksinleri ve artık maddeleri de dışarı atmaya yardım eder. Günlük hayattaki stres, dolaşımı yavaşlatır. Refleksoloji ise kan dolaşımını hızlandırarak vücudun besin alımını ve toksin atımını çoğaltır.
Enerjiyi canlandırır: Çoğumuz zaman zaman ortaya çıkan motivasyon azalmasından, dikkat eksikliğinden, ya da fiziksel yorgunluktan şikayet ederiz. Bunlar enerji azlığından kaynaklanır. Rekleksoloji kendimizi iyi hissetmemizi sağlayarak, enerji seviyesini yükseltir ve tekrar canlanmamızı sağlar.
Genel sağlık önlemi: Hepimizin bildiği üzere başımıza herhangi bir problem gelmeden önleyici tedbirler almak, sadece sağlık açısından değil para ve zaman açısından da yararlı olmaktadır. Refleksoloji tedavisi gören kişiler, soğuk algınlığı ve gribe karşı daha kuvvetli olduklarını, gün içindeki stresli durumlarla daha iyi başa çıkabildiklerini ve genel anlamıyla hayata daha olumlu baktıklarını belirtmişlerdir.
Refleksolojiyi ilk defa deneyen birçok insan, bu terapiyi genel vücut masajından çok daha rahatlatıcı bulmuştur. Terapi sırasında tek yapmanız gereken ayaklarınızı açıkta bırakmaktır. Refleksolojist sizinle ilgilenirken oturabilir ya da yüzüstü yatabilirsiniz. Sakinleştirici müzik ve gevşetici yağlar eşliğinde, fevkalade rahatlatıcı hatta sizi şımartan bir deneyim geçirebilirsiniz. Terapinin tüm vücudunuzdaki yararlarını göz ardı etmeyin. Özellikle dolaşım, sinir ve lenf sistemleri üzerindeki etkisini kısa sürede fark edebilirsiniz.
Refleksoloji, sağlıklı kalmak için ayaklardaki refleks noktalarını uyarmaya dayanan bir yönetimdir. Vücudun her bölgesinin ayaklarda bulunan belirli bir noktaya karşılık geldiği ve bunlara uygulayacağınız basınçlarla tüm vücudu gevşetip dengeleyebileceğiniz ve hatta bir dizi rahatsızlığın sağaltımına yardımcı olabileceğiniz teorisinden yola çıkar. Örneğin mide sorunları, ayağın yuvarlak ve etli yerinin hemen altına, baş ağrıları da ayak başparmağına uygulanacak bir basınçla giderilebilir. Noktalarının çoğu tabanlardadır, ancak ayağın üzerinde ve bilek çevresinde de birkaç nokta vardır. Refleksoloji uzmanları, vücudun herhangi bir yerindeki rahatsızlığın ayakların bu bölgeye karşılık gelen noktasındaki duyarlılıkla dışarı yansıdığını söyler; hastalıkları teşhis ettiklerini iddia etmezler ama iyi bir terapist vücudun neresinde bir zayıflık olduğunu rahatlıkla bulabilir. Ayaklar çok karmaşık bir yapıya sahiptir, ayak sorunları da (nasır ve sertlikler) duruşla ilgili veya daha başka rahatsızlıklara yol açabilirler. Akciğer sorunları olan insanların ayaklarının yuvarlak kısımlarında (akciğerlere karşılık gelen bölge) sertleşmelerin sık görülmesi ve ayak başparmaklarının altında yara olanların da boyun sorunlarının olması çok mümkündür.
Refleksolojinin nasıl işlediğine dair hiçbir bilimsel açıklama yapılmasa da yöntem çok başarılıdır. En azından, ayaklara bu şekilde masaj yapılması son derece gevşeticidir. Ve bu genel sağlığa da yansır. Gergin kasların kan damarlarını dolaşımı kısıtlayacak ölçüde büzmesi azalır, kanın serbestçe dolaşması, hücrelere besin dağıtması ve atıkları gidermesi sağlanır. Refleksoloji, bunun yanı sıra pek çok ayak sorununu da çözer
Kendi Kendine Refleksoloji
Başka birinin yapmasından daha az gevşetici olsa da, kendi kendinize de etkili bir refleksoloji uygulayabilirsiniz. Refleksoloji uzmanları, sağlıklı kalabilmek için her gün ayaklarınızın üzerinde çalışmanızı önerirler. Sağlıklı bir vücut sağlıklı ve ağrısız ayaklarla kendini belli eder, siz de artık ayaklarınıza bakım yapmaya özen göstermelisiniz.
Ya bir ayağınızı diğer bacağınız uyluğuna koyarak oturun ya da bir bacağınızı bükerek uzanın ve diğer ayağınızı dik duran uyluğunuza yaslayın. Yukarıda verilen sırayı izleyerek tüm ayağınızda yavaş yavaş çalışın. Ağrılı ya da duyarlı olan bölgelerde özel bir çaba harcayın: Basıncı aşamalı bir şekilde arttırın ve ağrıyı yayarak gidermeye çalışın. Birkaç kez tekrarlayın.
kaynak linkler :
http://www.refleksoloji.org
Ayak refleksoloji, basit ve etkili bir tamamlayıcı tedavi yöntemidir. Bu yöntemle ayak tabanındaki belirli bölgelere yumuşak bir şekilde masaj yaparak belirli rahatsızlıkları iyileştirebilir ve genel anlamda fiziksel, duygusal ve zihinsel sağliğınızı geliştirebilirsiniz.
Refleksoloji ayaklarda bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarına, el ve parmaklarla uygulanan bir baskı tekniğidir. Bu yöntemle bedenin kendi kendine tedavi etme mekanizması harekete geçirilir ve bedende fizyolojik bir rahatlama sağlanır.
İyileşmeye giden yolda bugün yürümeye başlayın.
Refleksolojinin birçok hastahane, bakımevi ve tedavi merkezinde niçin bu kadar yaygın biçimde kulanıldığını kendiniz keşfedeceksiniz.
İlk anda bazı noktalar acıyacaktır.
( bunlar bedendeki ağrıyan bölgelerin kulaktaki refleks noktalarıdır ). kısa bir süre sonra bu ağrılar kaybolacaktır.
2 -3 dakika bu masajı yapmanız yeterli olur. İsterseniz uzatabilirsiniz de. Zaten masajın sonuna doğru bedeninize bir sıcaklıklığın yayıldığını hissedeceksiniz. Bunun ardından ağrılarınızın azaldığını ve kaybolduğunu da...
Hiç bir yan etkisi olmayan bu uygulamayı herzaman her yerde kendinize ve ağrısı olan yakınlarınıza uygulayabilirsiniz.
Tarihçesi;
Refleksoloji'nin tarihi 5000 yıl öncesine, Mısır Firavunlarına kadar uzanmaktadır. Tarihte Refleksoloji'nin Hindistan'da, Japonya'da, Çin'de ve Amerika'nın yerli Kızılderili medeniyetlerinde bilindiği kaydedilir. Refleksoloji'yi çok sonra, 1900'lü yıllarda, Dr. William Fitzgerald yeniden keşfedecektir. Dr. Fitzgerald Refleksoloji'yi, bir ağrı kesme yöntemi olarak kullanmıştır. Zamanla, Amerika kıtasından dünyanın dört bir köşesine yayılan Refleksoloji, ayaklardaki belli refleks noktalarının bulunmasıyla yavaş yavaş bugünkü şeklini almaya başlamıştır.
Meslektaşı olan Doktor E. Bovvers ise, 1916'da Doktor Fitzgerald tarafından ileri sürülen bu tedaviyi herkese anlatmış ve beraber yaptıkları bazı buluşları 1917 yılında "Bölgesel Terapi" adında bir kitapta toplamıştır.
Fitzgerald, vücudu baştan başlayıp ayaklara inen, ayakların altlndan vücudun arkasına geçip başta biten eşit genişlikte 10 dilime bölmüş. Örneğin vücudun sağ tarafındaki ikinci dilimde yer alan bir ağrı, sağ ayakta ikinci dilimde hassas bir bölge oluşturuyor. Bu terapiye göre ağrının tedavisi ayaktaki ilişkilendirilmiş noktadan mümkün olabiliyor. REFLEKSOLOJİ Nedir? Refleksoloji Neye Yarar? Refleksoloji Nasıl Uygulanır? El ve ayak sinir noktaları ile rahatsızlıkları anlama ve teşhis etmeye yarayan refleksoloji bilimi hakkında geniş bilgi… Refleksolojinin Uygulandığı Alanlar nelerdir? Refleksoloji tarihi…
Refleksoloji Nedir?
Refleksoloji, bugün destekleyici ya da tamamlayıcı tedavi dediğimiz tedaviler arasında yer almaktadır. Refleksoloji sinir noktalarını belirli tekniklerle uyarmanın ortaya elektrokimyasal mesajları çıkardığını bununda nöronların yadımı ile ilgili organı uyardığını savunur.
Bunun yanısıra psikolojide özellikle panik atak ve depresyon hastalığının tedavisinde destekleyici olarak uygulanmakta olup, başta Rusya ve Amerika’daki engelliler üzerinde özellikle otistik ve spastik engelli çocuklar ile felçli hastalar olmak üzere birçok engel grubunda ciddi gelişmelerin ortaya çıkması sebep olmuştur..
Çin kaynaklı olan ve geçmişi 5 bin yıl öncesine dayanan refleksoloji, ilaç kullanılmadan, sadece ellerin ve ayakların belirli bölgelerine masaj yapılarak uygulanan alternatif bir tedavi biçimi. El ve ayaklarda, bedenin bütün bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarına el ve parmaklarla uygulanan bir masaj tekniği. Ayak ve elin belirli bölgeleri, saat yönünde 30-45 dakika ovulur. Bu şekilde vücudun kendi kendini tedavi etme mekanizması harekete geçirilir ve fizyolojik bir rahatlama sağlanır. Her bir ayakta 7 bin 200′den fazla sinir ucu bulunmaktadır.
Refleksolojinin Tarihi Nedir?
Yaklaşık on iki bin yıllık bir geçmişi olan refleksolojinin ilk uygulama yeri geleneksel tıbbın doğuş ve uygulama yeri olan eski Çin ve Mısır’ dır.
Tarihte İnka ve Çin medeniyeti migren, bel – boyun fıtığı, troid ve mide rahatsızlıkları olmak üzere bütün nörolojik hastalıklarda bu yöntemi uygulamışlardır. Bunun yanısıra refleksoloji terapisinin bireyi günlük stres ve anksiyateden uzaklaştırıp rahatlattığı bilinmektedir..
Refleksoloji Nasıl Uygulanır?
Bu yönteme göre ellerimiz ve ayak tabanlarımızda vücudumuzun son bulduğu sinir noktaları mevcuttur. Bir başka deyişle her organın el ve ayak tabanında yansıdığı bir nokta vardır.
Örneğin; ayaktaki karaciğer noktasına yapılan refleksoloji uygulaması karaciğeri uyarır.
Refleksolojinin Uygulandığı Alanlar
* Stres ve anksiyete (kaygı – bunaltı)
* Panik atak
* Sınav stresi
* Depresyon
* Bel – boyun fıtığı – mide reflüsü
* Eklem ağrıları
* Dikkat eksikliği
* Otizm
* Spastik Özürlü (CP SEREBRAL PALSY)
* Motor gerilik (yürüme bozukluğu)
* Kas rahatsızlıkları ve kireçlenme
* Migren
* Hormon sorunları
* Astım
* Alt ıslatma
* Uykusuzluk – hazımsızlık
* Konuşma bozukluğu
Erkekler ve ayakları
İngiliz araştırmacı Jane Sheehan, erkeklerin ayak tabanlarındaki izlerden ve parmak şekillerinden cinsel dürtülerinin açığa çıktığını söyledi. İşte erkek ayaklarının anlattıkları:
Başparmak: Etli ve büyükse sizi kendinden daha çok düşünür. Samimi ve sadıktır. Başparmak genişledikçe, o kadar çok sırlarını sizinle paylaşır. Ancak; sadece üstteki kemiği büyükse soğuk bir kişiliğe sahip olur.
Taban: Taban oyuğu az olan erkekler yalnız kalamaz. Sosyal desteğe ihtiyaçları olur. Düztabanlar ise kararsızdır. Sık sık partner değiştirir.
Parmak uçları: Bükük bir şekilde duruyorsa yalan söylemeye oldukça yatkın anlamına gelir. Hatta yalan söylediklerinde de parmaklarının uçları kıpırdar.
Küçük ayak parmağı: Küçük ayak parmaklarını diğer parmaklarından ayrı olarak oynatabilenler maceraperestir. Bu tür erkekleri elde tutmak ve sıkılmamasını sağlamak için sürprizler yapmalısınız.
Ayak büyüklüğü: Taraklı ve büyük ayaklara sahip olan erkekler aldatmaya yatkındır. Küçük ayaklı erkekler daha tehlikelidir. Aldatmayı bir alışkanlık haline getirirler. Güzel kadınlara düşkündürler.
Refleksoloji, bedenin tüm bölge, organ ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarının bulunduğu ayaklara yapılan bir masaj. Ayak özel bir teknikle basınç uygulanarak veya ovulup uyarılarak bedendeki enerjinin harekete geçmesi sağlanıyor.
Ayak masajında yardımcı hiçbir ilaç kullanılmıyor. Bu nedenle de refleksolojinin yan etkisi yok. Akupunktur gibi refleksoloji de sadece fonksiyonel rahatsızlıklarda başarılı sonuçlar veriyor. Örneğin bir yaranın iyileşmesini, kırık bir kemiğin kaynamasını sağlamıyor. Fakat hazımsızlık, regl döneminde sancılanma, stres, uykusuzluk, sırt ağrısı, romatizma, sinüzit, astım, siyatik ve prostatla ilgili rahatsızlıklara çok iyi geliyor. Hamileliğin ilk üç ayında refleksoloji tavsiye edilmiyor. Refleksologlar ayakları elleriyle muayene ederek, hangi bölge veya organın hasta olduğunu saptıyor, ardından da ayaktaki o noktaya el ve parmaklarıyla
basınç uyguluyor. Tabii masajı yapan kişinin anatomi ve fizyoloji bilmesi şart.
Refleksolojinin Çin'de akupunkturla birlikte keşfedildiği sanılıyor. Ancak Batı dünyası, bu yüzyılın başına kadar refleksolojiden bihaberdi. Onu Batı'ya tanıtan ise Amerikalı kulak-burun-boğaz uzmanı Dr. William H. Fitzgerald oldu. ABD'li doktor, Çinlilerden esinlenerek 'bölgesel terapi'
adını verdiği bir yöntem geliştirdi. 30'lu yıllarda 'bölgesel terapi'yi ayağa yoğunlaştırıp tüm dünyaya tanıtan ise Amerikalı masöz Eunice Ingham. Bugün Britanya, Belçika ve Fransa'da refleksoloji okulları var.
Daha yeni bir teknik olan el refleksolojisi de giderek yayılıyor. Soyunmak veya uzanmak gerekmediğinden, bu masaj yöntemi her yerde, her an uygulanabiliyor.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=63617&tarih=22/01/2003
Günümüzde hastalıklann büyük bir çoğunluğu strese bağlı gelişiyor. Üzüntü, korku, endişe ve benzeri olumsuz duygu ile düşünceler bedende dengesizlikler yaratıyor. Dengesini yitirmiş bir beden de doğal olarak verimli çalışamıyor. İnsan bedeninin randımanlı çalışması için enerji akımının kesintisiz olması şart! İşte, Refleksoloji'de bu noktada devreye giriyor ve bedende serbest enerji akışını sağlıyor.
Refleksoloji, vücutta bulunan tüm organlann karşılığı olan refleks noktalarının ayak tabanında da bulunduğu prensibine dayanıyor. Temelinde, rahatsızlıklann enerjinin belli bir yerde bloke olmasından kaynaklandığı tezi yatıyor. Bu masaj tekniğinde ayaklara uygulanan özel ovma hareketleriyle vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerji çözülüyor. Bunun sonucunda beden fonksiyonları normale dönüyor; vücut kendi kendini iyileştirme mekanizmasını harekete geçiriyor. Son derece basit ve kolay uygulanan bu terapi vücudu stresten arındınyor, rahatlatıyor ve dinlendiriyor. Aynı zamanda vücut toksinlerden arınıyor, dolaşım sistemi güçleniyor ve ağrılar diniyor.
http://www.ipekcaldemir.com/formsante4.htm
Refleksoloji'nin kökeni Milattan 5 bin yıl öncesine, Mısır Firavunlarına kadar uzanıyor. Tarihte Refleksoloji'nin Hindistan'da,Japonya'da, Çin'de ve Amerika'nın yerli Kızılderili medeniyetlerinde de uygulandığı belirtiliyor. Öte yandan, Harry Bond Bressler'in ''Zone Therapy'' adlı kitabında, bazı Orta Avrupa ülkelerinde bir çeşit Refleksoloji tedavisinin 14. yüzyılda uygulandığı yazıyor. Refleksoloji'yi çok sonra, 1900'lü yıllarda Amerika'da Dr. Fitzgerald tekrar keşfetmiş. Dr. Fitzgerald ?Zone Therapy''nin kurucusu olarak tanınıyor. Fitzgerald Refloksoloji'yi ağrı kesme yöntemi olarak kullanmış. Zamanla Amerika kıtasından dünyanın dört bir köşesine yayılan Refleksoloji, ayaklardaki belli refleks noktalarının bulunmasıyla yavaş yavaş bugünkü şeklini almaya başlamış. Vücudumuzdaki organların ayaklara aksettiği noktalarda çalışan aslında Eunice İngham oldu (1879 -1974). İngham, ?Zone Therapy?nin yardımıyla ayaklarda bütün vücudun haritasını çıkardı. Bu çalışma da günümüz 'Refleksoloji'sine büyük katkıda bulunuyor
Funda Çatar
http://www.ipekcaldemir.com/formsante4.htm
Refleksoloji Uzmanı Ipek Çaldemir, bu masajın her yaştaki ve cinsiyetteki insanlara rahatlıkla uygulanabildiğini belirterek, ''Ancak hamileliğin ilk üç ayında tavsiye edilmiyor ve bu dönemde yapılması halinde çok dikkatli davranılması gerekiyor'' uyarısında bulunuyor. Bununla birlikte enfeksiyon, yüksek ateş, kanser ve damar tıkanıklığı gibi ciddi olgularda da önerilmiyor. Bu terapi öngörüşmede belirlenen gereksinime göre haftada iki üç kez uygulanabiliyor.
http://www.ipekcaldemir.com/formsante4.htm
Refleksoloji hem ''koruyucu sağlık'' hem de bazı sıkıntıların hafifletilmesi için uygulanabiliyor. Bu masaj tekniği aşağıdakiler de dahil olmak üzere pek çok şikayetlere yardımcı olabiliyor:
Stres, yorgunluk, uykusuzluk, migren, başağrısı.
Bazı kadın hastalıkları, menopoz, regl sorunları
Kabızlık, hazımsızlık, sırt ağrısı, romatizma, siyatik, eklem
Kas gerginliği
Ancak herhangi bir şikayetinizde öncelikle mutlaka bir hekime başvurmanız gerektiğini de asla aklınızdan çıkarmayın!
Funda Çatar
http://www.ipekcaldemir.com/formsante4.htm
Refleksoloji, akupunktur gibi fonksiyonel hastalıklarda başarılıdır. Bir enfeksiyonu iyileştirmesi olası değildir ve fıtık, bağırsak düğümlenmesi veya kırık bacak gibi yapısal bozukluklar için yapabileceği hiçbir şey yoktur. Zihinsel ve bedensel stresi azalttığı bilinmektedir. Kas gerginliğini azaltıp, lenf ve kan dolaşımını yükselttiği için rahatlatıcı olabilir. Bedenden toksinlerin atılmasını sağlar. Kabızlık, astım, stres, mesane hastalıkları, başağrıları, böbrek ve safra taşları gibi hastalıklar da etkili olduğu düşünülmektedir.
http://www.ailem.com/templates/library/1731.asp?id=11801
Hızlı yaşam ve modern teknolojiyle birlikte, çevre sorunları, elektronik kirlilik, parasal problemler ve küresel sorunlar vücudumuza ve ruhumuza dengesizlik getiriyor, sinir sistemimizi yoruyor, direncimizi azaltıyor. Bu da çeşitli fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkların kaynağını oluşturuyor. Terapi niteliğinde bir masaj tarzı olan refleksoloji, vücutta tıkanmış olan enerji kanallarını açarak stresin etkilerini hafifletiyor, derin bir rahatlama getirerek sinir sisteminin normal çalışabilmesini sağlıyor ve böylelikle rahatlayan bir vücut kendi kendini iyileştirebiliyor.
--------------------------------------------------------------------------------
STRES, günlük hayatımızın önlenemez bir parçası. Bir dereceye kadar yaşam için gerekli de. İnsan vücudu kısa vadeli stresi yaşayabilecek şekilde düşünülmüş. Fakat hızlı yaşamın ve modern teknolojinin (trafik, televizyon, gürültü, iş baskısı, aile problemleri, savaşlar, açlık, hastalıklar, çevre sorunları, elektronik kirlilik, parasal problemler, küresel sorunlar) vücudumuza ve ruhumuza dengesizlik getirdiği de bir gerçek. Uzun süre stres yaşayan bir vücutta sinir sistemi yoruluyor, vücudun direnci azalıyor.
Stresin uzun vadeli semptomları yorgunluk, anksiyete ve depresyon olabiliyor. Stres herkesi aynı şekilde etkilemiyor. Kimisi yüksek tansiyon, kimisi mide problemleri ya da baş ağrılarından şikayetçi. Refleksoloji, stresin etkilerini hafifletip derin bir rahatlama getirerek sinir sisteminin normal çalışabilmesini sağlıyor. Rahatlamış bir vücut kendi kendini iyileştirebiliyor. Özellikle yüksek tansiyon ve anksieteye, refleksoloji şifa getirebiliyor. Bunun yanı sıra, refleksoloji kan dolaşımı ve hormonal problemlere iyi geldiği gibi ağrı hafifletici niteliğe de sahip. Kanser, multiple-sclerosis ya da AIDS gibi hastalıkları iyileştiremese de, fakat ağrıyı hafifleterek hastanın rahatlamasına yardımcı olur.
Refleksoloji, terapi niteliğinde bir masaj tarzı. Ellerimiz, ayaklarımız ve kulaklarımız vücudumuzun bir çeşit haritasını taşıyor. Başka bir deyişle her organın el, ayak ve kulaklarda "reflect" ettiği yani yansıdığı bir yer var. Refleksoloji bu noktaları masajla harekete geçirerek, vücuttaki tıkalı enerji kanallarını açıyor, kişiye rahatlık getiriyor ve hastalıklara karşı vücudun bağışıklık sistemininin korunmasında yardımcı oluyor.
Vücuttaki her organın el, ayak ve kulaklarda belirli bir noktayla ilişkilendirilmesiyle ilgili bilgiler çok eskilere dayanıyor. MÖ 5000 yıl önce Çinliler, akupunktur noktalarının tedavideki önemini keşfetmişler, MÖ 2500 yıllarında da vücudu uzunlamasına geçen meridyenlere yani enerji akımının geçtiği dilimlere bölmüşler. Ancak refleksolojiye ait en eski bilgilere MÖ 2500-2300 yıllarında Mısır?da rastlanıyor. Bir Mısırlı doktorun mezarından çıkan piktograf, el ve ayak masajının o dönemlerde tedavi olarak uygulandığını gösteriyor.
Harry Bond Bressler?in Zone Therapy adlı kitabında bazı Orta Avrupa ülkelerinde bir çeşit refleksoloji tedavisinin 14. yüzyılda uygulandığı belirtiliyor. 19. yüzyılın ikinci yarısında ise Amerika?da Dr. Fitzgerald "Zone Therapy"nin kurucusu olarak ortaya çıkıyor. Vermont Üniversitesi Tıp Fakültesi?nden mezun olan Fitzgerald, parmaklardaki bazı noktalara bastırmayla el, kol, omuz, çene, burun ve kulaklar üzerinde "anestezik" yani uyuşturucu bir etki elde edilebileceğini görüyor. Ve buradan yola çıkarak "Zone Therapy"yi ortaya atıyor.
Fitzgerald, vücudu baştan başlayıp ayaklara inen, ayakların altından vücudun arkasına geçip başta biten eşit genişlikte 10 dilime bölmüş. Örneğin vücudun sağ tarafındaki ikinci dilimde yer alan bir ağrı, sağ ayakta ikinci dilimde hassas bir bölge oluşturuyor. Bu terapiye göre ağrının tedavisi ayaktaki ilişkilendirilmiş noktadan mümkün olabiliyor.
Eunice Ingham (1879-1974), vücudumuzdaki organların ayaklara yansıdığı noktalarda yaptığı çalışmalarıyla tanınıyor. Modern refleksolojinin anası olarak kabul edilen Ingham "Zone Therapy"nin yardımıyla ayaklarda bütün vücudun haritasını çıkararak refleksolojiye büyük katkıda bulundu.
Holistik (bütüncül) düşüncede, insan vücudu sürekli değişen, dinamik enerji sistemi olarak kabul ediliyor. Çinlilerin "Ch?i", Hintlilerin "Prana", Tibetlilerin "Lung-gom", Japonların "Sakia-tundra" ve Batılıların "hayat enerjisi" diye adlandırdıkları bu enerji, Doğu geleneklerine göre, her şeyi yaratan kuvvetin bir parçası ve diğer dolaşım yolları gibi kendine has yolları, kanalları (buna meridyen de diyebiliriz) olup, kesin bir akış yönüyle vücuttaki her yaşayan hücreye varabilecek bir niteliğe sahip. Uzakdoğu kültürüne göre bu enerjinin elektrik, manyetik, kızılötesi ve enfrasonik özellikleri bulunuyor. Çinlilerde ve Ayurvedik tıpta, düzgün akan, vücuda dengeli dağılan enerji, sağlığın temelini oluşturur. İşte Meridyen Terapisi bu düşünceyi temel alıyor.
Sağlıklı bir vücutta yaşam enerjisi rahatça dolaşabiliyor. Ama stres, hastalıklar, travmalar, bu enerjinin dengesizce akmasına neden oluyor. Dolayısıyla enerji bazı organlarda gereğinden fazla oluyor, bazılarınaysa gerektiği kadar ulaşamıyor. Refleksoloji terapisinde organların ilişkilendirildiği noktalara yapılan masajla bu meridyenlerde bloke olan enerji açılıyor ve vücutta dengeli bir şekilde akmaya başlıyor.
Refleksoloji, her yaştaki ve cinsteki insana ya da bebeklere uygun. Ancak tromboz ve diyabet durumlarında refleksoloji uygulanamıyor. Hamileliğin ilk üç ayında da dikkatli ve daha yavaş olmak üzere uygulanabiliyor.
MERİDYENLER
Akciğer Meridyeni: Akciğerler solunumu dengeler, havadaki "Ch?i"yi alıp, vücuda dağılmasından sorumludur. Bu meridyendeki bir dengesizlik, astım, öksürük, "dolu göğüs" dediğimiz semptomlara yol açabilir. Solunum fonksiyonları kan dolaşımı dahil vücudun bütün ritimlerini etkiler.
Kalınbağırsak Meridyeni: Kalınbağırsak meridyeninin görevleri, taşımak, değiştirmek ve arındırmaktır. Bu meridyendeki tıkanıklık mide ağrısı, ishal, kabızlık, gaz, şişme, akne, dolu geniz ve baş ağrısına sebep olabilir.
Mide Meridyeni: Mide hazımdan sorumludur. Mide meridyenindeki tıkanıklık, yorgunluk, zayıflık, akne, larenjit, tiroid problemleri, göğüste kist, fıtık, karaciğer, pankreas, dalak, safra kesesi sorunları, hazım, kabızlık, kolik, apandisit ve yumurtalık sorunları, bacak, diz ağrıları, deride mantar ve varis gibi başka dertlere yol açabilir.
Dalak/Pankreas Meridyeni: Dalak, kanın oluşumu ve düzgün akışından sorumludur. Ayrıca, kullanılmış kırmızı kan hücrelerini yok edip zararlı bakterileri nötralize eden yapılar oluşturur. Bu organdaki dengesizlik, zayıf adaleler, renksiz ve kuru dudaklara sebep olabildiği gibi, bu meridyendeki tıkanıklık, göğüste kist, kol altı lenflerinde şişme, mide ağrısı, rahimde kist, aybaşı sorunları, fıtık, bacak ve diz ağrıları, deride mantar gibi semptomları da ortaya çıkarır. Dalak meridyeni aynı zamanda vücuttaki sıvının transformasyonunda da rol oynar. Ödem (fazlasıvının vücutta birikmesi) bu meridyendeki tıkanıklıktan da kaynaklanabilir.
İncebağırsak Meridyeni: Bu meridyen arınmışı ve arınmamışı birbirinden ayırmakla gorevlidir. Midede başlayan ayırma ve emme işlevini devam ettirir. Omuzda ve dirsekte tutukluk, el küçük parmağında artrit, siğil, gene aynı parmağın tırnağında beyaz lekeler, kulakta sorunlar, yüzdeki nöralji (şiddetli ağrı) ve boğaz etrafındaki lenflerde şişme bu meridyendeki tıkanıklıktan olabilir.
Kalp Meridyeni: Kalp ve incebağırsak meridyenleri eş meridyenlerdir. Kalp kanı ve damarları idare eder, kan dolaşımını düzenler. Bu meridyendeki tıkanıklık, kolun iç tarafında ağrı, uyuşma, el küçük parmağında ağrı veya tutukluk, gene bu parmağın tırnağında beyaz noktalara sebep olabilecegi gibi, uykusuzluk, unutkanlık, histeri, mantıksız hareketler gibi sorunlara da yol açar.
Mesane Meridyeni: Mesane meridyeni böbrekleri uyarmak ve düzenlemekle sorumludur. Mesane iyi çalışmazsa sistemin geri kalan kısmı da toksinlerle zehirlenir. Bu meridyen, omurilik ve etrafındaki sinirler üzerinde etkilidir. Bu meridyendeki tıkanıklık, başağrısı, saç dökülmesi, omurilikte tutukluk, ense ve bel ağrıları, hemoroid, siyatik ağrıları, varis, bacaklarda kramp, zayıf ayak bilekleri, bükük ayak parmaklarına sebep olabilir.
Böbrek Meridyeni: Böbrekler Ch?i enerjisinin depolandığı yerdir. Bu enerjiyi depoladıklarından, vücuda hayati faaliyeti, canlılığı sunarlar. Böbreklerin iyi çalışmaması toksinlerin birikmesine, kan dolaşımının iyi yapılmamasına sebep olur. Bu meridyendeki tıkanıklık, yüksek tansiyon, akciğerlerde tıkanıklık, göğüste kist, mesane sorunları, kasıklarda egzama ve mantar, cinsel sorunlar, kısırlık, varis, alt bacağın arka adalesinde filebit, şiş ayak bilekleri, ayak altlarında yanma ve acımaya yol açabilir.
Kan Dolaşımı/Perikardium Meridyeni: Bu meridyenin en önemli görevi kalbi fazla yorulmaktan korumaktır. Bu meridyendeki zayıflık, kol altlarında acı ve şişkinlik, dirseklerde egzama, sıcak avuçlar, el orta parmağında egzama, siğil ve bu parmağın tırnağında beyaz noktalara sebep olabilir.
Hormon Meridyeni: Çinlilere göre bütün organlar bu meridyen tarafından korunduğu gibi, vücut sıcaklığı dengesi de bu meridyenin görevlerinden biridir. Bu meridyendeki tıkanıklık, gözün arka kısmında ve dış köşesinde ağrı, kulaklarda sorunlar, omuz ağrısı, kollarda tutukluk ve ağrı, yüzük parmağında (ya da dördüncü parmak) egzama, siğil, gene bu parmağın tırnağında beyaz noktalara sebep olabilir.
Safrakesesi Meridyeni: Eğer karaciğer stratejik planlar yapan askeri bir liderse, safra kesesi de Çinlilere göre yüksek rütbeli bir asker olup önemli kararlar alır. Vücutta uzun bir yol katettiği için, safrakesesi meridyenindeki tıkanıklık bir çok soruna yol açabilir. Şakaklarda ağrı, boyunda ağrı ve tutukluk, göz ve kulaklarda zayıflık, omuz ve kasıklardaki ağrılar, kalçadaki artrit ağrısı, diz sorunları, ayak dördüncü parmağında nasır, astım ve zona bu meridyendeki tıkanıklıktan gelen sorunlar olabilir.
Karaciğer Meridyeni: Doğu düşüncesine göre, bu organdaki Ch?i, vücut faaliyetlerini dengeler. Bu organ Ch?i enerjisini ve kanı her yöne yollar. Karaciğerin Çinlilerce askeri bir lidere benzetilmesi, vücuttaki eşitlilik ve iç organların hareketlerindeki uyumu sağlamakla görevli olmasına ilişkindir. Bu meridyen sinir sistemini kontrol ettiğinden, depresyon, kızgınlık gibi psiklojik sorunlarda da önemli rol oynar. Hayata gösterilen ilgi ya da ilgisizlik bu meridyendeki dengeyle sıkı sıkıya bağlıdır. Karaciğer meridyenindeki tıkanıklık, karaciğer, dalak, mide sorunları, cinsel organlarda egzama, uçuk, düşük sperm sayısı, iktidarsızlık, cinsel arzularda azalma, filebit, ayak başparmağında gut, mantar, ayrıca varis ve diz ağrılarına da sebep olabilir
http://www.bugday.org/article.php?ID=56
Uzakdoğu'da beş bin yıldır uygulanan bir teknik. Hatta eski Mısır'da firavunların el ve ayaklarına yaptırdıkları biliniyor. Eller ve ayaklar tüm Uzakdoğu kökenli şifa tekniklerinde; insanlığın bildiği tüm eski uygarlıkların tedavi metinlerinde büyük yer kaplıyor. Çünkü insan bedeni içindeki kilometrelerce uzunluğundaki sinirlerin çıkış noktaları, ellerimizle ayaklarımızda bulunuyor. Refleksoloji de ayak tabanında yer alan yedi bin civarındaki sinir uçlarına yapılan tıbbi bir masaj şekli. Eğer şifa alacak kişinin ayaklarında herhangi bir sorun varsa aynı yöntemin ellere de uygulanmasında bir sakınca bulunmuyor. Bedenimizdeki tüm organların sinir uçları ayaklarımızda mevcut. Bu uçlara yapılan baskılarla hem genel olarak bedenin; hem de tek tek organların enerji akışı düzenleniyor, bazı ra-hatsızlıklara dıştan yardımcı tedavi uygulanıyor. Tedavinin periyodu rahatsızlıklara göre değişiyor. Ortalama en az haftada üç gün yapılma-sı gerekiyor. Her seans yarım saatle bir buçuk saat arası değişiyor.
http://www.e-kolay.net/kadin/ana_detay.asp?MainID=358&PID=361&HaberID=114400&HID=10
Hastadan rahat bir yatağa ayakları çıplak olarak yatması istenir. Refleksolog, onlara yavaşça dokunur ve deri altında derinde bulunan kristal ve taşımsı maddelerin yerini saptayarak, hangi organın hastalık tarafından etkilendiğini teşhis eder. Bir refeksolog, ayağı, kristalleri bulana kadar, aynen kör bir insanın Braille okuması gibi okur. Onların üzerine bastırdıkça, hasta bastırılan bölgede, bedenin bu organda temsil edilen bölgesinde ve bazen her ikisinde de acı hisseder. Tedavi, başparmak ya da başka bir parmağın kenarıyla basınç uygulanarak saat yönünde döndürülmesinden oluşur. Bu basınç genellikle oldukça derindir, ama acı verici olmak zorunda değildir. Her seans 10 dakikadan 30 dakikaya kadar sürer ve birkaç seansa ihtiyaç olabilir. Bir veya bir kaç tedavi seansından sonra belli refleks noktalarındaki acılar, yavaş yavaş, -vücudun kendi iyileştirme kuvvetleri fizyolojik dengesizliği giderdikçe- ortadan kalkar. Hatta sık şikayetler bir tek seanstan sonra da ortadan kalkabilir. Hastanın tedaviye tepkisi farklıdır. Bazı hastalar kendilerini duygusal olarak bitkin, bazıları da güçlenmiş hissederler.
Refleksoloji uygulayan kişi, anatomi ve fizyoloji bilgisine sahip olmalıdır Ayrıca hastalıkları da tanımalıdır. Reflekslere verilen tepkileri yorumlamak ciddi bir eğitim ve uzmanlaşma gerektirir.
http://www.dunyaonline.com/123289.asp
Refleksoloji, akupunktur gibi fonksiyonel hastalıklarda başarılıdır. Bir enfeksiyonu iyileştirmesi olası değildir ve fıtık, bağırsak düğümlenmesi veya kırık bacak gibi yapısal bozukluklar için yapabileceği hiçbir şey yoktur. Zihinsel ve bedensel stresi azalttığı bilinmektedir. Son derece rahatlatıcı olabilir. Kas gerginliğini azaltır ve bu sayede lenf ve kan dolaşımını yükseltir. Bedenden toksinlerin atılmasını sağlar ve böylelikle vücudun içindeki şifa gücünü harekete geçirir. Refleksologlar, kabız, astım, stres halleri, mesane hastalıkları, başağrılarında, böbrek ve safra taşları gibi çarpıcı durumlarda iyi sonuç alırlar. Özellikle migrende refleksoloji ile iyi sonuç alınabilir ve sinir problemleri de kolayca halledilir.
http://www.dunyaonline.com/123289.asp
Masajın vücut üzerindeki direkt ve in direkt etkileri, vücut örtüsüne uygulanan manipülasyonların, yani ellerle verilen dokunma, bastırma, germe, esnetme ve titreştirme biçimindeki mekanik uyarıların tepkileridir. Tepki.deride, derialtı dokusuna, kaslarda ve damarları sinir ağında yerel oluşabileceği gibi; refleks yolla başka bölgelere, örneğin iç organlara da aktarılabilir. Vejetatif sinir sisteminin uyarılması da genel etki kompleksi kapsamındadır. Masajın etkileri, fiziksel, fizyolojik ve psikolojik etmenlerin bileşkesi olarak değerlendirilir. Deri üzerinden ellerle verilen basınç ve germe biçimindeki ritmik mekanik uyarılarla sıkıştırılan ve gerilerek esnetilen deri, deri altı dokuları ve kasların yapılarındaki sinir uçları (reseptörler) uyarılır. Ayrıca, dokuların yapılarındaki kan ve lenf damarları da bu fiziksel uyarılardan etkilenir; arteriyel, venöz, kapiller ve lenf dolaşım canlanır.
Vücut sistemleri üzerindeki etkiler şöyle derlenebilir.
1. Dolaşım Sistemi Üzerinde Etkiler
Klasik masajın kan ve lenf dolaşımı üzerine etkileri .deneysel ve klinik araştırmalarla kanıtlanmıştır. Vücut örtüsüne kalp yönünde uygulanan yeterli dozdaki öfloraj ve petrisajla, lenf ve venöz sistem uyarılarak dolaşımı aktive edilir (damarsal etki). Bölgedeki kan akımındaki canlanma aletsel olarak da gösterilebilir. Damarlardaki akışın canlanmasıyla. dokularda sıvı değişimi hızlanır, dokular daha bol besi maddesi ve oksijen alabilir, metabolizma artıkları bulundukları yerden daha çabuk uzaklaşabilir.
Damarların çevresinde bulunan otonom sinir ağının: uyarılmasıyla da damarlarda refleksif bir genişleme olur. Yani, kan akımındaki hızlanma salt yumuşak bir hortum içinde ki sıvının sıvazlanarak ilerletilmesi demek değildir!
2. Kas1ar Üzerine Etkiler
Çok kez sanıldığı gibi, masajla ne kas hacmi artırılabilir ne de kas güçlendirilebilir. Kasları kuvvetlendirmenin tek yolu, düzenli aktif çalışmalar, yani egzersizlerdir. Masaj; ancak kasların işlevsel yeteneklerini yeniden kazandırılmasında yardımcı olarak kasların güçlenmesine katkıda bulunabilir:
* Yorgun kas masajla, salt dinlenmeyle geçirilen süreye oranla çok daha çabuk dinlenip gevşeyebilir.
* Masaj yapılan kaslar; dolaşımların canlanmasıyla daha iyi beslendikleri için yaralanmalara karşı daha dirençlidirler; aşırı zorlanma daha iyi uyum sağlayabilirler.
* Kan akımının hızlanmasıyla süt asidi vb. metabolizma artıklarının oluşturdukları yerden taşınmalarıyla birikim önlenir; germe, esnetme ve titreştirme manipülasyonlarıyla hipertonik kaslar gevşetilip, esnetilebilir. Nitekim, klinik çalışmalarımızda hipertonik kasın, bireyden bireye değişmek üzere, 7-8 seans sonra el altında birden bire gevşediğini görüyoruz:
* Masaj, yetersiz harekette, yaralanmalarda ve felçlerde olası kas erimesini, atrofiyi önlemez, ama sertleşme,fibröz doku oluşumu ve kasılmalar bilinçli bir masajla engellenebilir. Kas ve eklemlerde değişik nedenlere bağlı hareket kısıtlamalarında egzersizlerden önce masaj uygulanırsa egzersizler daha kolay ve rahat yapılabilir.
3. Sinirler Üzerine Etkiler
Kopmuş bir sinirin masajla yeniden oluşturulması (rejenerasyonu) söz konusu değildir. Ancak, sinir ve çevre dokularının kan dolaşımının aktive edilmesi, metabolizmanın yükselmesiyle rejenerasyon hızlandırılabilir.
4. Dinlendirici, Gevşetici-Psikosedatif Etki
Genel masajda uyuklama, solunumun derinleşmesi; masajdan sonra yorgunluğun, bitkinliğin kaybolması, kişinin zindeleşmesi, masajın çevresel ve merkezi sinir sistemi üzerine olumlu etkisinin somut belirtisidir.Masajın en tipik psiko-sedatif etkisi, çocuklarda olsun, büyüklerde olsun okşama-sıvazlamadır.! Bu nedenle de masörün kişiliği yaklaşımı, sonucu büyük çapta etkiler.
5. İç .Organlar Üzerine Etkiler
Vücut örtüsünde belli bölgelerin değişik yöntemlerle uyarılmasıyla bazı iç organ hastalıklarına etkili olunabilmektedir. Nitekim mide ağrılarında, safra kesesi sancılarında, karında gaz oluşumlarında, sırtta belli bölgelerin ovulmasıyla rahatlama olduğu halk arasında bilinir (masajın uzak etkisi!} İç organların vücut örtüsünde refleksif yolla ilişkili bulunduğu alanların haritası bile çıkarılmıştır (Head Bölgeleri). "Bağ Dokusu Masajı" ve ''Ayaklarda Refleks Alanlarının Masajı" bu bölgelere uygulanmaktadır. Uzakdoğu kökenli Akupunktur; akupressur ve shiatsu ile de iç organlara etkili olma amaçlanmaktadır.
6. Ağrı Dindirici Etki
İnsanın, ağrıyan acıyan yerini içgüdüyle ovuşturması, masajın tipik ağrı giderici etkisidir. Uzun bir yürüyüş sonunda ya da zorlu bir işten sonra ağrıyan bacak ve kol kaslarının ovulması ya da ovdurulmasının anlamı da budur. Yara1anmanın olmadığı salt gerginlik ve kasılmaya, spazma bağlı kas ağrılarında neden, kasılan kas içindeki damarların sıkışarak daralmasıyla kasın yeteri kadar oksijen alamamasıdır. Bu gelişme tıpta ağrı kısır döngüsü olarak bilinir. Bu kısır döngüyü kırmak, kasa gerekli oksijeni gönderebilmek için spazmın kaldırılması, kan dolaşımının düzenlenmesi gerekir. Masajla hem spazm çözülebildiği, hem de kan dolaşımı artırılabildiği için ağrı geriler.
Ayrıca, ağrı duygusunu indirgeyen ağrı eşiğini yükselten maddelerin (endorfin vb.) salgılanmasını bilinçli ve düzenli masajla artırıcı fizyolojik bilgi ve teknik eğitim gereklidir. Bu da ancak özel masaj okullarıyla sağlanabilir. Ülkemizde maalesef bir tek özgün masaj okulu yoktur. Türkiye sınırları içindeki tüm masörlerin ve masözlerin neyi ne kadar bildiklerini, ne yaptıklarını ehliyetlerini, Sağlık Bakanlığı dahil kimse bilmez!
Klasik Masajın Etkileri
Hazırlayan : Dr. Necdet Tuna
Bu terapi nedir?, Nasıl uygulanır?
Refleksoloji'yi, "Ayaklar bedenin aynasıdır" sözüyle özetleyebiliriz. Refleksoloji, ayaklara uygulanan özel ovma hareketleriyle vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, bedenin kendi kendisini iyileştirme gücünü harekete geçirmesi olarak tanımlanabilir. Refleksoloji 'denge' sağlayan bir terapidir. Refleksoloji Terapisi kişinin kendisini, fiziksel, duygusal ve ruhsal bakımdan iyi hissetmesini sağlar ve kişiye doğal dengesini kazandırır. Refleksoloji, bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarının ayaklarda olduğu ve bu noktaların beden anatomisinin aynası olduğu prensibine dayanan bir sanattır. Refleksoloji, özel el ve parmak teknikleriyle bu refleks noktalarına baskı ve ovma yoluyla uygulanır.
Nelere iyi gelir?
Refleksoloji, hem (hastalıktan korunmak) "koruyucu sağlık" hem de belli sıkıntıların hafifletilmesi açısından uygulanabilir.
Refleksoloji aşağıdakiler de dahil pek çok durumda yardımcı olabilir:
Stres, yorgunluk, uykusuzluk Migren, başağrısı
Kadın hastalıkları, menopoz regl sorunları Kabızlık, hazımsızlık
Sırt ağrısı, romatizma, siyatik sinüzit, astım Prostat sorunları
Bu terapinin özeliği nedir?
Refleksoloji, beden fonksiyonlarını normalleştirir. Normalleş-miş beden fonksiyonları insana rahatlama, kaliteli bir uyku ve toksinlerden arınmış bir beden sağladığı gibi, dolaşım sistemini de güçlendirerek ağrıları dindirir. Bunların ötesinde Refleksoloji keyifli, dinlendiren ve ağrı sızı vermeyen bir terapidir. Refleksoloji terapisi sırasında, bazı organ ve sistemlerin harekete geçmesi doğaldır. Bu esnada kişinin kendisini farklı hissetmesi mümkündür.
Yan etkileri nedir?
Refleksoloji, hamileliğin ilk üç ayında tavsiye edilmez ve uygulanmamasına dikkat edilmesi gereken bir terapidir. Bununla birlikte enfeksiyon halinde, ateşlenme durumunda, kanser ve damar tıkanıklığı hastalıkları söz konusu olduğunda kişiye Refleksoloji uygulanmamalıdır. Bu terapinin hiç bir yan etkisi yoktur.
Ipek Caldemir
29/03/2004
Bu terapi nedir?, Nasıl uygulanır?
Ayaklar bedenin aynasıdır.
Bir çok kültürde eski zamanlardan beri uygulanan Refleksoloji, ayaklarda bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktaları olduğu ve bu noktaların beden anatomisinin aynası olduğu prensibine dayanan bir sanattır. Özel el ve parmak teknikleriyle bu refleks noktalarına uygulanan baskı, stresin azaltılmasını sağlayarak bedende fizyolojik değişikliklere yol açar.
Refleksoloji'nin temelinde, rahatsızlıkların enerjinin belli bir yerde bloke olmasından kaynaklandığı tezi yatar. Bu ilaçsız terapi, beden fonksiyonlarını normalleştirerek vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını harekete geçirir. Normalleşmiş beden fonksiyonları insana rahatlama, kaliteli bir uyku ve toksinlerden arınmış bir beden sağladığı gibi, dolaşım sistemini de güçlendirir; ağrıları dindirir. Refleksoloji tekniğiyle, bütün vücuda masaj yapmadan stresi vücuttan uzaklaştırmak, rahatlamayı ve dinlenmeyi sağlamak mümkündür
Refleksoloji nedir?
Nasıl uygulanır?
Refleksoloji yeni bir terapi midir? Tarihçesi ne kadar eskidir?
Refleksoloji sırasında neler hissederiz?
Refleksoloji ne gibi sıkıntılara iyi gelir?
Refleksoloji, bilimsel olarak kanıtlanmış mıdır?
Refleksoloji kimlere uygulanmamalıdır?
Refleksoloji?nin teşhis ve tedavide kullanımı nasıldır?
Refleksoloji ne kadar sıklıkla uygulanır?
Refleksoloji nedir?
Refleksoloji?yi,? Ayaklar bedenin aynasıdır? sözüyle özetleyebiliriz. Daha geniş anlamda Refleksoloji, ayaklara uygulanan özel ovma hareketleriyle vucudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, bedenin kendi kendisini iyileştirme gücünü harekete geçirmesi olarak tanımlanabilir. Refleksoloji ?denge? sağlayan bir terapidir. Refleksoloji Terapisi kişinin kendisini, fiziksel, duygusal ve ruhsal bakımdan iyi hissetmesini sağlar ve kişiye doğal dengesini kazandırır.
Nasıl uygulanır?
Refleksoloji, bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarının ayaklarda olduğu ve bu noktaların beden anatomisinin aynası olduğu prensibine dayanan bir sanattır. Refleksoloji, özel el ve parmak teknikleriyle bu refleks noktalarına baskı ve ovma yoluyla uygulanır.
Refleksoloji yeni bir terapi midir? Tarihçesi ne kadar eskidir?
Refleksoloji?nin tarihi 5000 yıl öncesine, Mısır Firavunlarına kadar uzanmaktadır. Tarihte Refleksoloji?nin Hindistan?da, Japonya?da, Çin?de ve Amerika?nın yerli Kızılderili medeniyetlerinde bilindiği kaydedilir. Refleksoloji?yi çok sonra, 1900?lü yıllarda, Dr. William Fitzgerald yeniden keşfedecektir. Dr. Fitzgerald Refleksoloji?yi, bir ağrı kesme yöntemi olarak kullanmıştır. Zamanla, Amerika kıtasından dünyanın dört bir köşesine yayılan Refleksoloji, ayaklardaki belli refleks noktalarının bulunmasıyla yavaş yavaş bugünkü şeklini almaya başlamıştır.
Refleksoloji sırasında neler hissederiz?
Refleksoloji, beden fonksiyonlarını normalleştirir. Normalleşmiş beden fonksiyonlarrı insana rahatlama, kaliteli bir uyku ve toksinlerden arınmış bir beden sağladığı gibi, dolaşım sistemini de güçlendirerek ağrıları dindirir. Bunların ötesinde Refleksoloji keyifli, dinlendiren ve ağrı sızı vermeyen bir terapidir. Refleksoloji terapisi sırasında, bazı organ ve sistemlerin harekete geçmesi doğaldır. Bu esnada kişinin kendisini farklı hissetmesi mümkündür. (Sözgelimi, Sindirim refleksine dokunulduğunda karnın guruldaması gibi.)
Refleksoloji ne gibi sıkıntılara iyi gelir?
Refleksoloji, hem (hastalıktan) ?koruyucu sağlık? hem de belli sıkıntıların hafifletilmesi açısından uygulanabilir. Refleksoloji aşağıdakiler de dahil pek çok durumda yardımcı olabilir:
Stres, Yorgunluk, Uykusuzluk, Migren, Başağrısı
Kadın hastalıkları, Menopoz, Regl sorunları
Kabızlık, Hazımsızlık, Sırt ağrısı, Romatizma, Siyatik, Eklem iltihaplanmaları, Sinüzit, Astım, Prostat sorunları
Refleksoloji, bilimsel olarak kanıtlanmış mıdır?
Evet. Örneğin, Amerika?da yapılan bilimsel bir araştırmaya göre Refleksoloji?nin, PMS?yi (Regl öncesi gerginliği) % 45 oranında azalttığı kanıtlanmıştır. (Ref. The College of Naturopathie and Complementary Medicine) Ayrıca araştırmalar Refleksoloji?nin hiçbir yan etkisinin olmadığını ve 20 dk.?lık bir Refleksoloji terapisiyle, vücut sirkülasyonunun % 10-15 oranında harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir.
Refleksoloji kimlere uygulanmamalıdır?
Refleksoloji, hamileliğin ilk üç ayında tavsiye edilmez ve uygulanmamasına dikkat edilmesi gereken bir terapidir. Bununla birlikte enfeksiyon halinde, ateşlenme durumunda, kanser ve damar tıkanıklığı hastalıkları söz konusu olduğunda kişiye Refleksoloji uygulanmamalıdır.
Refleksoloji?nin teşhis ve tedavide kullanımı nasıldır?
Refleksoloji, tehşis söz konusu olduğunda mükemmeldir. Bir Refleksoloji uzmanı, ayaklarına dokunduğu kişinin sıkıntılarını büyük olasılıkla tehşis edebilir. Tedavi konusuna gelince ise; diğer Doğal Terapiler gibi Refleksoloji de, ?koruyucu sağlık? çerçevesinde kendi üzerine düşeni yapar. Diğer Doğal Terapiler?den farklı olarak Refleksoloji, vücudun kendi iyileştirme mekanizmasını harekete geçirir.
Refleksoloji ne kadar sıklıkla uygulanır?
Refleksoloji, kişinin öngörüşmede belirlenen ihtiyacına göre haftada 1 seans (1 saat 15 dk.) uygulanması önerilir. Refleksoloji, yalnızca yukarıda değinilen sıkıntılarda değil, aynı zamanda kişinin kendi doğal dengesini kazanması için de oldukça etkilidir.
www.ipekcaldemir.com dan alınmıştır.
Reflekloji'yi yeni duymuş olabilirsiniz? Oysa ki bu tedavi yöntemi 5000 yıl öncesinde Mısır Firavunlarının uyguladığı, Hindistan, Çin ve Amerika'nın yerli kızılderili topluluklarında kullanılmakta olduğu bilinen bir yöntemdir.
Refleksoloji'ye göre ayak tabanlarında, üst ve yanlarında, parmak iç ve dış kısımlarında, bilekte birleşme bölgesinde değişik refleks noktaları vardır.
Refleks bölgeleri; bedenimizde farklı organlarla, bu organların içinde bulunduğu sistemleri harekete geçiren ve böylelikle organlar ve sistemler arasında meydana gelmiş olan enerji blokajlarını da ortadan kaldırır.
Refleksoloji'nin adı da bu refleks bölgelerinden kaynaklanmıştır. Refleks bölgelerinin dışında spesifik kulaktaki akupunktur noktalarına benzer noktalar da vardır. Zaten birçok organ meridyenlerine ait çok özel bu noktalara iğne batırılması ya da lazer uygulanmasıyla son derece güzel sonuçlar elde edilir.
Çarpıntısı olan bir hasta, ya da gastrointestinal sistemi çalışmayan bir hasta masajla bu nokta ve refleks bölgelerinin uyarılması sonucu anında bu şikayetlerinin geçtiğini deneyimleyebilir. Çarpıntı önce yavaşlar daha sonra kaybolur. Ya da bağırsaklarda sıkışmış gazların hareket etme sesi ve bağırsakların çalışmaya başladıkları belirgince hissedilebilir.
Genel bir uygulama sonrasında tüm beden, zihin, ruh yapımızın birlikte daha dengeli çalışmaya başladığı hissedilir. Özellikle yorucu ve stresli geçen bir hafta ya da günün sonunda bu uygulamayı yaşayan insan, bedeninin gevşediğini, kaslarındaki gerginliğin gittiğini, zihnindeki karışıklık ve durağanlığın kaybolduğunu ve tüm bedenin dinlendiğini hisseder.
Refleksoloji tedavisi sadece enerji tıkanıklıklarını ortadan kaldırmaz. Bu etkinin dolaylı olarak meydana getirdiği birçok olumlu durumları da kendiliğinden sağlar.
Hormonlar daha düzenli olarak salınır. Enzim yapımı başta karın bölgesinde, beyinde olmak üzere tüm bedende aktifleşmiş olur.
Refleksolojide uygulama kolaylığı vardır. Öncelikle konuya hakim, sağlığını önemseyecek bir doktor yada sağlık çalışanlarına müracaat edip genel bir muayaneden geçmesi önerilir. Sonra uygulamanın yapılış şekli uygulayacak kişiye öğretilir. Her öğrenen kısa bir süre sonra bu uygulamayı kendi kendisine yapabilme yeterliliğine kavuşur. İstediği, gerek duyduğu bir zaman ve mekanda bu uygulamayı kendisine yaparak bedenin dengesini yerine getirir.
Refleksoloji uygulaması insanın uykusunu düzenler, yaşam kalitesi ve bedenindeki toksinlerden kurtulmasını sağlar. Dolaşım sistemi güçlenir ve dolaşımdaki ağrı kesilmesini sağlayan hormonların salınmasıyla ağrıların ortadan kalkmasını sağlar.
Refleksoloji birçok hastalıkta yardımcı bir terapi olarak kullanılır. Burada özellikle yardımcı bir terapi olduğunun altı çizilmelidir. Sadece belirgin ciddi hastalıkları refleksoloji ile ortadan kaldırmaya çalışmak risklidir ve mümkünde olmayabilir.
Refleksolojinin kullanım alanı son derece geniştir. Bunda bu terapinin kesinlikle bir yan etkisinin olmaması, kolay uygulanılması ve her zamanda, mekan ortamında yapılması en önemli rolü oynamaktadır.
Bilimsel bir tedavidir.
Bu tedavinin etkinliğini ortaya koyan sayısız bilimsel araştırmalar yapılmış ve bu çalışmalar sonucunda etkinliği niteliksel - niceliksel olarak ispatlanmıştır. Bu bilimsel araştırmalar ışığında tedavinin tüm bedeni ve zihni bir bütün olarak etkilediği gerçeği net olarak ortaya çıkmıştır.
Kimlere uygulanmaz.
Hamileliğin ilk üç ayında tavsiye edilmez. Meydana getirdiği hormon değişimlerinin etkisiyle meydana gelebilecek muhtemel bir düşük hadisesine karşı bir önlem olarak bu tavsiye değerlendirilmelidir.
Yüksek ateş durumunda tıbbi ilaç tedavisine geçilmelidir. Ya da ciddi kanser vakalarında ve damar tıkanıklıklarında çok etkili olmayacaktır.
Kanser hastasının yaşadığı dolaşım sorunlarına bir bakıma faydalı olsa da meydana gelmiş ağır tahribatları ortadan kaldıramayacaktır.
Ne kadar sıklıkla kullanılır?
Öncelikle haftada iki, daha sonraları haftada bir uygulama yeterlidir. Diğer tamamlayıcı terapilerle kombine edilerek uygulandığında özellikle Ayurveda diyetine uyularak kullanıldığında, çok daha belirgince olumlu etkileri derin bir beden, zihin ve ruh uyumuyla gerçekleşir.
Hocam sitenizi çok beğendik. gümüş kolye sitemiz üzerinden farklı çeşitlerde gümüş kolyelere ulaşabilirsiniz ve aynı zamanda gümüş alyans satın alabilirsiniz.
YanıtlaSil